Ehlibeyt (a.s) Haber Ajansı ABNA- Ayetullah Şubeyri Zencani ile Hz. Fatıma’nın (s.a) şehadeti münasebetiyle yapılan röportajda Ayetullah Şubeyri Zencani şunları dile getirdi:
Hz. Fatıma’nın (s.a) faziletleri hakkında rivayet edilen “Levlake hadisi” konusundaki görüşünüz nedir?
Her ne kadar bu hadisin senedi eleştiri konusu olsa da ancak metni savunulabilir. Tüm Ehlibeyt imamları hakkında bunu söylemek mümkündür. “Eğer İmam Sadık (a.s) olmasaydı Allah eflakı yaratmazdı” denilebilir. Çünkü bunlar Allah’la varlık alemi arasındaki feyiz vasıtalarıdır. Eğer Fatıma ve onun evlatları olmasaydı hidayet nuru beşeriyete ulaşmazdı. Bunlar yaratanla yaratılanlar arasındaki vasıtalardır. Dünya, insanlar Allah’a yönelsinler diye yaratılmıştır. Dolayısıyla onun oluşumu için gereken tüm mukaddimeler vücuda gelmelidir. Peygamber gibi yüce bir şahsiyet gelmeli, onun kızı Fatıma gibi bir hanımefendi gelmeli ve onun neslinden masum önderler gelmelidir. Bunlar birbiriyle bağlantılı şeylerdir.
Ehlibeyt imamları imam oldukları için Allah’ın kulları üzerindeki hüccetleridir. Peki, Fatıma (s.a) neden onlar üzerinde Allah’ın hücceti sayılmıştır?
İsmet/masumiyet makamını iyice tasavvur edecek olursanız o hazretin nasıl bir azamete sahip olduğunu anlarsınız. Yüce Allah bu makamı kimlere vermiştir acaba? İnsanın ruhundaki kapasite ne düzeyde olmalıdır ki bu makamı hak etmiş olsun? Fatıma (s.a) sadece masumiyet makamının sahibi değil, aynı zamanda imamet ağacının kök saldığı eşsiz bir annedir. İmamet soyu bu tertemiz hanımın vücudundan neşet etmiştir. Yüce Allah bu şerefi ona bahşetmiş ve onu masum imamların annesi kılmıştır. Yani beşeriyetin hidayetine önderlik eden imamlar ondan vücuda gelmiştir.
Sizce Hz. Fatıma’dan (s.a) başka böyle bir makama sahip olan biri yok mudur?
Hayır, yoktur. Sadece Fatıma’dır (s.a) ki Hasan (a.s) ve Hüseyin (a.s) ondan dünyaya gelmiştir.
Acaba Hz. Fatıma’nın makam ve menzileti bunlarla özetlenebilir mi?
Hayır, bunlar sadece örnek olsun diye beyan edilen bazı faziletleridir. Hz. Fatıma (s.a) ismet makamının yanı sıra kıyamet gününün şefaatçisidir. Yani ahrette tüm mahlûkatın ona ihtiyacı olacaktır.
Bazıları Hz. Fatıma (s.a) hakkındaki zulümleri inkâr ediyor ve böyle bir şey olmadığını iddia ediyor, bu konuda ne buyurursunuz?
Hatta Ehlisünnet tarafından kaleme alınmış bazı tarih kitaplarında Hz. Fatıma’nın (s.a) kapısının yakıldığından söz edilmiştir. Murucu’z Zeheb kitabında bu konudan bahsetmiştir.
Ancak şuna dikkat etmek gerekir: Bazı kimseler tarihi araştırırken bir konuda şüpheye düştü mü onu inkâr ediyor, bu doğru değildir. Böyle birinin yapması gereken “Bu konu tarih kaynaklarında farklı şekillerde anlatılmıştır” demesidir. Hz. Fatıma’ya (s.a) yapılan zulümleri inkâr etmek doğru değildir.
Faraza Hz. Fatıma’nın (s.a) ismet ve şefaat makamını göz ardı etsek dahi ama şunu biliyoruz ki bu musibet Hz. Mehdi’nin (s.a) musibetidir. Bu musibette Emiru’l-Muminin (a.s) ve evlatları yas tutmaktadır. İşte burada bizim o hazretin takipçisi olarak durumumuz belirginleşmektedir.
shafaqna