AhlolBayt News Agency (ABNA)

source : rasthaber
Pazartesi

10 Ekim 2011

20:30:00
271121

Azerbaycan’daki Zülme Sessiz Kalmayalım!

Allah’ın adıyla Özgürlüğüne kavuştuğu günden beri batı emperyal gücün baskılarından kurtulamayan Azerbaycanın aziz halkı uyanış ve direniş sembolü olma yolundadır.

Ehlibeyt Haber Ajansı ABNA- Batı emperyal siyasetin güdümünde hareket eden Azerbaycan hükümeti, bu zaman zarfında din karşıtı tutumlarıyla kendisini batı dünuasına sevdirmeye çalışıyor. Ezanı yasaklamak, camileri yıkmak, hicabı yasaklamak, resmi işlemlerde hicablı resimleri kabul etmemek ve din karşıtı siyasete karşı mücadele eden alimleri zindana atmak bu rejimin sadece görünürdeki zulümlerinin bazılarıdır.

İktidarı ele geçirdikleri günden beri ahtapot gibi halkı çepeçevre sarıp halkın hak ve hukukunu elinden alan Aliyev diktatörlüğü, demokrasi ve laikliğin nasıl uygulanacağını patronlarının siyaseti doğrultusunda en güzel şekilde sergilemektedir.

İktidarlarının başından beri dini konularda ne yapacaklarını bilmeyen bu diktatör aile,  bir süre liberal bir tavır takınarak bütün inançlara eşit davranma adına halkının yüzde 90 Şia mezhebi mensubu olan Azerbaycan‘a kasıtlı olarak bir çok farklı tarikat ve mezhep propagandacılarını, liberal İslam savunucularını ve Vahabilerin girişine ortam hazırlamak suretiyle dini uyanışı engellemeye çalıştı.

Aliyev diktası bir taraftan siyonistlere sırtını dayayıp hile ve entrikalarla ele geçirdiği iktidarı, siyaset alanında tahakkümünü korumaya çalışırken diğer taraftan bu İslam düşmanı siyonist ajanlarına, mücadeleci Ali dostlarının önünü alması için her türlü fırsatı sunmuştur.

Bütün bu komplike  oyunlara rağmen Azerbaycan halkı  son yıllarda mücahid alimleri, mücadeleci aktivistleri, şuurlu akademisyenleri ve gayretli gençleri sayesinde uyanmış ve gerçekleri görmüştür.

Aliyev diktatörlüğü,  dış destekleyicileri ve bu zalimlere lobicilik rolüne soyunmuş ülkemizdeki bazı şövenist-ırkçı Azeri çevreler,  Azerbaycan halkının bu kadar erken uyanacağını, dini değerleri savunmak için her türlü fadakarlığı yapmaya hazır olduğunu hesaplayamamaktadırlar.

Batı dünyasının plan ve projeleri Allah’ın lütfuyla ortaya çıkmış emperyal siyasetin iflas ettiği görülmektedir.

Azerbaycan halkı İslami görevleri gereği hidayet önederlerinden aldığı ilham ile haklarını almak için uyanış kıvılcımını yakmıştır.

Çok geçmeden, Afrika ve Ortadoğu’daki İslamı uyanış gibi “Kafkasya’daki İslami uyanışın” fitilini de Azerbaycan’ın gayretli halkı  ateşleyecektir.

İfet ve namus sembolü hicab için verdikleri mücadele bütün müslümanlara ibret ve ders olmalıdır. Bu yolda gördükleri baskılar, tutuklamalar, hapisler ve işkenceler bu mukaddes yoldan onları döndermeyecektir.

Sovyetlerin  din karşıtı zulümlerinden özgürlüklerini kazanmalarının üzerinden henüz çeyrek asır geçmemişken diğer bir zulüm merkezi Batı emperyalizminin karşısında İslami değerlere sahip çıkmak için verdikleri mücadele, ülkelerinde İslami değerleri yaşatmak için mücadele verdiklerine sanan müslümanlara ders olmalıdır.

Sadece hicab için mücadelelerinde diktatör rejim tarafından zindana tıkılan onlarca alim, aktivist ve akedemisyen Azerbaycan’da ilkeli davranma dersi verirken başta Türkiye olmak üzere  aynı zulmün devam ettiği ülkelerde tek  bir kişinin dahi burnunun kanamaması düşündürücü değil mi?

Azerbaycanlı mücahidlerin mücadelesi yerinde ve takdire şayan ve mukaddes bir eylemdir. Ama İslam ülkelerinde başta alimler olmak üzere  aydınların bu zülümler karşısında sessiz kalması düşündürücü değil mi?

Müslümanların özgür olduklarını sandıkları ülkelerde Azerbaycan’lı mazlum kardeşleri  için ne bir protesto, ne bir yürüyüş, ne bir destek vermemesi düşündürücü değil mi?

Azerbaycanın mücahid alimleri, cesur aktivistleri ve gayretli gençlerinin mücadelesi, ülkemizde maslahatçı İslami çevrelerin, sözde kanaat önderi alimlerin ve müslümanların sessizliği, menfaatcı ve işbirlikci hükümetlerin vurdum duymazlığına rağmen meyvelerini verecektir.

İşkence, hapis, sürgün mücahidin göğüsünde başarı madalyasıdır. Bu hak yol hidayet önderlerinin mücadelesi ile aydınlanmış, şehidlerin kanıyla korunmuş ve onların yarenlerinin önderlerinin yolunu takip etmesiyle devam edecektir.

Bu mücadeleler inşallah  Hidayet Güneşinin doğacağının habercisi olacaktır.

Allah’ın selam ve rahmeti , Rabbim Allah deyip hak yolda her türlü işkence, baskı ve zulüme karşı direnenlere olsun.

Abdullah Özgür