AhlolBayt News Agency (ABNA)

source : Rasthaber
Perşembe

2 Kasım 2017

05:17:20
864035

Bu mektup, 1439 Hicri, 2017 Miladi yılı Erbain ziyaretçilerinden tüm dünya halklarına bir çağrıdır.

Ehlibeyt (a.s) Haber Ajansı ABNA- Bismillahirrahmanirrahim

Bu mektup, 1439 Hicri, 2017 Miladi yılı Erbain ziyaretçilerinden tüm dünya halklarına bir çağrıdır.

Bu mektup, Dünyanın en büyük halk toplantısından, yer küresi sakinlerine bir davettir.

Bu mektup, “Hüseyin” aşığı yürüyüşçülerden, “Hüseyin”in sevdiği halklara, kurtuluşları için her şeyini feda ettiği insanlara bir hitaptır.

Tarihin en büyük müsibetinin matemini tutanların, tüm mazlumlara, hakları zalimlerce gasbedilenlere, müstekbir güçler tarafından ezilenlere mektubudur.

Bu mektup, tarihin en canlı ve en kahramanca olayına gönül vermişlerden, soğuk, ruhsuz ve çoşkusuz bırakılmış dünya sakinlerine bir hatırlatmadır.

Bu mektup, burada bulunarak halkların kardeşlik, eşitlik ve fedakarlıklarını yakından bizzat yaşamış olanlardan, insanlık üzerine egemen her türlü egoistlik, çıkarcılık ve ayrımcılıktan bezmiş insanlara bir duyurudur.

Bu mektup, belli bir ülke ve milliyete bağlı kalmayı kabul etmeyenlerden, sahte sınırlarla birbirinden ayrı düşürülmüş tüm halklara bir çağrıdır.

Bu mektup, “Hüseyin”e ve O’nun belirlediği yola bağlanmayı, her türlü ırkçı, ulusalcı, mezhepçi kimliğin üzerinde tutanlardan, her ırk, din ve mezhepten olan dünya mustaz’aflarına bir çağrıdır.

Bu mektup, “Adalet Güneşinin” doğmasını bekleyenlerden ve zulmün kaynağı ile nihai savaşa hazırlananlardan, dünyaya tahakküm eden %1’lik sultacıların zulmü altında inleyen ve %99’u oluşturan dünya mustaz’aflarına bir davettir.

Dünyanın her yanındaki kardeşlerimize, Selamunaleykum.

Biz, yer küresinin dört bir yanından milyonlarca Hüseyin aşığıyla birlikte insanlık tarihinin bu en görkemli anma merasimine katılıp yalın ayak Kerbela’ya yöneldiğimiz şu sıralarda hepsi de Hz. Adem soyundan çeşitli ırk, millet ve dinden olan insanların büyük bir bölümü dünya coğrafyasının farklı bölgelerinde türlü türlü zulümlere, acılara, mahrumiyetlere, hakaretlere ve adaletsizliklere maruz bırakılmaktadır.

Bugün, halkların kültürel, toplumsal, ekonomik ve siyasal hayatına egemen sulta sistemini müstekbir güçler dayatmakta ve belirlemektedir. Halkların hayat tarzı kendi iradeleri ve menfaatleri esasına göre değil de sermeya çevrelerinin ve zorbaların çıkarları ekseninde şekillenmektedir.

Zalim ve halkından uzak rejimler dünyanın birçok yerinde modern yöntemlerle kendi halkları üzerinde kölelik sistemi kurmuş iken, kendileri başta ABD ve uluslararası kuruluşlar olmak üzere daha büyük taağutların köleliğini kabullenmiş bulunuyorlar.

Dünya üzerinde sulta kurmuş zalimler ellerindeki çeşitli araçlarla mustaz’afları öyle bir zayıflatmış, kendine yabancılaştırmış ve itaatkar hale getirmişlerdir ki, dikkatlerimiz önemsiz konulara, değersiz alanlara çekilmiş ve böylece içinde bulunduğumuz acı durumu ciddi olarak değerlendirmede ve bu durumu değiştirmek için harekete geçme konusunda gaflete düşmüş bulunuyoruz.

Müstekbirler, bizim temel endişelere yönelmemizi ve kendileri aleyhinde küresel mustaz’aflar cephesini oluşturmamız yerine ırkçı, ulusalcı ve mezhepçi savaşlar içinde olmamızı istemekteler. Halbuki bu çekişmelerin hiç biri hak-batıl temelinde oluşmuş mücadeleler değildir ve asla temel meselelerimizi çözecek, kurtuluşa yöneltecek gelişmeler değildir.

Kardeşler!

Ali’nin(as) şehri Necef’ten Hüseyn’in(as) şehri Kerbela’ya hareket halinde olan biz Erbain yürüyüşçüleri olarak en büyük arzumuz Ali’nin ve Hüseyn’in yolunda bulunmaktır. Hz. Ali’nin mücadele dolu hayatının son anlarında buyurduğu “ZALİME DÜŞMAN ve MAZLUMA YARDIMCI OLUN” sözünü kendimize kılavuz olarak seçmiş bulunuyoruz. Yüce Allah’tan isteğimiz şu ki, Ali’nin bu vasiyetini yerine getirme yolunda zalimlerce dayatılacak zorluklara karşı mücadelede bedel ödemekten korkmamayı ve Seyyid’uş Şüheda Hüseyn’in izinde olmayı bize inayet buyursun. Hüseyin(as) bu yolda ödenecek en büyük bedel, yani ölüm konusunda şöyle buyuruyor: “İZZETE ULAŞMA VE HAKKI İHYA ETME YOLUNDA ÖLMEK NE DE KOLAYDIR”

Gelin ey kardeşler! zalime düşmanlıkta ve mazluma yardımda, bu büyük görevi yerine getirmede bedel ödemekten korkmamak konusunda ahitleşelim. Nerede olursa olsun, hangi dinden ve mezhepten olursa olsun, hangi ırktan ve renkten olursa olsun zalim karşısında susmamak, kayıtsız kalmamak ve mümkün olan her şekilde mukabelede bulunmak konusunda ahitleşelim. Ve kesin kez inanalım ki, bizim bu ahde fert fert bağlı kalmamız dünya üzerinde büyük bir dirilişe ortam hazırlıyacaktır.

Gelin ey kardeşler! Her yıl düzenlenen bu görkemli yürüyüşe katılalım. Çünkü bu yürüyüş, küresel istikbar ve zulüm cephesine karşı hazırlıklı olmak doğrultusunda bir tatbikattır, dayanışma ve kardeşlik içinde birlikte yaşamak için bir alıştırmadır.

Dünya mustaz’aflarının bu ahitleşmeye katılmasıyla, adalet güneşinin doğuşuna, tarihin karanlık dönemin bitişine ve aydınlık sabahın ulaşmasına tanık olmamız umuduyla.

TAYDER(TOPLUMSAL ARAŞTIRMA VE YARDIMLAŞMA DERNEĞİ)

(902. Nolu Şebab El-Mukaveme- Direniş Gençleri Çadırı Üyesi)

902 NOLU ÇADIRDA BULUŞMAK ÜMİDİYLE