Ehlibeyt Haber Ajansı ABNA- 17 Şubat günü Azerbaycan’da kılınan Cuma namazlarının ardından ülke çapında inançlı Müslümanlara karşı eşine az rastlanır çapta tutuklamalar yapıldı. Kısıtlı kaynaklardan elde edindiğimiz bilgilere göre Azerbaycan’ın Kuzeyinden Güneyine, Batısından Doğusuna pek çok tanınmış din adamları, ilahiyatçılar, alimler, İslami kimliği bulunan gazeteciler, STK mensupları ve siyasi parti mensupları tutuklanarak hapse atılmışlar.
Tutuklananların bir çoğu önce polisler tarafından tutuklamış ve daha sonra Azerbaycan Milli Güvenlik Bakanlığına (İstihbarat) aktarılmışlardır. Bazı tutuklulardan hiç bir haber alınamıyor.
Milli Manevi Değerler Derneğinin Başkanı Mehdi Memmedov polis karakolunda ifadesi alındıktan sonra serbest bırakılmış karakoldan ayrılıp eve dönüş esnasında sokak ortasında kendilerini istihbaratçı olarak tanımlayan birkaç kişi tarafından zorla kaçırılarak belirsiz bir yere götürülmüştür. Mehdi Memmedov’un avukatı ve yakınlarının tüm çabalarına rağmen kendisinden haber alınamamıştır.
Ulaşan son haberlere göre 100 civarında kişi tutuklanmıştır. Azerbaycan’da tutuklananlar arasında İran’ın Seher televizyonu kanalının Bakü muhabiri Anar Bayramlı adında şahıs da var.
Elde ettiğimiz başka bilgilere göre yalnızca Bakü’nün Nardaran köyünde 20’den fazla dindar müslüman tutuklanmıştır. Tutuklananların bir çoğu Azerbaycan toplumunda çok saygın İslam alimi ve ilahiyatçılardır. Bu saygın din adamları ya yasadışı silah ya da eroin bulundurmak gibi oldukça gülünç suçlamalarla göz altına alınmışlardır.
Hatırlatmak gerekir ki, geçen sene Azerbaycan’da başörtüsü yasağına itirazdan dolayı başta Azerbaycan İslam Partisi başkanı Dr. Möhsün Samedov olmak üzere 30’dan fazla saygın din adamı ve aydın tutuklanarak ağır cezalara çarptırılmışlardı.
Kardeş Azerbaycan’da yaşanan olaylar bir zamanlar Türkiye’nin de yaşamış olduğu “28 Şubat” sürecini anımsatmaktadır. Azeri kardeşlerimizin de yaşadığı bu baskı ve iftira dolu sürecin bir soğuk Şubat gününe tesadüf etmesi bir hayli düşündürücüdür. Akla gelen soru şudur: Acaba Azeriler de “28 Şubat” sürecini mi yaşıyorlar?