AhlolBayt News Agency (ABNA)

source : WİKİSHİA.NET
Çarşamba

1 Mart 2017

12:15:43
814905

Beytü’l-Ahzan (Arapça: بيت الأحزان); Medine’nin Baki kabristanlığında bulunan mekânın adıdır. Rivayet edildiğine göre Hz. Fatıma (s.a) bu mekânda ibadet eder ve burada babasının yasını tutarmış. Önceleri kubbeli bir odası olan bu mekan, hicri kameri 1344 yılında Vahhabiler tarafından yıkılmıştır.

Ehlibeyt (a.s) Haber Ajansı ABNA - Beytü’l-Ahzan (Arapçaبيت الأحزان); Medine’nin Baki kabristanlığında bulunan mekânın adıdır. Rivayet edildiğine göre Hz. Fatıma (s.a) bu mekânda ibadet eder ve burada babasının yasını tutarmış. Önceleri kubbeli bir odası olan bu mekan, hicri kameri 1344 yılında Vahhabiler tarafından yıkılmıştır. Medine şehri ziyaretçileri ve genellikle Şii ve İranlı ziyaretçiler Baki’nin tahrip edilmesinden önce Beytü’l-Ahzan’ı da ziyaret ederlermiş. Günümüzde Beytü’l-Ahzan’ın yeri tam bilinmemektedir. Ayrıca Beytü’l-Ahzan Hz. Fatıma Zehra’nın (s.a.a) toprağa verildiği ihtimali bulunan yerlerden biridir.

İsimlendirilme Nedeni

Arapçada “Beyt” kelimesi ev anlamına ve “hüzn”ün cem’i olan “Ahzan” ise gam ve hüzün manasına gelmektedir. Hz. Yakup’un (a.s) oğlu Hz. Yusuf’tan (a.s) ayrı düştükten sonra hayatını hüzün ve ıstırap içinde geçirdiği eve Beytü’l-Ahzan derlermiş. Ancak İslam tarihi kaynaklarında bu kelimeden kasıt, Hz. Fatıma Zehra’nın (s.a) bir müddet ibadet ettiği ve babası Hz. Resulü Kibriya’nın (s.a.a) yokluğunda matem tuttuğu Baki kabristanlığındaki bir yerdir.

Beytü’l-Ahzan’ın Zahiri ve Coğrafi Özellikleri

Tarihsel kaynakların ve seyahatname yazarlarının nakillerine göre, Beytü’l-Ahzan Medine’nin Baki kabristanlığında, Abbas b. Abdulmuttalib’in kabrinin güney tarafından bulunmaktaydı. Raporlardan Beytü’l-Ahzan’ın, üzeri kubbeli bir odası ve ahşaptan yapılmış yeşil bir de zarihinin olduğu anlaşılmaktadır. Kaçar dönemi İranlı seyahatname yazarlarının çoğu bu mekânı ziyaret etmiş ve bu yerin mahallini ve bazı özelliklerini kitaplarında zikretmişlerdir. Örneğin; Kaçar hanedanı şahlarından Hüsam es-Saltanat şöyle demiştir: Hz. Fatıma’nın (s.a) Beytü’l-Ahzan’ı Baki’de ve dört imamın türbesinin arkasındadır.[1] Muhammed Hüseyin Hüseyni Ferahani h.k 1320 yılı hac seferinde Beytü’l-Ahzan’ı görmüş ve bu binanın kubbesi ve küçük bir zarihinin olduğunu söylemiştir.[2] Hacı Ayaz Han Kaşkayi Beytü’l-Ahzan’ı tahrip edilmeden önce (1344 h.k) hicri kameri 1341 yılında gören ve seyahatnamesinde ondan bahseden son kişilerdendir.[3]

Tarihçe

Bazı rivayetlere göre Hz. Resulü Kibriya’nın (s.a.a) vefatından sonra, Hz. Zehra’nın (s.a) üzüntüsünün şiddetlenmesi ve mevcut durumdan memnuniyetsiz olması nedeniyle, İmam Ali (a.s) Medine’nin dışındaki Baki kabristanlığında babasının ayrılığının matem ve yasını tutması için Hz. Fatıma’ya bir mekân tesis etti. Hz. Fatıma’nın (s.a) bir müddet gündüzleri iki oğlu İmam Hasan (a.s) ve İmam Hüseyin’le (a.s) Beytü’l-Ahzan’a gittiği ve gün batımı Hz. Ali’nin (a.s) Hz. Zehra’yı (s.a) eve getirdiğini nakletmişlerdir. Bazı rivayetlere göre Hz. Fatıma Zehra (s.a) babası Allah Resulünün (s.a.a) vefatından yirmi yedi gün sonra hastalığı nedeniyle artık oraya gidememiştir.[4]

Ehlisünnet kaynaklarında da Baki’de bulunan bu mekana işaret edilmiştir. Örneğin Semhudi Gazali’den (vefat: 505) naklen, Baki’nin ziyaret adabının beyanında Beytu’l-Hüzn mescidinde namaz kılmayı müstehap bilmiş ve o mekanı Hz. Fatıma’nın (s.a) babasının yasını tuttuğu günlerdeki ikametgahı olarak yad etmiştir.[5] Bu açıklamaya göre daha sonraları bu mekanda bir mescit de inşa edilmiştir. Aynı şekilde Hz. Zehra’nın (s.a) babasının vefatından sonra Baki’de bulunan Beytü’l-Ahzan’da ikamet ettiği belirtilmiştir.[6] Ayrıca Hz. Fatıma Zehra’nın (selamullahi aleyha) kabrinin orada olması muhtemeldir ve Mescidü’n-Nebi ve Baki kabristanlığından sonra Beytü’l-Ahzan’ı Hz. Fatıma’nın (s.a) kabrinin orada olabileceği ihtimali bulunan üçüncü yer olarak zikretmişlerdir.[7]

Beytü’l-Ahzan’ın Tahribi

Beytü’l-Ahzan Vahhabilerin Hicaz’a ikinci hamlesinden ve Medine’yi kontrol altına almalarından sonra; yani hicri kameri 1344 yılında tahrip edilmiştir. Vahhabiler ilk saldırılarında (1218 - 1221) Baki’yi viran ettiler, ancak dört imamın türbesi gibi Baki’nin bazı mekanları Vahhabilerin yenilgiye uğratılmasından sonra restore edildi.[8]

Bazı seyahatname yazarlarının Vahhabilerin birinci saldırısı (1221 h.k) ve ikinci hamlesi (1344 h.k) arasında Beytü’l-Ahzan’ı görmeleri ve ziyaret etmeleri[9] dikkate alındığında Beytü’l-Ahzan’ın birinci saldırıda tahrip olmadığı ve ya tahrip edildikten sonra yeniden restore edildiği anlaşılmaktadır.

Bazı raporlarda Beytü’l-Ahzan’ın kubbesinin, Allah Resulünün zevcelerinin (Zevcatu’r-Resul) ve aynı şekilde Osman b. Affan’ın kubbesiyle birlikte Osmanlı padişahlarından Sultan Mahmut’un emriyle yenilendiği belirtilmiştir.[10] Zahiren Hacı Ayaz Han Kaşkayi Beytü’l-Ahzan’ı ziyaret eden (1341 h.k) ve seyahatnamesinde ondan bahseden Hac seyahatname yazarlarının en sonuncudur.[11]

Edebiyatta Beytü’l-Ahzan

Enbiyalar Tarihi kitaplarında ve özellikle Hafız’ın şiirlerinde olmak üzere Fars lirik edebiyatında Beytü’l-Ahzan kelimesi ve müteradifi (örneğin: Kulbe-i Ahzan, Kulbe-i Gam) çok kez tekrarlanmıştır. Tasavvufta ise bu kelime “maşukun ayrılığından kederlenen (mahzun) gönül” halinden kinayedir.[12]

Beytü’l-Ahzan’ın Şii ağıt ve mersiye edebiyatında da özel bir yeri vardır. Bununla ilgili bir takım rüyalar nakledilmiş ve bu rüyalara göre Hz. Mehdi (a.f) bir şiirle Beytü’l-Ahzan’ı kendisinin daimi kam ve keder kaynağı bilmiştir.[13] Bundan dolayı bazı Şii alimler Hz. Resulü Kibriya’nın (s.a.a) vefatından sonraki ve özellikle Hz. Fatıma (s.a) olmak üzere Ehlibeytin musibet hadiselerini şerh etmek için bu ad altında (Beytü’l-Ahzan) eserler kaleme almışlardır. Onlardan en önemlilerinden bazıları şunlardır:

Kaynakça

  1. Yukarı git Hüsam es-Saltanat, Delilu’l-Enam, s. 152.
  2. Yukarı git Ferahani, Sefernamei Mekke, s. 240; Muhammed Veli Mirza Kaçar, Sefernamei Mekke, Gozarişi Seferi Haccı Sali 1260 / 1223.
  3. Yukarı git Ayaz Han Kaşkayi, “Sefernamei Mekke”, Pencah Sefernamei Haccı Kaçari, s. 455.
  4. Yukarı git Muhammed Bakır Meclisi, Biharu’l-Envar, c. 43; s. 177 – 178; Muhammed Taki Sipehr, Nasihu’t Tevarih, c. 4; Zindiğaniyi Hz. Fatıma Zehra (s.a), s. 71; Abdurrezzak Mukarrim, Vefatu’s Sıddikatu’z Zehra (s.a), s. 97.
  5. Yukarı git Ali b. Abdullah Semhudi (vefat: 911), Vefau’l Vefa bi Ahbari Daru’l Mustafa, c. 3, s. 907.
  6. Yukarı git İbrahim Rıfat Paşa, Mir’atu'l-Haremeyn ev er-Rehalati’l-Hicaziyye ve’l Hac ve Meşairetu’d Diyniyye, c. 1, s. 426.
  7. Yukarı git Cafer Halili, Movsuatu’l-Atabati’l-Mukaddese Kısmu’l-Medineti’l-Münevvere, s. 284 – 285; Muhammed b. Abdurrahman Sehavi, et-Tuhfetu’t-Tiyfe fi Tarihi’l Medineti’ş-Şerife, c. 1, s. 41.
  8. Yukarı git Pencah Sefername, c. 3, s. 196.
  9. Yukarı git Hüsam es-Saltanat, Delilu’l-Enam fi Sebili Ziyareti Beytullahi’l-Haram, s. 152.
  10. Yukarı git Mir’atu’l-Haremeyn, c. 1, s. 426.
  11. Yukarı git Ayaz Han Kaşkayi, Sefernamei Hacı Ayaz Han Kaşkayi bi Mekke, Medine ve Etabati Aliyat der Ruziğari Ahmed Şah Kaçar, s. 455.
  12. Yukarı git Muhammed Padişah b. Gulam Muhyuddin Şad, Ferhenği Camii Farsi, “Beytü’l-Ahzan” kelimesi; Ali Ekber Nefisi, Ferhenği Nefisi, “Ahzan” kelimesi; Bahauddin Hurremşahi, Hafız Name, bahşı 2, s. 828 – 829; Feridun Taki Zade Tusi, Kısasu’l Enbiya, s. 104; Rahim Afifi, Ferhenğnamei Şi’ri, “Beytu’l-Ahzan” kelimesi, Perviz Ehur, Kelek Hıyal Engiz, Ferhenği Camii Divanı Hafız, c. 1, s. 490 – 491; Muhammed A’la b. Ali Tahanevi ve Diğerleri, Keşfu Istılahati’l-Funun, c. 2, s. 1561.
  13. Yukarı git Abdurrezzak Mukarrim, Vefatu’s-Siddikati’z-Zehra aleyha selam, s. 97; Muhammed Semavi, Zerafetu’l-Ehlam, s. 81; Hüseyin b. Ali Beladi Bahrani, Riyazu’l Medhi ve’r Resa, s. 193 - 196.
  14. Yukarı git Muhammed Muhsin Aga Bozork Tahrani, ez-Zeria ila Tesanifi’ş-Şia, c. 2, s. 185.

http://tr.wikishia.net/view/Beyt%C3%BC%27l-Ahzan

http://tr.wikishia.net/view/Ana_Sayfa