AhlolBayt News Agency (ABNA)

source : Ehlader
Perşembe

26 Nisan 2018

17:59:05
891006

Felsefe Oldukça Değerli Bir İlimdir

Burada iş gençlerimize düşüyor. Onları akli ilimlerin içerisine çekmek çok önemli; İlim Havzaları'nın akli ilimlere özellikle de felsefeye ilgi göstermesi oldukça değerlidir.

Ehlibeyt (a.s) Haber Ajansı ABNA- Burada iş gençlerimize düşüyor. Onları akli ilimlerin içerisine çekmek çok önemli; İlim Havzaları'nın akli ilimlere özellikle de felsefeye ilgi göstermesi oldukça değerlidir.

Ayetullah Seyyid Ali Hamanei dün İslam Felsefesi Yüksek Kurum Yönetim Kurulu ile bir görüşme gerçekleştirdi. İslam Felsefesi Yüksek Kurum Başkanı Hüccetü'l İslam Gulamrıza Feyyazi'nin öncülüğünde gerçekleştirilen bir kaç projeyi değerlendiren Ayetullah Hamanei şunları söyledi:

"Her şeyden önce sayın Feyyazi Bey'e yaptıklarından ötürü çok teşekkür ederim. İnanın bereketli bir varlığınız var. Kum'da böylesi bir oturumu gerçekleştirmesi oldukça önemlidir. İslam İnkılabı'ndan sonra aklî ilimler ve özellikle de felsefe yükselişe geçti. Bilindiği üzere inkılaptan önce Kum'da neredeyse böyle bir şeyden eser dahi yoktu; bizim talebelik zamanımızda, örneğin farz edin yalnızca sayın (Allame) Tabatabai vardı ve kırk-elli kişiden oluşan sınırlı bir grup. Ama bugüne baktığımızda yıllardır bu branşta faaliyet gösteren sayın (Cevad-i) Amuli, çok değerli birisi olan sayın Misbah (Yezdi) ve sayın (Cafer) Subhani'nin faaliyetleri, bu bağlamda gerçekleşen oluşumlar, felsefi çalışmalar ve bunun hızla yayılması bizleri oldukça mutlu etmektedir.

Sayın Feyyazi ve diğer bu yolda ilerleyen değerli isimlerin de yaptığı gibi; ispata ulaşmış bir düşünce hakkında bir şey yeni bir fikir, yeni bir yorum veya yeni bir delil sunmak oldukça önemlidir. Ya da bir fikri akımın yanlış olduğuna dair delil sunmak ve bu konuda kafa yormak gerçekten çok değerlidir. İşte bunlar akli ilimlerin gelişmesine neden olan etkenlerdir."

Felsefi görüş ve yorumların oldukça değerli olduğunu söyleyen Ayetullah Seyyid Ali Hamanei, bir asır önce yaşamış olan Ali Müderris'e değinerek sözlerine şöyle devam etti:

"Merhum Aga Ali Müderris'in en belirgin özelliği; onun, Molla Sadrâ'ya yaptığı tenkitler idi. Bu, onun felsefeyi ne denli ileriye taşıdığını bizlere göstermektedir. Molla Sadrâ'yı tenkit edip, eleştire bilmek, yeni bir söz bulabilmek... Ben burada Sadrü'l Müteellihîn Molla Sadrâ'nın eleştirilmiş olmasına değinmiyorum yalnızca akli ilimlerde yeni bir görüş, yeni bir ispat ve yeni bir tenkitin ne denli önemli olduğunu dile getirmeye çalışıyorum.

Bazen bir düşünce yapısının ya da fikri bir akımın birkaç tane yorumu olduğunu gözlemlemekteyiz. Mesela bu konuda Batı oldukça faaldir. Hatta Batılılar bu konuda bizimle kıyas edilemeyecek kadar öndeler, teknolojik ve pratikler. Örneğin (bir Alman feylesofu olan Friedrich) Hegel hakkında birbirinden farklı yorumların bulunduğu birçok kitap yazılıp, konuşmalar yapılıyor. Yani farklı yorumlamaları gösteriyorlar; işte bunun kendisi düşünce, mantık ve akılcılığın gelişmesine neden oluyor. Bu gerçekten çok önemli bir iş."

Seyyid Ali Hamanei bu tür faaliyetlerin önemine vurgu yapıp, unutulmaya yüz tutan bilgilerin tekrar canlanması için çaba harcanmasına değindikten sonra şunları söyledi:

"Gelelim bu anma etkinliklerine; bu da oldukça önemli bir iştir. Bizler burada Aga Ali Müderrisi anarken onu tanınmış ve önemli bir şahsiyet olarak anmıyoruz; hayır, biz burada bir düşünce akımının varlığını duyurmaya çalışıyoruz.

... Merhum Molla Ali Nuri de bu meydanın büyüklerindendi; o, Molla Sadrâ felsefesini ihya eden ve tekrar dirilten isimlerden birisidir. Bir zaman geldi Molla Sadrâ'nın Hikmetü'l Müte'âliye'sine olmadık saldırılarda bulundular ve zaman içerisinde de büyük bir düşüşe geçti. Derken İsfahan'da bir grup alim ortaya çıktı ve onu tekrar dirilttiler. O dönemde akli ilimlerin merkez İsfahan'dı. Daha sonra bu baba-oğul (Merhum Mirza Abdullah Zenuzi ve Merhum Aga Ali Hekim) İsfahan'dan Tahran'a göç ettiler ve kısa bir süre sonra Tahran felsefi konuların merkezi konumuna geldi. Sözün özü onlar gerçekten büyük şahsiyetlerdi (Tahran'a muhaceretleri ile orayı merkez haline getirmeleri; mekanda değil şahsın kendinde bir bereketin olduğunun göstergesidir.)

Bu sempozyumun yapılış sebebine gelecek olursak; sizler Merhum Aga Ali Hekim'in 'Bidayeu'l Hikem' adlı eserini tekrar bastınız; öyleyse birilerinin gelip, bu kitabı alıp, enine boyuna inceleyip açıklaması gerekir. Merhum Hekim neler demiş? Hangi felsefi düşüncelere sahipmiş? Bu kitabı okumaya kaç kişi hazır? Kaç kişi bunun üstesinden geleceğini söyleyebilir? Bu, benim Molla Sadra hakkında daha önce bir söyleşide söylediğim şeyler ile aynı. Molla Sadra'da olduğu gibi bir heyetin kurulması ve Aga Ali Hekim'in felsefi görüşlerinin eşiğinden içeri girmek ve orada neler olduğunu görmek çok iyi olacaktır. Onun ne dediğini bilmemiz, ne anlatmaya çalıştığını görmemiz çok önemli."

Günümüzde isimleri oldukça az duyulan eski feylesof ve bilginler üzerinde çalışmalar yapılmasını tavsiye eden Ayetullah Seyyid Ali Hamanei sözlerine şöyle devam etti:

"Sayın Cevad-i Amuli'nin bu konuda bir çalışması var... Aga Ali Hekim'in birçok kitap, risale ve notları elimizde mevcut; oturulsun bunlar üzerinde derinlemesine incelemeler yapılsın. Yüz yıl önce bunları düşünüp yazan bir şahsın belki de notları arasında modern dünyada dahi kimsenin aklına gelmeyen bir konuya değinilmiş olsun. Yalnızca Merhum Aga Ali Hekim ile de yetinilmemeli ve diğer isimler üzerinde de araştırılmalar yapılmalı.

Örneğin Merhum Amirza Ebu'l Hasan Celve; onun Molla Sadra'nın Esfârü'l Erba'a'sına o güzel yazısıyla düştüğü notları ilim ehli çok iyi bilir. Hatta bu yazma nüshalardan bir tanesi Sayın Misbah Yezdi'nin müessesesindedir. Amirza Ebu'l Hasan Celve zamanının Molla Sadra konusunda en büyük eleştirmenlerinden birisiydi. Her dönem verdiği felsefe derslerine farklı farklı el yazma Esfâr kitabı ile girer ve kitap bitene kadar ona şerh düşer ve kitap içerisine notlarını yazardı. O da Merhum Aga Ali Hekim gibi Molla Sadra'yı tenkit ederdi. İşte önemli olan onların ne dediği ve ne denli tutarlı görüşlere sahip olduklarıdır."

Özellikle gençlerin akli ilimlere teşvik edilmesi konusunda önerilerde bulunan Seyyid Ali Hamanei, Kum İlim Havzaları'nda verilen felsefe derslerinden şikayet eden kimselere de bir takım mesajlar verdi:

"Burada iş gençlerimize düşüyor. Onları akli ilimlerin içerisine çekmek çok önemli; İlim Havzaları'nın akli ilimlere özellikle de felsefeye ilgi göstermesi oldukça değerlidir.

Oldukça değer verdiğimiz ve saygı gösterdiğimiz bazı kimseler bizlerin yanına gelerek Kum'da, İlim Havzaları'nda felsefe ve akli ilimlere dair derslerin arttığından yakındılar. Yakınmayın! Bu bir zaruret. Eğer sizler Kum İlim Havzaları'ndan bu dersleri çıkarmak isterseniz; başkaları Kum dışında bunu sırtlanacak ve belki de bunu yapacak olan kimselerin hiçbir ruhsat ve salahiyeti de olmayacak. Hatta şu anda dahi Kum dışında filozof olarak tanınmaya başlanan bazı isimler var ama ilmi dereceleri oldukça yüzeysel. Bakın bilgisiz demiyorum yalnızca işin künhüne varamadıklarını ve sathi bir şekilde konuları değerlendirdiklerini söylüyorum. Bir şeyler okumuşlar ve teknik terimleri de biliyorlar ama derin felsefi konular için bunlar yeterli değil."