AhlolBayt News Agency (ABNA)

source : Parstoday
Salı

28 Mayıs 2019

07:19:15
944693

NASRALLAH'IN YÜZYILIN ANLAŞMASI İLE İLGİLİ YAPTIĞI KONUŞMANIN ŞİFRELERİ

Lübnan Hizbullah genel sekreteri Seyid Hasan Nasrullah'ın dün (25 Mayıs) direniş güçlerinin Siyonist rejim karşısındaki zaferi ve Lübnan’ın tamamen işgalden kurtuluşunun 19. Yıl dönümü nedeni ile yaptığı konuşma birkaç boyuttan ele alınabilir.

Ehlibeyt (as) Haber Ajansı ABNA- Lübnan Hizbullah genel sekreteri Seyid Hasan Nasrullah'ın dün (25 Mayıs) direniş güçlerinin Siyonist rejim karşısındaki zaferi ve Lübnan’ın tamamen işgalden kurtuluşunun 19. Yıl dönümü nedeni ile yaptığı konuşma birkaç boyuttan ele alınabilir.

Nasrullah’ın konuşmasının ilk boyutu, bu yıl her sene olduğu gibi gelecek Cuma günü düzenlenecek olan Kudüs günü etkinliklerinin önemine vurgu yapmasıdır. Seyid Hasan Nasrullah, Asrın Anlaşması ile ilgili gelişmeler, Amerika’nın bölgede gerginlik yaratması, Kudüs’ü işgal eden rejimin işlediği cinayetlerin artması, bu yılki Kudüs günün önemini daha da arttırıyor.
Seyid Hasan Nasrullah’ın konuşmasının ikinci önemli boyutu ise onun Amerika patentli Asrın Anlaşması kumpasına karşı muhalefetidir. Alınan haberler, Amerika başkanı Donald Trump’ın Asrın Anlaşması kumpasını gelecek ay yani Haziran’da açıklayacağı yönündedir. Bu bağlamda son günlerde Bahreyn’in başkenti Maname’de düzenlenecek olan ekonomik konferansta Filistin’de dış kaynaklı yatırım arayışı yapılacağı, gelen haberler arasındadır. 
Seyit Hasan Nasrullah Asrın Anlaşması planın hedefini Filistin meselesini yok etmek olduğuna işaretle, herkesin  bu plana karşı sorumluluğu olduğunu belirtti. 
Bu arada tüm Filistinli grupların Maname konferansı ile ilgili aynı tutumu sergilemesi ise Nasrullah açısından “gerçek bir tutum” olarak değerlendirilebilir. Nasrullah, Asrın Anlaşmasının gerçekleşmesi için ilk adımın bu ülkede atılacağını da belirtti. Nasrullah’ın bu tutumu aslında onun bazı Arap ülkelerin Asrın Anlaşması kumpasının hayata geçirilmesi için üstlendikleri rolü ifşa ediyor.
Nasrullah’ın geçen gün yaptığı konuşmanın üçüncü boyutu ise 2000 yılında direniş zaferinin getirilerini açıklamaktı; Hizbullah genel sekreteri “Lübnan’da güç dengelerin kurulması”nı bu zaferin en önemli sonuçlarından olduğunu belirterek, bu zaferle Lübnan’da, israil’i Lübnan’dan atacak bir güç olduğunu gösterdiğini, günümüzde eskiden olduğu gibi Lübnan’a, Arap ve İsrail savaşında zayıf bir halka olarak bakılmadığını ve Siyonistlerin de Lübnan’daki bu gerçek gücün stratejik veya merkezi bir tehdit olarak tanıdıklarını belirtti.
Nasrullah’a göre 2000 yılındaki zaferden sonra Hizbullah’ın Siyonist işgalci rejime karşı savunma ve karşılık verme gücü, artarak yükselmektedir. Aslında seyit Hasan Nasrullah, Hizbullah’ın ülkenin güç yapısı ve orta Asya bölgesinin siyasi düzenindeki konumunu 2000 yılının en önemli sonuçlarından olduğunu ifade etti.
Hizbullah genel sekreterin sözlerinin 4. Önemli boyutu ise batı ve Arap eksenin, Suriyeli sığınmacıların Lübnan kamplarından geri dönüşü ile ilgili siyasi oyunlarını açıklamasıdır. Nasrullah Suriyeli sığınmacıların kendi ülkelerine geri dönmeleri zarureti ve bunun için Suriye düzeni tarafından gereken kolaylıkların hazırlanmasına işaretle, batı ve bazı Arap ülkelerin Suriye’de gelecek cumhurbaşkanlık seçimlerine yaklaşımlarının Suriyeli sığınmacıların ülkelerine dönmelerini engellediğini söyledi. 
Nasrullah bu bağlamda şöyle dedi: Beşar Esad’ın dönemi 2020 veya 2021’de sona erecektir ve Amerika ve batılı ve Arap ülkeleri ise sığınmacıların seçimlerden önce geri dönmemelerinde ısrar ediyorlar, onların sebepleri ise insani veya güvenlik meseleleri ile ilgisi yoktur. 
Lübnan Hizbullah genel sekreterinin konuşmasının son ekseni ise yolsuzlukla mücadele ve bütçe ile ilgili idi. Nasrullah bu bağlamda “yolsuzlukla mücadele, güneyi kurtarma savaşından daha zordur” dedi. Nasrullah yolsuzluğa karşı “ ulusal direniş”in şekillenme zaruretine işaretle, “silahlı çatışmada operasyonlar için bir grup veya iki grup belirlenebilir fakat yolsuzlukla mücadele için milli bir direnişin şekillenmesine ihtiyaç vardır ve biz bu mücadelenin asıl bölümüyüz.” dedi.