AhlolBayt News Agency (ABNA)

source : almasdar
Cuma

12 Mayıs 2017

04:16:00
829263

Beşşar Esad: Erdoğan ile IŞİD ve Nusra Cephesi’nin ideolojileri arasında fark yoktur

Suriye Cumhurbaşkanı Beşşar el Esad, Belarus merkezli ONT kanalı ile bir röportaj gerçekleştirdi.

Ehlibeyt (a.s) Haber Ajansı ABNA - SANA’nın bir kısmını Türkçe’ye çevirdiği röportajda Esad; İhvancı ve vahhabi ideolojiye sahip Recep Tayyip Erdoğan, Al Suud ve Al Tani rejimleri ile IŞİD ve Nusra Cephesi arasında ideolojik açıdan hiçbir fark olmadığını söyledi.

Terör Aracılığı ile Devletleri Hegemonya Altına Almaya Çalışıyorlar
Advertisement

Terör tehlikesinden söz edildiğinde bu terörün arkasındaki mantıktan söz etmek gerektiğini belirten el Esad; bu terör ile Nazilik arkasındaki mantığın bir olduğuna vurgu yaptı. El Esad, savaşta da bir kısım güçlerin tüm dünyayı hegemonyalarına alma ve dünya halklarını sömürme hedefinde olduklarının altını çizdi.

El Esad, Suriye’nin dost ve müttefikleri ile birlikte verdiği bu mücadelede başkasını kabullenmeyip yok etmeyi, onları boyunduruk altında tutmayı hedefleyen ve terörü bu amaçlarında edat olarak kullananlara karşı bir mücadele verdiğine vurgu yaptı.

Yeni Nazilere Boyun Eğilmemeli

Belarus halkının Suriye’deki gelişmeleri yakından takip ettiğini ve Suriye ile dayanışma içinde olmalarının yanında eski savaşçıların büyük bir ordu için hazırlık yapmalarıyla onlara vermek istediği mesaja ilişkin soruya cevabında el Esad; bu röportajın özellikle eski savaşçılar olmak üzere dost Belarus ve halkına iyi dileklerini takdim etmek istediğini kaydetti.

El Esad; 20. Yüzyılda Nazilere boyun eğilmediği gibi şimdi de daha gelişmiş olan ve daha farklı yöntemler kullanan yeni Nazilere karşı boyun eğilmemesi gerektiğini vurguladı.

Tarih Suriyelilere Deneyim Kazandırdı

Irak ve Libya’dan farklı olarak Suriye halkının altı yıldan fazla süredir renkli devrimler adı altında desteklenen teröre karşı verdiği bu mücadelenin sırrına ilişkin soruya cevabında el Esad; bunun bir dizi nedeni olduğuna dikkat çekti.

Şam ve Halep’in dünyanın en eski yerleşim alanları olduklarına dikkat çeken el Esad; yaşamın tam olarak ne zaman başladıklarının şu ana dek kimse tarafından bilinmediği bu kentlerde yaşamın tarih boyunca tüm saldırılara rağmen devam ettiğine işaret etti.

El Esad; Suriye’nin uzun yıllar boyunca muhtelif devletlerin işgali altında yaşadığını ifade ederken, tarihin Suriyelilere ulusalcı olmaları ve dış planlara karşı nasıl mücadele etmeleri gerektiğini öğrettiğini belirtti.

Planlı Bir Tiyatro Oyunuydu

İdlib kırsalı Han Şeyhun’da kimyasal saldırı iddiaları ve ABD’nin Şuayrat Hava Üssüne saldırının Suriye ve halkına yönelik savaşın bir parçası olup olmadığına ilişkin soruya cevabında el Esad; terör örgütleri ve işverenlerin ilk baştan beri Suriye devleti ve ordusuna şeytan imajı vermeye çalıştıklarını belirtti.
ALSO READ  Suriye ordusu Doğu Halep taarruzuna başladı: 1 kasaba kontrol altına alındı

İlk başlarda Suriyelilerin küçük bir bölümünü bu yönde kandırmayı başardıklarını ifade eden el Esad; fakat kısa bir süre sonra Suriye halkının bu maskelerini düşürdüğünü belirtti. El Esad daha sonra bu devletlerin, dünya kamuoyunu kandırmaya çalıştıklarını ifade etti.

Edat olarak kullandıkları teröristlerin her zora düştüğünde Suriye devletine karşı askeri ve siyasi baskılar amaçlı hamlelerde bulunduklarını ifade eden el Esad; Türkiye, Suudi Arabistan ve Katar gibi devletlerin aracılığı ile IŞİD, Nusra Cephesi ve daha başka isimler altındaki terör örgütlere direk ve dolaylı destekte bulunduklarını ifade etti.

İhvancı Erdoğan ile IŞİD ve Nusra Cephesinin İdeolojileri Arasında Fark Yoktur

Cephedeki durumlar ve Suriye ordusunun kime karşı savaştığı sorusuna cevabında el Esad; Suriye ordusunun radikal ideolojiye sahip terör ve işverenlerine karşı savaştığını belirtti.

Sözlerine devam eden el Esad; IŞİD, Nusra Cephesi ve Müslüman Kardeşlerin ideolojileri arasında hiçbir farkın olmadığına vurgu yaparken, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da Müslüman Kardeşlerin ideolojisine sahip olduğunu, dolayısıyla tüm bunları birbirinden ayırmanın mümkün olmadığını belirtti.


Tüm Bunlar Benim Değil, Halkın Kararlaştıracağı Meselelerdir

Muhalefetin halktan sayılıp sayılmayacağı ve Cenevre ile Astana arasındaki farka ilişkin soruya cevabında el Esad; Cenevre görüşmelerinin medyatik bir özellik taşıdığını ve daha önce yapılan tüm Cenevre turlarında hiçbir ilerleme kaydedilmediğine dikkat çekti.

Cenevre görüşmelerinin asıl amacının Suriye devletinin boyun eğmesi ve taviz vermesi olduğunu ifade eden el Esad; Suriye’nin de ulusal düzeyde herhangi bir taviz vermesinin mümkün olmadığını belirtti.

Ulusal meselelerin ne kendisinin nede başka hiçbir şahısın taviz verebileceği meseleler olmadığını vurgulayan el Esad; bunların ancak halk tarafından kararlaştırılabileceğini ifade etti.

El Esad; Suriye’nin egemenliği, toprak bütünlüğü, anayasası, ulusal çıkarları ve benzeri meselelerin kendisinin değil de halkın inisiyatifleri olduğunu, dolayısıyla tüm bunların ancak ve ancak referandum yoluyla halkın kararıyla belirlenebileceğinin altını çizdi.

Türkiye Terör Örgütlerinin, Rusya ve İran da Meşru Suriye Devletinin Garantörleridir

Astana’da durumun farklı olduğunu ifade eden el Esad, ilk baştan Rusya’nın, ardından da İran ve Türkiye’nin sağladıkları garantörlükle Suriye’de meşru devlet ile terör örgütleri arasında dolaylı görüşmelerin yapıldığını belirtti. El Esad, bu görüşmelerde Rusya ve İran’ın Suriye’de meşru devletin garantörü oldukları gibi Türkiye’nin de terör örgütlerin garantörü olduğunu vurguladı.
ALSO READ  Suriye ordusu Deyrezzor operasyonu öncesi Humus doğusunda ilerliyor

Temel Hedef Sivillerin Güvenliğini Sağlamaktır

Astana 4 görüşmelerinde üstüne anlaşılan gerilimi azaltma bölgelerine ilişkin soruya cevabında el Esad; bu bölgelerin teröristler ve sivillerin ortak olarak bulunacakları bölgeler olacağını ifade etti.

Bu bölgelerden temel amacın sivil vatandaşların güvenliğini sağlamak ve silahını teslim etmek isteyenlere yeni bir fırsat tanımak olduğunu belirtti.

Aynı zamanda IŞİD ve Nusra Cephesinin yanı sıra bu iki terör örgütünün müttefikleri olan terör grupları bölgelerinden çıkarmaları için silahlı gruplara bir fırsat teşkil ettiğine işaret eden el Esad; her şeyden önemlisi kanların akıtılmasına sınır koymayı amaçladığını söyledi.

El Esad aynı zamanda devlet ile bu bölgelerde bulunan silahlı gruplar arasında siyasi bir uzlaşma sağlanmasına dek zaman temin edeceğine de işaret etti.

Gerilimi Azaltma Bölgeleri Suriye İçin Önemli Bir Sonuçtur

Gerilimi azaltma bölgeleri anlaşmasının Suriye devleti açısından taşıdığı öneme ilişkin soruya cevabında el Esad; Suriye’nin baştan beri bunu desteklediğini, önemli ve büyük bir sonuç olarak gördüğünü ifade etti.

Bunun başarılı olup olmayacağı konusunda ise el Esad; tamamen silahlı gruplar ve terörü destekleyen devletlere bağlı olduğunu vurguladı. El Esad bir kısım devletlerin Suriye halkı için timsah gözyaşları döktükleri ve siyasi çözüm için çabaladıkları imajı vermeye çalıştıklarına dikkat çekerken, fakat bunların aynı zamanda Nusra Cephesi başta olmak üzere muhtelif isimler altında faaliyet gösteren terör örgütlere her türlü desteği temin ettiklerini belirtti. Siyasi çözüm ile terörü destekleme arasındaki çelişkiye işaret eden el Esad; bu devletlerin daha önce ilan edilen çatışmaları durdurma anlaşmasını sabote etmek için büyük çabalar harcadıklarının bilinen bir gerçek olduğunu söyledi.

El Esad; her şeye rağmen Suriye ordusunun dost ve müttefik güçlerle işbirliği içinde yapılacak herhangi bir ihlale karşı cevap vereceğini, askeri ya da sivil bölgelere karşı herhangi bir saldırıya katı bir cevap vereceğinin altını çizdi.
ALSO READ  Kuzey Hama'da son taarruz öncesi savaş uçakları ağır bombardımana başladı(Videolar)

İddia Edilen Bölgelerdeki Durum Buna En Büyük Kanıttır

Suriye’de bir kısım bölgelerin demografik özelliklerini değiştirme konusunda yapılan suçlamalara ilişkin soruya cevabında el Esad; bu yönde öne sürülen iddia ve spekülasyonların aslı gerçeği olmadığını belirtti.

Uzlaşmaların sağlandığı ya da demografik özellikleri değiştirilmeye çalışıldığı iddia edilen bölgelerin herkese açık olduğunu ve isteyenlerin bu bölgeleri ziyaret edebileceğini belirten el Esad; bu bölgelerde isteyenlerin evlerinde kaldıklarını, istemeyenlerin de kendi arzularıyla başka bölgelere geçtiklerini ifade etti. El Esad devletin uzlaşmaların yapıldığı hiçbir bölgeden hiçbir kimseyi zorla çıkarmadığının altını çizdi.

Bunun silahlılar için de geçerli olduğunu belirten el Esad; silahlıların kendileri bile silahlarını teslim etmeleri halinde af kararından faydalanıp evlerinde kalıp normal yaşamlarına devam etmelerinde devletin hiçbir sakınca görmediğine vurgu yaptı. El Esad bu gerçeklerin uzlaşmaların yapıldığı her bölgede herkes tarafından net bir şekilde görülebileceğine dikkat çekti.

Dünya Sömürücü ve Hegemonyacı Güçler Tarafından Yönetiliyor

Suriye’de terör örgütlere her türlü imkan ve desteğin sağlandığı bir zamanda özellikle Deyrezzor’da IŞİD kuşatması altında yaşam mücadelesi veren yüz binlerce sivil insana hiçbir insani yardımın neden yapılmadığı sorusuna cevabında el Esad; dünyanın ilke, değer ve ahlakla yönetilmediğini, maalesef çıkarların hüküm sürdüğünü belirtti.

Dünyanın hegemonyacı, sömürücü ve despot bir kısım güçler tarafından yönetildiğini belirten el Esad; bir kısım devletlerin resmi ve halk düzeyinde Suriye’de yaşananların gerçeğini bilmelerine rağmen bu hegemonyacı güçlerden korkuları nedeniyle seslerini bile çıkarmadıklarını ifade etti. El Esad Batılıların kendi politikalarına ve planlarına uymayan tüm devletleri demokratik olmayan şer devletleri olarak nitelendirdiklerini ifade etti.

Teröristlerin birçok bölgede yüz binlerce insanı kuşatma altında tutup gelişigüzel füze ve roketlerle sivillere saldırdıklarına dikkat çeken el Esad; dünyanın birçok ülkesinin bu gerçeği görmezden gelme ve terörü desteklemeye devam ettiklerini ifade etti. El Esad, bu devletler ve medya araçlarının öldürülen teröristlerin sivil olduklarını iddia ettiklerini ve Suriye devletine karşı propagandalarında bu teröristlerin verdikleri asılsız bilgilere dayandıklarını kaydetti.