Uluslararası Ehl-i Beyt (a.s) Haber Ajansı – ABNA:
İsrail'de Haredi Yahudilerin zorunlu askerlikten muaf tutulmaları,
uzun yıllardır tartışılan bir konu olmuştur. Ancak son günlerde
Gazze'deki çatışmaların da etkisiyle bu tartışmalar yeniden alevlendi.
Medyada yer alan haberlere göre, Haredi topluluğuna yönelik yapılan 10
bin zorunlu askerlik çağrısından yalnızca 400 kişi askere gitmek üzere
merkezde hazır bulundu ve bunlardan sadece 70'i hizmete katıldı
Harediler, nüfusun yaklaşık %12'sini oluşturan ve dini
gerekçelerle askerlik yapmayı reddeden bir topluluktur. Bu durum, İsrail
hükümeti ve toplum arasında ciddi bir gerilim yaratmaktadır. Başbakan
Binyamin Netanyahu'nun liderliğindeki hükümet, Haredilerin askere
alınması konusunda çeşitli yasalar üzerinde çalışmakta ve bu konuda
kamuoyunu bilgilendirmeye çalışmaktadır. Ancak Haredi topluluğunun bu
duruma tepkisi oldukça serttir; birçok Haredi, askerlik hizmetinin dini
inançlarıyla çeliştiğini savunarak bu yükümlülükten kaçınmaktadır
İsrail Yüksek Mahkemesi'nin daha önce Haredilerin askerlikten muaf
tutulmasının ayrımcılık olduğuna dair verdiği karar, hükümeti yeni
düzenlemeler yapmaya zorlamaktadır. Ancak geçmişteki uygulamalar
nedeniyle toplumda oluşan memnuniyetsizlik, hükümetin bu konuda adım
atmasını zorlaştırmaktadır.
Askerlik süresinin uzatılması ve Haredilerin muafiyet yaşının
artırılması gibi öneriler, toplumda daha fazla tartışmaya yol
açmaktadır.
Haredi topluluğunun askere alınması gerektiği yönündeki talepler,
özellikle Gazze'deki çatışmaların ardından artmıştır. Ana muhalefet
liderleri ve bazı üst düzey askeri yetkililer, Haredilerin de savaş
yüküne katkıda bulunmasını istemektedir. Bu bağlamda, Netanyahu
hükümetinin Haredi topluluğunu silah altına alma konusundaki
kararlılığı, hükümet koalisyonunun geleceği açısından kritik bir öneme
sahiptir
İsrail'deki Haredi Yahudilerin zorunlu askerlik konusundaki
tutumları, toplumda derin bir bölünmeye neden olmaktadır. Hükümetin bu
sorunu nasıl çözeceği ve toplumun farklı kesimlerinin bu konudaki
görüşlerinin nasıl şekilleneceği merakla beklenmektedir. Bu durum,
sadece askeri değil aynı zamanda sosyal ve politik açıdan da önemli
sonuçlar doğurabilir.