AhlolBayt News Agency (ABNA)

source : Ehlibeytalimleri.com
Cumartesi

22 Haziran 2019

07:58:31
953582

İslam’da Kadının Yeri

Ey İnsanlar! Kadınların haklarını gözetin ve bu konuda Allah'ın koyduğu ölçülere hassasiyetle uyun.

Ehlibeyt (as) Haber Ajansı ABNA - “Mümin olarak, erkek veya kadın, her kim salih ameller işlerse, işte onlar cennete girerler ve zerre kadar haksızlığa uğratılmazlar.” Nisa/124 

 

Evrene baktığımızda, özellikle canlılar âleminde, Yüce Allah’ın her şeyi çift yaratmış olduğunu görürüz. Eşref-i mahlûkat, yani yaratıkların en şereflisi olan insan için de durum bundan farklı değildir. Bu ilahi düzen içerisinde erkek veya kadın olmayı tercih etmek kendi istek ve rızamıza bağlı olmadığı gibi, bunun övünülecek bir tarafının olmadığı da ortadadır. Çünkü kendisine hesap vereceğimiz Allah (c.c.), bize şeklimize veya cinsiyetimize göre değil, kulluğumuzun derecesine göre değer vereceğini belirtmektedir: 

 

“Mümin olarak, erkek veya kadın, her kim salih ameller (iyi işler) işlerse, işte onlar cennete girerler ve zerre kadar haksızlığa uğratılmazlar.” [1]

İslam dünyası da dâhil olmak üzere, dünyanın her yerinde kadınlara yönelik bir takım olumsuz yaklaşımlar ve tavırlar gözlenebilmektedir. İşin vahim tarafı, Kur’an ve Sünnet çizgisine ters düşmesine rağmen, İslam toplumunda meydana gelen bu olumsuz davranışların bir kısmının dinden kaynaklandığı imajı verilmesidir. Halbuki kadına yapılan her türlü ayrımcılık, onu aşağılayan sözlü ve fiili davranışlar cahiliye dönemine ait davranışların kalıntılarıdır. 

Kur’an, kadını erkekle birlikte muhatap alır ve onlara şöyle seslenir:

 

“Müslüman erkekler ve müslüman kadınlar, mü'min erkekler ve mü'min kadınlar, itaatkar erkeklerle itaatkar kadınlar, doğru erkekler ve doğru kadınlar; sabreden erkekler ve sabreden kadınlar, (Allah'a) saygılı erkekler ve saygılı kadınlar, sadaka veren erkekler ve sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkekler ve oruç tutan kadınlar, namusunu koruyan erkekler ve namusunu koruyan kadınlar, Allah'ı çok zikreden erkekler ve zikreden kadınlar; işte Allah bunlar için bağış ve büyük bir mükfat hazırlamıştır.” [2]

“Erkeklere de kazandıklarından bir pay var kadınlara da kazandıklarından bir pay vardır.” [3]

 

Ayetinden de anlaşıldığı üzere cinsiyet ayrımı gözükmemektedir. 

İslamiyet’in hedefi, geldiği zaman itibariyle cahiliye sisteminde bir hiç olan kadını aşağılanma batağından kurtararak saygının zirvesine ulaştırmaktır. Eğer günümüzde kadın aleyhine bir takım düşünce ve faaliyetler varsa bunun dinden değil, içinde yaşanılan toplum ve kültür algısıyla yakından alakalı olduğu bilinmelidir. Kur’an’da kadınlarla ilgili hem müstakil sureler, hem de pek çok ayetler vardır. Her kadın, bir erkeğin ya annesidir, ya kızıdır, ya kardeşidir, ya da hanımıdır. Bizler annelerimizi, ilahi kudretin genişletilmiş bir rahmet kucağı, ailede saadet kaynağı, aile fertlerinin şefkat odağı olarak görürüz. Kadınlara kötü şeyleri reva görmek bir yana onları başımızın tacı olarak nitelendiririz.

Veda Hutbesinden konuyla ilgili bir bölümle yazımıza son vermek isteriz.

 
“Ey İnsanlar! Kadınların haklarını gözetin ve bu konuda Allah'ın koyduğu ölçülere hassasiyetle uyun. Siz kadınları, Allah'ın emaneti olarak aldınız. Onları, Allah adına söz vererek helal edindiniz. Sizin kadınlar üzerinde hakkınız, onların da sizin üzerinizde hakları vardır...”