Ehlibeyt Haber Ajansı ABNA- Salihi, açıklamasında İran'ın Karabağ münakaşasıyla ilgili daha önceki tutumunu sürdürdüğünü ve bu tutumunun da sorunun müzakere yoluyla giderilmesi gereği olduğunu dile getirdi.
Salihi, yaptığı açıklamada, gerçekte, Tahran'ın, bölgesel güvenlik ve sebatın sağlanmasını istediğini ve kendi milli çıkarlarını da bölgenin güvenliğinin sağlanmasında gördüğünü söyledi. Salihi, açıklamasında ayrıca, İran'ın komşu ülkeler arasında her türlü ihtilafın ortadan kalkması ve bölge ülkeleri arasında ilişkilerin artması için elinden gelen her şeyi yapmaya hazırdır.
Bu arada sözkonusu basın toplantısında Ermenistan dışişleri bakanı Ervard Nalbandyan da, son 3 yıl içinde İran'a 6 kez ziyaret gerçekleştirdiğini hatırlatarak, iki ülke arasında ticari, siyasi ve kültürel komisyonların oluşturulması kararlarının alındığını, bu komisyon toplantılarının Haziran ayında Ermenistan'ın başkenti Erivan'da yapılmasının kararlaştırıldığını ve İran'la ilişkileri geliştirmek için iki ülkenin çok büyük potansiyele sahip olduğunu dile getirdi.
Bu arada İran İslam Cumhuriyeti dışişleri bakanı Ali Ekber Salihi'nin, Azerbaycan Cumhuriyeti ve Ermenistan arasında yaşanan Karabağ sorunu ve bu bölge topraklarının malikiyeti konusunda yaşanan meselenin halledilmesi için İran'ın her türlü işbirliği ve yardımı yapmaya dair açıklamasının, bölge ve uluslar arası arenada büyük yankı bulduğuna dikkat çekilmelidir.
Daha önce de İran İslam Cumhuriyeti sözkonusu sorunun giderilmesi konusunda birkaç kez her türlü yardımı yapmaya hazır olduğunu bildirmiştir. Elbette hatırlatmak gerekir ki, sözkonusu sorunun giderilmesi amacıyla, Amerika, Fransa ve Rusya'nın başkanlığında 1992 yılında kurulan Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı'nın (MİNSK) arabulucu sıfatıyla bu zamana kadar yaptığı bütün çabalar sonuçsuz kalmıştır. Bu durum tabii olarak sözkonusu MİNSK grubu liderlerinin yanı sıra Azerbaycan cumhuriyeti gibi sorunun bizzat içinde olduğu tarafların da MİNSK'le artık bu konuda işbirliğinin sürmesine ilgi göstermemelerine ve umutlarının tükenmesine neden olmuştur.
Bu zamana kadar bazı bölge ülkeleri ile MİNSK grubunun liderlerinin Karabağ sorununun halledilmesinde İran'ın yer almasını istememelerine rağmen söylemek gerekir ki, "bölge ülkeleri bölge düzeyinde devam eden gerçeklerden asla kaçamazlar". Bölge ülkeleri ve milletleri arasında yaşanan sorunların çözümünün de bölge ülkeleri arasında halledilmesi açık bir gerçektir. Zira, bölgesel sorunları bölge dışı güçlerin çözmeleri neredeyse imkansızdır.
Burada belirtmekte fayda olduğu düşüncesiyle, Tacikistan'da yaşanan iç sorunun İran İslam Cumhuriyeti'nin katkılarıyla ve yardımlarıyla son bulduğu ise bir gerçektir ve İran'ın olmadığı bölgesel sorunlar ise devam edecektir.
Öte yandan burada vurgulamak gerekir ki, Azerbaycan Cumhuriyeti'nde iktidar savaşları da, Karabağ münakaşasının bu zamana kadar bitmemesinde çok önemli faktörlerden biridir. Zira, Karabağ sorununun çözümü konusunda Azerbaycan Cumhuriyeti ve Ermenistan arasında 1992 yılında Tahran'da bir taslak hazırlanmış ve taraflar taslağı imzalamıştı. Ama dönemin Azerbaycan yöneticileri sözkonusu taslağı göz ardı ederek bu ülkenin müslüman halkını bir süreliğine de olsa kandırarak iktidarı tekellerinde bulundurmayı başarmışlardır. Azerbaycan cumhuriyetinin sözkonusu taslağa arka plana atmasından sonra çok uluslu batılı ülkelerin petrol şirketleri Azerbaycanlı siyasetçileri destekleme adına çok ciddi imtiyazlar, tavizler koparmışlardır.
Bölgede yaşanan bütün gerçeklere rağmen İran İslam Cumhuriyeti, bölgenin barış ve güvenliğinin sağlanması için, yeniden adımını atmış ve Karabağ münakaşasının halledilmesi için her türlü yardımı yapmaya hazır olduğunu bildirmiştir.
M.A.Talibi