AhlolBayt News Agency (ABNA)

source : Wikishia
Çarşamba

15 Haziran 2016

09:30:27
760358

Anne ve Babaya İyiliğin Etkileri Nakledilen rivayetlere göre her kim anne ve babasına iyilikte bulunursa cennete girecektir.[70] Anne ve baba hakkında yapılan her iyilik, hatta ondan daha önce onun hanesine yazılmaktadır.[71] Anne ve babaya iyilikte bulunmak, insanın ölümünü tehir ettirmekte ve uzun ömür[72] ve bol rızka[73] sebep olur ve ölüm zorluğunu hafifletir.[74] Çocuğun anne ve babasına sevgi ve şefkatle bakışı, hac sevabına[75] ve anne ve babanın çocuklarına razı olmuş bir şekilde bakışı çocuğun köle azat etmesi sevabına[76] denktir.

Ehlibeyt (a.s) Haber Ajansı ABNA - Ebeveyn hakları (Arapça: حق الوالدين), anne ve babanın çocukları üzerindeki haklardır. Anne ve baba haklarına riayet etmek, İslam dinin ahlaki öğretilerinden ve Kur’an ve hadislerde tekit edilen konulardandır.

Kur’an-ı Kerim’de ebeveynlere iyilikte bulunmak “Allah’a ibadet” edilmesi ve “Ona şirk koşulmaması” hükmünden sonra zikredilmiş ve “anne ve babaya şükranlarını sunmak” “Allah’a şükür”le eşdeğerde tutulmuştur. Elbette anne ve babaya itaat, Allah’a karşı gelmekle sonuçlanmamalıdır.

Hadislerde anne ve babanın emirlerine uymak iman alameti, onlara bakmak ibadet, onlara iyi davranmak Allah katındaki en sevilen ibadet, onları hoşnut etmek Allah’ın rızası, hoşnut edilmemesi ise Allah’ın öfkesine neden olduğu belirtilmiştir. Her kim kendi anne ve babasına iyilikte bulunursa, cennete gider, anne ve babasının adına iyilik yapanlar, ondan daha önce onun hanesine yazılır. Anne ve babanın ahını almak ise cennetten mahrum olmaya, Allah’ın lanetini almaya, ilahi rahmet ve nimetlerin elinden alınmasına neden olur.

Ebeveyn Haklarının Önemi

Kur’an ayetlerinde kaç defa anne ve babaya iyilikte bulunulması emredilmiştir.[1] Bu emirler “ve bilvalideyn-i ihsanen” ifadesiyle ve Allah’a ibadet edilmesi ve Ona şirk koşulmaması emirlerinden sonra zikredilmiştir.[2] Yine anne ve babaya şükretmenin, Allah’a şükretmekle eşdeğerde tutulması[3], bu dini ve ahlaki emrin seçkin önemine delalet etmektedir. Bu öğreti İslam’dan önceki dinlerde de vardı. Nitekim bu ifadelerin bir benzeri Ahd-i Atik’de de yer almıştır.[4] Bundan dolayı, bazı Batılı yazarlar, onu, Hz. Musa’nın on emri ile mukayese etmişlerdir.[5]

Bu tavsiyenin nedeni, ebeveynlerin özellikle annelerin çocukluk döneminde evlatlarına olan zahmetlerinden dolayıdır.[6] Bazı müfessirlere göre, anne ve babalara ihsan etme emrinin, Allah’a ibadet etmenin yanında yer alması, anne ve babanın çocukların zahiri olarak vücut bulmalarına sebep olduklarından ötürüdür.[7]

Miskeviye’nin Görüşü

Ünlü âlim Şeyh Miskeviye[8] Kur’an’da çocuklara ebeveynlerine iyilikte bulunmaları ve onların haklarına riayet etmeleri tavsiyesinde bulunulması ve buna karşın çocuklar için böyle bir hakkın olmamasını şu şekilde açıklamıştır. Ebeveynler gerçekte çocuklarını kendilerinden ayrı bilmemekte ve onları kendilerinden hesap etmektedirler. Bundan dolayı kendilerini sevdikleri kadar onları da sevmektedirler, onların büyüme ve gelişmelerini kendi büyüme ve gelişmeleri saymaktadırlar. Çocukların vücut bulmalarına neden olduklarından, hakikatte onları kendi idame ve devamları olarak görmektedirler, onların baki kalmaları ile baki kalmaktadırlar. Ama çocuklar anne ve babaları için böyle bir düşünce ve duyguya sahip değillerdir ve zamanla onu elde etmektedirler.[9]

Nasrettin Tusi’nin Görüşü

Ünlü Şii âlimi Nasrettin Tusi[10], anne ve baba hakkını, en üstün ahlaki fazilet olan adaletin gereklerinden bilmektedir. Ona göre[11] anne ve babaların çocukların dünyaya gelmesi ve onların eğitilmesi gibi konularda çektikleri zahmet ve sıkıntılardan şöyle bir sonuç çıkmaktadır: güç ve kudret miktarı Allah’a ibadet edilmesi ve verdiği nimetlere şükretmek, adaletin bir gereği olduğu gibi, Allah’ın haklarını eda etmekten sonra anne ve babanın haklarını eda etmekten daha üstün hiçbir faziletin olmamasını da adalet iktiza etmekte ve gerektirmektedir. Ayrıca anne ve babaya şükretmekten ve onların hoşnutluğunu kazanmaktan daha üstün bir ibadetin olmamasını da iktiza etmektedir. Bundan dolayı anne ve babaya iyilikte bulunmak, Allah’ın vahdaniyetini itiraf etmek ve Ona ibadet etmekle eşdeğerde tutulmuştur. Hatta ona göre[12] bu hakka riayet etmek, ilahi haklardan daha önceliklidir. Zira Allah’ın böyle bir beklentisi yoktur, ama anne ve baba her zaman çocuklarının onların zahmetlerine karşılık vermelerini beklemektedir.

Kur’an’da

Ebeveyn Haklarının Kur’an’daki Örnekleri

Kur’an tavsiyelerinde, bazen ebeveyn haklarının mısdak ve ölçütleri de zikredilmiştir. Örneğin: çocuklardan özellikle anne ve baba yaşlandıkları vakit onlara kaba ve sert davranmamak bir yana onlara yumuşak ve alçak gönüllü bir şekilde davranmaları ve anne ve babaların çocukların büyüme ve gelişme çağında çektikleri zorluk ve onlara gösterdikleri şefkat ve sevgi karşılığında onlar hayatta iken ve öldükten sonra onlar hakkında dua etmeleri ve Allah’tan onlara rahmet etmesini[13] istemektedir. Nitekim peygamberler de anne ve babalarının hakkında her zaman hayır duada bulunmuşlardır.[14] Fazıl bin Hasan Tabersi[15] ayetlerin siyak ve anlatım biçiminden anne ve baba hakkındaki bu duanın kabul olacağı ve nitekim hadislerde de bu mevzuya tekit edildiğini belirtmiştir.[16]

Bazı Medeni ayetlerde çocuklardan anne ve babaların mali ve ekonomik haklarına riayet etmeleri istenmiştir. Çocuklar, kendi mallarından anne ve babalarına infak etmeli ve emredildiği gibi vasiyet ve miraslarında onların haklarını gözetmelidir.[17]

Ebeveynlere Dua Etmenin Şartı İmandır

Müfessirlerin görüşüne ve tıpkı Tövbe suresinin 113. Ayetine göre, çocukların anne ve babaları hakkında dua etmelerinin şartı, onların imanlarıdır. Kâfir ve müşrik anne ve babaya, Kur’an’ın tavsiyesi ile ilahi rahmet talebinde bulunmamak gerekir, bilakis çocuklar, dualarını ebeveynlerin imanına göre endekslemeli ya da onların hidayeti için dua etmelidir.[18]

İlahi Emirler Ebeveynlerin Hoşnutluğundan Önceliklidir

Anne ve baba çocuklarını Allah’a şirk koşmaya zorlarlarsa[19] her ne kadar anne ve babalarına karşı yumuşak, hoşgörülü ve müdara edici olmak zorunda olsalar da onların emirlerine uymak, ilahi emirlerle çatıştığından gerekmemektedir ve onların bu emri geçersizdir.[20] İlahi emirlere uymak ve adalete riayet etmek anne ve babaların hoşnutluğundan daha önceliklidir. Ayrıca anne ve babaya ilgi ve saygı, çocukların adaletten ve insaf çizgisinden sapmalarına mani olmamalıdır.[21] Zira akraba ve yakınlar, kıyamet günü çocuklara bir fayda sağlamayacaktır.[22]

Hadislerde

Hadislerde de ebeveynlerin özel yerine ve onlara ihsan ve iyilik yapılmasına tekit edilmiştir. Şia ve Sünni hadis külliyatlarında bu konu doğrudan ele alınmıştır.[23] Öyle ki onlarla iyi geçinme ve onlara itaat, akli bir davranış[24]ve Allah’ı sahih bir şekilde tanıma göstergesi[25] olarak değerlendirilmiş ve buna karşın onların haklarını gözetmemek ve onlara itaat etmemenin haram ve günah-ı kebire zümresinden sayılmıştır.[26] Zira anne ve babaya itaatsizlik, ilahi nimetlere karşı (anne ve baba nimetine) nankörlük ve sonuçta Allah’ın itaatinden çıkılmak demektir.[27]

Anne ve babaya itaat etmek iman alameti[28], onlara bakılması ibadet[29], onlara iyi davranılması Allah nezdindeki en sevimli amel[30], onların hoşnutluğu Allah yolunda cihat şartı (vücub-i aynı dışında)[31] sayılmış ve ilahi rıza ve gazap ebeveynlerin çocuklarına karşı hoşnutluk veya hoşnutsuzluğunda bilinmiştir.[32] Buna ilaveten, onların haklarına riayet edilmesinde kusur gösterilmesi, hiçbir şekilde kabul edilmemektedir.[33] Buna göre, Hz. Fahri Kâinat Efendimiz (s.a.a) ebeveynlere iyilik edilmesini, kişinin başkalarına karşı fazilet amillerinden saymıştır.[34]İmam Bakır (a.s) da bunu Şiaların bariz özelliklerinden saymıştır.[35] Bundan dolayı, Müslümanlar ebeveynleri hakkında iyilikte bulunmakta ve bu emrin zorluklarına tahammül etmektedirler.[36] Hatta ebeveynleri müşrik olsalar[37] ya da hayatta olmasalar bile.[38]

Hz. Resulü Kibriya Efendimizin (s.a.a) siyresinde de bu çok belirgindir. Nitekim denildiğine göre Efendimiz, sütannesine çok büyük değer vermiş[39] ve anne ve babasına iyi davrananlara saygı duymuştur.[40] Elbette hadislerde de Kur’an gibi ebeveynlere itaat etmenin farz olduğu -ve hatta eğer müşrik olsalar dahi- belirtilmiş, ancak bu Allah’a günah işlememek[41] şartına bağlanmıştır. Bunun anlamı da anne ve baba haklarının sakıt olduğu değildir.[42]

Hadislerde Anne Hakkına Özel Önem Verilmiştir

Hadislerde anneye özel önem verilmesi vurgulanmış[43] ve hakların çoğu ona mahsus bilinmiştir.[44] Öyle ki hakkının eda edilmesinin mümkün olmadığını belirtmiştir.[45] Nitekim Hz. Resulü Kibriya Efendimizden nakledilen “Cennet anaların ayakları altındadır”[46] meşhur sözü, annenin özel konumuna ve ilahi hoşnutluğun onun haklarına riayet edilmesinde yattığını göstermektedir. Hatta bazı rivayetlerde, anneye iyilik edilmesi önceki günahların kefareti sayılmıştır.[47] Bundan dolayı, anne ve baba hakkı ve çocukların vazifeleri, birbiri üzerinde farklılıklar göstermektedir. 
İmam Seccad (a.s) haklar risalesinde, annenin gebeliğin başından rüşte erip geliştiği güne kadar çektiği zorlukları, annenin çocuk üzerindeki hakkı olarak saymış ve çocuklardan annenin zahmetlerinin kadrini bilmesini istemiştir. Buna karşın, babayı çocuğun asıl ve temeli, varlık ve hayat hakkı olarak bilmektedir.[48] Nasrettin Tusi[49] anne hakkını, baba hakkından daha fiziksel saymış ve ona göre -ki bunu bilmek, akletmeyi gerektirmektedir- bundan dolayı anne hakkı baba hakkından daha önce çocukların ilgisini çekmekte ve onu eda etmek için özen göstermektedirler. Ona göre, baba haklarının edası daha çok babaya eksiksiz olarak itaat etmek, onu hayırla anmak, dua ve senada bulunmak gibi manevi işlerde, anne hakkının edası ise, mal temin etmek ve yaşamını rahat ettirmek için gerekli araç ve gereçlerin temin edilmesi gibi maddi şeylerdedir.[50]

Hadislerde Ebeveyn Haklarının Ölçütü

Hadislerde anne ve babanın çeşitli maddi ve manevi haklarına değinilmiştir. Onlardan bazıları şunlardır:

  • Hadislerde, anne ve babanın hayatlarının korunmasına vurgu yapılmıştır. Örneğin:
    • Çocuklar, anne ve babalarına zarar vermekten sakındırılmış ve nehyedilmiştir.[51]
    • Onların öldürülmesi en büyük küfür (inkâr) ve nankörlük olarak değerlendirilmiştir.[52]
    • Çocuklara, mallarını infak etmekte anne ve babalarını başkalarından öncelikli tutmaları tavsiye edilmiş[53]ve hatta ihtiyaçları olmasa bile onların maddi ihtiyaçlarının giderilmesine özen göstermeleri istenmiştir.[54]
  • Görgü kurallarına riayet edilmesi de ebeveyn haklarındandır. Örneğin: evlat, onların yanında iyi bir yoldaş olmalı; onları isimleriyle çağırmamalı; onlardan önde yürümemeli; onlardan önce ve onlara sırtı dönük oturmamalıdır.[55] Çocuklarını çağırdıklarında namazda olsalar dahi tez bir şekilde dediklerini yapmaları gerekir.[56] Nitekim eğer onların istek ve temayülleri evladın istek ve temayülüne aykırı dahi olsa, onlara surat asmamaları, kötü davranmamaları ve hatta nankörlüğün en düşük seviyesi olan “of” bile dememeleri gerekir.[57] Zira onları üzmek ve kırmak, anne ve babaya itaatsizlik ve onların ahını alma ölçütüdür.[58]
  • Anne ve babanın mahremiyet ve özelini korumak;[59]
  • Söz ve davranışta onlara karşı tam bir tevazu ve hoşgörü göstermek;[60]
  • Onlara şükranlarını sunmak;
  • Onlar hakkında dua etmek;
  • Hayır işlerinde anne ve babaya yardım etmek.[61]

Anne ve Babanın Öldükten Sonraki Hakları

Çocuklara anne ve babaları öldükten sonra da onlara ihsan ve iyilikte bulunmaları söylenmiştir.[62] Bağışlanma dileğinde bulunmak, onlar hakkında Kur’an okumak, sadaka vermek, onların borç ve üstlendikleri diğer taahhütlerin yerine getirilmesi, yakınlarıyla sılayı rahimde bulunmak[63], onlar hakkında oruç ve hac ibadetleri yapmak bunlardan bazılarıdır.[64] Hatta baba (ve annenin) kazaya kalmış namaz ve oruçların büyük oğul tarafından kılınması ve tutulması farzdır.[65] Sahife-i Seccadiye’de[66] çocukların anne ve babaya karşı vazife ve sorumlulukların tamamı dua kalıbında zikredilmiştir.[67]

Hadislerde, ebeveynlerin hakkını eda etmenin çok zor olduğuna vurgu yapılmış[68] ve bu vazifelerin yerine getirilmesi her ne kadar çocuklar için zor olsa da anne ve babanın zahmetlerini telafi edemeyeceği belirtilmiştir.[69]

Anne ve Babaya İyiliğin Etkileri

Nakledilen rivayetlere göre her kim anne ve babasına iyilikte bulunursa cennete girecektir.[70] Anne ve baba hakkında yapılan her iyilik, hatta ondan daha önce onun hanesine yazılmaktadır.[71] Anne ve babaya iyilikte bulunmak, insanın ölümünü tehir ettirmekte ve uzun ömür[72] ve bol rızka[73] sebep olur ve ölüm zorluğunu hafifletir.[74] Çocuğun anne ve babasına sevgi ve şefkatle bakışı, hac sevabına[75] ve anne ve babanın çocuklarına razı olmuş bir şekilde bakışı çocuğun köle azat etmesi sevabına[76] denktir.

Anne ve Baba Ahının Sonuçları

Anne ve babanın ahı ve razı olmaması cennetten mahrum olmaya[77], Allah’ın lanetine[78] ve Allah’ın rahmet, nimet ve ilgisinin selp olmasına neden olur.[79] Nitekim (rivayet edildiğine göre) Hz. Yusuf (a.s) babasına saygı ve ihtiramda geciktiğinden nübüvvet silsilesinin ondan alınmasına neden olmuştur.[80] Anne ve babasının ahını alan kişinin namaz[81] ve itaati[82] de kabul edilmeyecek ve ölümü öne çekilecektir.[83]

http://tr.wikishia.net/view/Anne_ve_Baba_Haklar%C4%B1

WİKİSHİA.NET

Kaynakça

  1. Yukarı git Ankebut, 8; Ahkaf, 15: “Biz, insana, ana babasına iyilik etmesini emrettik.”
  2. Yukarı git Bakara, 83; Nisa, 36; En’am, 151; İsra, 23.
  3. Yukarı git Lokman, 13, 14: “Hem bana, hem anne ve babana şükret, dönüş yalnız banadır."
  4. Yukarı git Sıfır Laviyan, 19: 2-4; Sıfır huruç, 12: 20; Sıfır tesniye, 16:5.
  5. Yukarı git Roberts, s. 46, 49; Hirschfeld, s. 81; Geiger, s. 84.
  6. Yukarı git İsra, 24; Lokman, 13, 14; Ahkaf, 15.
  7. Yukarı git Fahri Razi, Beyzavi, İbn Kesir, Feyzi Kaşani, İsra 23, Nisa 36 ve Ankebut, 8. Ayetlerinin açıklaması.
  8. Yukarı git Miskeviye, s. 131, 132.
  9. Yukarı git Nasrettin Tusi, s. 139.
  10. Yukarı git Tusi, s. 237.
  11. Yukarı git Tusi, s. 237, 238.
  12. Yukarı git Tusi, s. 238.
  13. Yukarı git İsra, 23, 24.
  14. Yukarı git İbrahim, 41; Şuara, 86; Neml, 19; Nuh, 28.
  15. Yukarı git İsra, 23, 24; açıklama için el-Mizan tefsirine bakılabilir.
  16. Yukarı git İbn Hambel, c. 2, s. 258; Ebu Davud, c. 1, s. 343; Hasan bin Fazıl Tabersi, s. 275.
  17. Yukarı git Bakara, 180, 215; Nisa, 11; Taberi, Tusi, et-Tibyan, ayetin açıklaması.
  18. Yukarı git Bkz. Tabersi, Tusi, et-Tibyna, Zemahşeri, Fahri Razi, İsra, 23, 24. Ayetin tefsiri.
  19. Yukarı git Ankebut, 8; Lokman, 13, 14.
  20. Yukarı git Ahkaf, 15.
  21. Yukarı git Nisa, 135.
  22. Yukarı git Mumtehine, 3; Maaric, 111, 12; Abese, 34, 35.
  23. Yukarı git Kâfi, c. 2, s. 157, 163; Biharu’l-Envar, c. 71, s. 22, 86; Buhari, c. 7, s. 68, 71; Müslim, c. 8, s. 2, 6.
  24. Yukarı git Kâfi, c. 1, s. 22.
  25. Yukarı git Misbahu’ş-Şeriat, s. 70.
  26. Yukarı git Kâfi, c. 2, s. 278; Buhari, c. 7, s. 70, 71.
  27. Yukarı git İbn Babaveyh, c. 3, s. 565; Şeyh Saduk, c. 2, s. 479.
  28. Yukarı git Kâfi, c. 2, s. 158.
  29. Yukarı git Kâfi, c. 4, s. 240.
  30. Yukarı git Buhari, s. 69.
  31. Yukarı git Kâfi, c. 2, s. 2160; İbn Hambel, c. 3, s. 76; Sanaani, c. 8, s. 463; İbn Ebi Şeybe, c. 6, s. 99; İbn Hambel, c. 2, s. 165.
  32. Yukarı git Kâfi, c. 1, s. 428; Tirmizi, c. 3, s. 207.
  33. Yukarı git Kâfi, c. 2, s. 162.
  34. Yukarı git Kâfi, c. 2, s. 57.
  35. Yukarı git Kâfi, c. 2, s. 74.
  36. Yukarı git Kâfi, c. 2, s. 162; Şeyh Saduk, c. 4, s. 361.
  37. Yukarı git Buhari, c. 7, s. 71.
  38. Yukarı git Kâfi, c. 2, s. 158.
  39. Yukarı git Ebu Davud, c. 2, s. 507, 508.
  40. Yukarı git Kâfi, c. 2, s. 161.
  41. Yukarı git Kâfi, c. 1, s. 428; Şeyh Saduk, c. 2, s. 124: “لاطاعة للمخلوق فى معصیة الخالق”
  42. Yukarı git Kâfi, c. 2, s. 159; Müslim, c. 3, s. 81.
  43. Yukarı git Kâfi, c. 2, s. 159, 160; Buhari, c. 7, s. 69; İbn Hambel, c. 5, s. 3.
  44. Yukarı git Hâkim Nişaburi, c. 4, s. 150.
  45. Yukarı git İbn Ebi Cumhur, c. 1, s. 269.
  46. Yukarı git İbn Hambel, c. 3, s. 429; Nesai, c. 6, s. 11; İbn Mace, c. 2, s. 930.
  47. Yukarı git Kâfi, c. 2, s. 162; Kutbu Ravendi, s. 126.
  48. Yukarı git Şeyh Saduk, c. 2, s. 621, 622; Kabacini, c. 1, s. 545, 578.
  49. Yukarı git Tusi, s. 239.
  50. Yukarı git İbn Kesir, Ankebut, 8.
  51. Yukarı git İbn Mace, c. 2, s. 890.
  52. Yukarı git Kâfi, c. 2, s. 348.
  53. Yukarı git Kâfi, c. 4, s. 13; Taberani, c. 3, s. 332.
  54. Yukarı git Kâfi, c. 2, s. 157.
  55. Yukarı git Kâfi, c. 2, s. 158, 159; Şeyh Saduk, c. 4, s. 372; Buhari, s. 21.
  56. Yukarı git Ravendi Kaşani, s. 92; Muttaki, c. 16, s. 470.
  57. Yukarı git Kâfi, c. 2, s. 349; Tusi, et-Tibyan, Suyuti, İsra, 23. Ayetin açıklaması.
  58. Yukarı git Şeyh Saduk, c. 4, s. 372.
  59. Yukarı git Kâfi, c. 6, s. 503; İbn Babaveyh, c. 4, s. 372.
  60. Yukarı git Taberi, Fazıl bin Hasan Tabersi, İsra, 24. Ayetin açıklaması.
  61. Yukarı git İbn Babaveyh, c. 1, s. 258.
  62. Yukarı git Kâfi, c. 2, s. 159, 163.
  63. Yukarı git Kâfi ve İbn Babaveyh a.g.y; Buhari, s. 20; İbn Mace, c. 2, s. 1209.
  64. Yukarı git Kâfi, c. 2, s. 159.
  65. Yukarı git Muhakkik Hilli, kısım. 4, s. 826.
  66. Yukarı git Sahife-i Seccadiye, 24. Dua.
  67. Yukarı git Şii İmamlarından nakledilen dualara örnekler için Bkz. Tusi, Misbahu’l-Muteheccid, s. 99, 101, 146, 267, 300, 313, 613, 727.
  68. Yukarı git Şeyh Saduk, s. 547; Müslim, c. 4, s. 218.
  69. Yukarı git El-Fıkh el-Mensub lil-İmam Rıza aleyh selam, s. 334; hasan bin Fazıl Tabersi, s. 280; Heysemi, c. 8, s. 137; Nuri, c. 15, s. 180.
  70. Yukarı git İbn Hambel, c. 2, s. 346; Müslim, c. 8, s. 5, 6.
  71. Yukarı git Kâfi, c. 2, s. 159.
  72. Yukarı git İbn Babaveyh, s. 301; Buhari, s. 16.
  73. Yukarı git İbn Hambel, c. 3, s. 229.
  74. Yukarı git İbn Babaveyh, s. 473.
  75. Yukarı git Beyhaki, c. 6, s. 186; Muttaki, c. 16, s. 469.
  76. Yukarı git İbn Ebi Dunya, s. 65.
  77. Yukarı git Sanaani, c. 7, s. 454; İbn Hambel, c. 2, s. 203; Kâfi, c. 2, s. 348.
  78. Yukarı git İbn Hambel, c. 1, s. 317.
  79. Yukarı git İbn Hambel, c. 3, s. 440; Nesai, c. 5, s. 80, 81.
  80. Yukarı git Kâfi, c. 2, s. 312, 331.
  81. Yukarı git Kâfi, c. 2, s. 349.
  82. Yukarı git Biharu’l-Envar, c. 71, s. 80; Nuri, c. 15, s. 196.
  83. Yukarı git Kafi, c. 2, s. 448; İbn Babaveyh, c. 3, s. 565; Hâkim Nişaburi, c. 4, s. 156.

Bibliyografi

  • Kur’an-ı Kerim.
  • Kitabı Mukaddes, ahdi atik.
  • İbn Ebi Dunya, Mekarimu’l-Ahlak, Mecidi Seyyid İbrahim baskısı, Kahire, m. 2004.
  • İbn Ebi Cumhur, Avaliu’l-Lealiu’l-Aziziye fi’l-Ahadisi’d-Diyniye, Mucteba Iraki baskısı, Kum, 1985.
  • İbn Ebi Şeybe, el-Musennef fi’l-Ahadis ve’l-Asar, Said Muhammed baskısı.
  • İbn Babaveyh, Uyun-u Ahbari er-Rıza, Mehdi Laciverdi, Kum, ş. 1363.
  • İbn Babaveyh, Men La Yahzuruhu’l-Fakih, Ali Ekber Gaffari baskısı, Kum, k. 1404.
  • İbn Babaveyh, Emali, Kum, 1417.
  • İbn Babaveyh, İlelu’ş-Şerai, Necef, 1385, Kum ofset baskısı.
  • İbn Hambel, Müsned-i İmam Ahmed bin Hambel, Beyrut, Daru sadır.
  • İbn Kesir, Tefsiri el-Kur’anu’l-Azim, Beyrut, 1412.
  • İbn Mace, Sünen İbn Mace, Muhammed Fuad Abdulbaki, Kahire, m. 1954.
  • Süleyman bin Eş’es Ebu Davud, Said Muhammed Liham baskısı, beyrut, m. 1990.
  • Muhammed bin İsmail Buhari, Sahihi Buhari, Muhammed Zihni Efendi baskısı, İstanbul, m. 1981.
  • Muhammed bin İsa Tirmizi, Süneni et-Tirmizi, c. 3, Abdurrahman Muhammed Osman baskısı, Beyrut, k. 1403.
  • Ahmed bin Ali Tabersi, el-İhticac, Muhammed Bakır Musevi Horasan baskısı, Necef, m. 1966.
  • Abdullah bin Ömer Beyzavi, Envaru’t-Tenzil ve Esraru’t-Tevil, el-Maruf bi-Tefsiri’l-Beyzavi, Mısır, 1330.
  • Ahmed bin Hüseyin Beyhaki, es-Süneni Tirmizi, Abdulvahhab Abdullatif, Beyrut, 1983.
  • Muhammed bin Abdullah Hakim Nişaburi, el-Müstedrek ale’s-Sahiheyn, Beyrut, Daru’l-Marifet.
  • Fazlullah bin Ali Ravendi Kaşani, en-Nevadir, Said Rıza Ali Askeri, Kum, ş. 1377.
  • Zemahşeri, Mahmut bin Ömer, el-Keşşaf an Hakaik Gavamizi’t-Tenzil ve Uyunu’l-Akavil fi Vucu’t-Tevil, Beyrut, 1947.
  • Suyuti, Abdurrahman bin Ebu Bekir Suyuti, ed-Durru’l-Mensur, Necdet Necib, Beyrut, 2000.
  • Abdurrazzak bin Himam Sanaani, el-Musennef, Habiburrahman Azemi, Beyrut, 1983.
  • Tabatabai, Muhammed Hüseyin Tabatabai, el-Mizan, Beyrut, 1974.
  • Süleyman bin Ahmed Tabarani, Müsned-i Şamiin, Hamdi Abdulmecid Selefi baskısı, Beyrut, 1996.
  • Hasan bin Fazıl Tabersi, Mekarimu’l-Ahlak, Kum, m. 1972.
  • Taberi, Muhammed bin Cerir, Camiu’l-Beyan, Mısır, 1954.
  • Muhammed bin Hasan Tusi, et-Tibyan fi Tefsiri Kur’an, Ahmed Habib Kusayr Amuli baskısı, Beyrut.
  • Muhammed bin Hasan Tusi, Misbahu’l-Müteheccid, Beyrut, 1991.
  • Ali bin Hüseyin (a.s), dördüncü imam, Sahife-i Seccadiye, Kum, 1411.
  • Muhammed bin Muhammed Gazali, İhyau Ulumu’d-Din, Beyrut, 1986.
  • Muhammed bin Ömer Fahri Razi, et-Tefsiri’l-Kebir, Mefatihu’l-Gayb, Beyrut, 2000.
  • el-Fıkhu’l-Mensub lil-İmam Rıza aleyhi selam, Meşhed, Alulbeyt, 1406.
  • Muhammed bin Şah Murtaza Feyz Kaşani, Tefsiri Safi, Hüseyin A’lemi baskısı, Tahran, 1416.
  • Hasan Kabacini, Şerh Risaletu’l-Hukuk lil-İmam Ali bin Hüseyin (a.s), Kum, Beyrut ofset baskısı, 1406.
  • Said bin Hibetullah Kutbu Ravendi, Kitabu Silvetu’l-Hazin, el-Maaruf ed-Deavat, Kum, 1407.
  • Kuleyni, Muhammed bin Yakub, el-Kafi, Ali Ekber Gaffari, Beyrut, 1401.
  • Ali bin Hisamuddin Muttaki, Kenzu’l-Ummal fi Süneni’l-Ekval ve’l-Efal, Beyrut, 1989.
  • Meclisi, Muhammed Bakır bin Muhammed Taki, Biharu’l-Envar, Beyrut, 1983.
  • Cafer bin Hasan Muhakkik Hilli, Şeraiu’l-İslam fi Mesaili’l-Helal ve’l-Haram, Sadık Şirazi baskısı, Tahran, 1409.
  • Ahmed bin Muhammed Miskeviye, Tehzibu’l-Ahlak ve Tathiru’l-A’rak, Hasan tamim baskısı, beyrut, İsfahan ofset baskısı, ş. 1398.
  • Müslim bin Haccac, el-Camiu’s-Sahih, beyrut, Daru’l-Fikr.
  • Misbahu’ş-Şeriat, mensub be- İmam Cafer Sadık (a.s), Beyrut, A’lemi baskıs, 1980.
  • Ahmed bin Ali Nesai, kitabu Süneni’l-Kubra, Abdulgaffar Süleyman Bendari ve Seyyid Kesrevi Hasan baskısı, Beyrut, 1991.
  • Muhammed bin Muhammed Nasrettin Tusi, Ahlak Nasıri, Mücteba Meynevi ve Ali Rıza Haydari baskısı, Tahran, ş. 1360.
  • Hüseyin bin Muhammed Taki Nuri, Müstedreku’l-Vesail, Kum, 1408.
  • Ali bin Ebu Bekir Heysemi, Mecmeu’l-Zevaid ve Menbeu’l-Fevaid, Beyrut, 1988.
  • Abraham Geiger, Was hat Mohammed aus dem Judenthume aufgenommen?, Leipzig 1902, repr. Osnabruck 1971.
  • Hartwig Hirshfeld, New researches into the composition and exegesis of the Qoran, London 1902.
  • Robert Roberts, The social laws of the Qoran: considered, and compared with those of the Hebrew and other ancient codes, New Delhi, 1978.  

http://tr.wikishia.net/view/Anne_ve_Baba_Haklar%C4%B1

WİKİSHİA.NET