AhlolBayt News Agency (ABNA)

source : Birgün
Pazartesi

7 Ağustos 2017

07:52:26
846701

Uzman ve siyasetçiler olası Suriye hamlesini yorumladı:

Irak ve Suriye’ye müdahale Türkiye’yi ateşe sürükler

Mahalli: S.Arabistan, Bahreyn, Mısır, BAE gibi eski müttefikleriyle kavgalı olan, en büyük dostu Katar’ın köşeye sıkıştırıldığı bir ortamda Türkiye artık etkili ülke değil. ‘Suriye’de şu olur’ söyleminin pratikte bir karşılığı yok

Ehlibeyt (a.s) Haber Ajansı ABNA – Mahalli: S.Arabistan, Bahreyn, Mısır, BAE gibi eski müttefikleriyle kavgalı olan, en büyük dostu Katar’ın köşeye sıkıştırıldığı bir ortamda Türkiye artık etkili ülke değil. ‘Suriye’de şu olur’ söyleminin pratikte bir karşılığı yok

Suriye konusunda yeni adımlar atılacağını belirten AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İstiklalimize ve istikbalimize yönelik senaryoları bozmanın bedelini kendi topraklarımızda ödemektense Suriye ve Irak’ta ödemeyi tercih ederiz” dedi. Erdoğan’ın açıklamalarını CHP Dışişleri Komisyonu Üyesi Milletvekili Mevlüt Dudu, HDP Dışişleri Komisyonu Üyesi Milletvekili Hişyar Özsoy ve Ortadoğu uzmanı gazeteci-yazar Hüsnü Mahalli değerlendirdi.

‘Türkiye tek başına etkili bir ülke değil’,

Ortadoğu uzmanı gazeteci-yazar Hüsnü Mahalli:

“Suriye’de artık yeni bir denge var. Bugün [dün] Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı El-Cubeyr’in bir açıklaması var, diyor ki “Esad kalıcıdır, Suriye muhalefeti kendisine çekidüzen vermelidir. Esad’ın gitmesi ile ilgili kimse bir şey söylememelidir.” Öte yanda Suriye, İran, Katar bakanları ‘Katar’a nasıl yardım edebiliriz’in formüllerini aramak için bir araya geldiler. Amerikalılarla Ruslar on gün önce Suriye’nin güneyinde silahlı gruplara ‘artık oturun yeter bir şey yapmayın’ dedi. Böyle bir fotoğraf içerisinde Erdoğan’ın neyi, neden, nasıl söylediği onun bildiği bir şey.

Erdoğan’ın her zaman farklı şeyler söylediği, pratik ve söylemleri arasında farklılıklar olduğu bir gerçek. Türkiye tek başına önemli etkili bir ülke değil. Eskiden öyleydi, şimdi artık Suudi Arabistan ile kavgalısınız; Bahreyn ile, Mısır ile, Kuveyt ile, Birleşik Arap Emirlikleri ile kavgalısınız... En büyük dostunuz Katar sıkıştırılmış durumda. Amerika ile kavgalısınız, AB ile de kavgalısınız. Türkiye bu kadar kavgalı ve düşman bir ülkeler tarafından ‘kuşatılmış’ iken ‘Suriye’de şu olur Irak’ta bu olur’ söylemlerinin pratik ile uyuştuğunu düşünmüyorum. Pratikte karşılığı yok. Türkiye tek başına kaldı. Rusya ile hareket etmek zorundasınız. İran ile hareket etmek zorundasınız. Astana’da altına imza attınız. En büyük müttefikiniz Amerika sizi dinlemiyor. PYD’ye siz bağırın çağırın Amerika silah veriyor. Ayrıca, İdlib meselesi de var.

Türkiye sınırına yaklaşık 20 km ve orada 30-40 bin civarında Nusra teröristi var. Amerikalılar ve Ruslar çok ciddi ilgileniyorlar. Çünkü bu Nusracıların büyük bölümü yabancı. Bir de böyle bir durum var. Türkiye burada da zorlanmaktadır. Yarın öbür gün onlara yönelik operasyon yapılması durumunda kaçacakları yer Türkiye... Bir de böyle bir zorlama var.”

‘Amaç terörle mücadele değil, ititraf ediyor’

CHP Dışişleri Komisyonu Üyesi ve Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu:

“Erdoğan’ın açıklamalarına göre Suriye’deki müdahale alanı genişleyecek. Bu açıklama ‘Suriye’de yeni alanlara gireceğiz’in mesajıdır. Erdoğan’ın Suriye konusunda önceliğinin terörle mücadele olmadığı anlaşılıyor. Kullandığı cümleler bir nevi itiraf gibi, Suriye’de AKP Hükümeti’nin amacının terörle mücadele olmadığı sonucu çıkıyor. Olayların başlangıcından bu yana yanlış yapıldığını söylüyoruz. IŞİD ile mücadele için Fırat Kalkanı Harekâtı’nın doğru olduğunu CHP olarak savunduk ama onların amacının bu olmadığı net bir şekilde anlaşıldı. Türkiye daha fazla Suriye’nin iç işlerine ve toprak bütünlüğüne müdahale etmemelidir. Amaç sadece terörle mücadele olmalıdır. Onun ötesine taşacak her türlü eylem ve hareket Suriye’yi daha fazla bataklığa dönüştürmekten ve Türkiye’yi de ateşe atmaktan başka bir şey ifade etmez.”

‘Erdoğan faturasını siyaseten öder’

HDP Dışişleri Komisyonu Üyesi ve Bingöl Milletvekili Hişyar Özsoy:

“Erdoğan’ın daha önce de müdahaleleri oldu. Rojava’ya yönelik askeri bir hazırlık süreci son zamanlarda Afrin bölgesinde yoğunlaştı. Afrin saldırısı çok gerçekçi görünmese de Erdoğan’ın dış politikası çılgınlık seviyesinde olduğundan her şey olabilir de... Baştan beri yanlış bir politika sürdürüyor Türkiye. Türkiye’nin Suriye’ye yönelik iki projesi vardı. Bir, Esad gidecek. İki, Kürtler hak sahibi olmayacak. Birinci taleplerinden tamamen vazgeçildi. Esad ile uzlaşı içerisinde çalışıldı. Halep örneğinde olduğu gibi. Esad yönetimini ‘İdlib’i verelim de siz de müsaade eden Afrin’in sıkıştıralım’ gibi bir pozisyona çekmeye çalışıyorlar. Politikasız pozisyonla Türkiye kendisini 30-40 km’lik bir alana sıkıştırmış durumda. Bu vizyonsuzluk ve öngörüsüzlük ve muhtemelen oradan da çıktığında Suriye konusunda tamamen etkisiz elaman pozisyonuna düşecekler. Erdoğan böyle bir siyasi tercih yaparsa oradaki Kürtler de kendi önlemlerini alır. Faturasını da Erdoğan siyaseten öder. Böyle bir macera içerisine itildiğiniz zaman Türkiye’nin ne siyaseten istikrarını ne de ekonomik istikrarını koruyabilmesi mümkün değil.