Ümmü'l-Mülk Hâşeb, Ansarullah Kadın Komitesi üyesi olarak, bir notta Seyit Hasan Nasrallah'ın kişisel, siyasi ve uluslararası özelliklerini anlatarak, onun şehadeti sonrası muhalefet yolunun nasıl devam ettiğini ele aldı.
28 Eylül 2024'te ilan edilen Seyit Hasan Nasrallah'ın şehadeti haberi bizleri derinden acıttı ve şok halinde bıraktı. O gün, mücadelenin lideri bizden uzaklaşmıştı ve bu gerçek inanılmaz derecede zorladı. Onun sesini radyoda, televizyonda ya da telefonlarda duyduğumuzda, ya da Hz. Hüseyin (a.s.)'in fedaîliği ve mağduriyeti hakkında konuştuğu zamanlar, gözyaşlarımız akmaya devam etti.
Her ne kadar onun resmini sosyal medyada veya her yerde gördüğümüzde yarasımız daha da açılıyorsa da, aynı zamanda Seyit Hasan Nasrallah'ın bize ne kadar derin bir şekilde yerleştiğini farkettik. Onun konuşmalarıyla yetişmiş ve gelişmiş bir nesil olarak, artık hayatlarımızın bir parçası oldu. Hasan Sıddık'tan Zeynep (a.s.)'in sabır ve cesaretini öğrendik. Kurbânilerin yüceliğiyle beraber, Allah'a olan güçlü bağımıza dair derin bir bilgi kazandık.
Seyit Hasan Nasrallah, insanları Hz. Hüseyin'e (a.s.) benzettiği gibi, onların da ahlâk ve azmetleriyle aydınlandırdı. Onunla birlikte, imanın içtenliğinin insanı nasıl güçlendirdiğini öğrenmiş olduk. Bir bomba yağmuruna rağmen, Allah'ın emriyle hareket eden bir insanın hiçbir fırtına onu sarsamaz.
Hayatında hep ulusal birlik ve toplumsal barışı destekleyen Seyit Hasan Nasrallah, hiçbir zaman fitne yaratıcı söylemler kullanmadı. Düşmanın iç karışıklıklarını önlemek için sürekli uyarıda bulundu. Kendisi, tüm Müslümanlar ve özgürlükseverler için bir model oldu - hem Şiiler için hem de Sünniler için. Muhafız-ı din rolünü en iyi şekilde yerine getirdi ve 40 yıllık cihad yolunda Allah yolunda mücadele etti.
Düşman, Şeyh Hasan'ı öldürerek direnişi söndüreceğini sandı, ancak bu eylemleri sadece daha güçlü savaşçılar doğmasına yol açtı. Sınırsız sevgiyle karşılanan Seyit Hasan Nasrallah, milyonca kalpte hâlâ diri kalmıştır. Düşmanlar, Lübnan'daki sınır bölgelerinde pişmanlık verici bir yenilgi yaşadılar ve ateşkes talep etmek zorunda kaldılar.
Cenaze töreni sadece veda ve ağlama değil, aynı zamanda bir antlaşma yenileme anıydı. Her bir katılımcı, törende yeniden doğmuştu. ŞSeyit Hasan Nasrallah, Hz. Ali (a.s.)'nın ışığı ve nasihatleriyle benzer bir figür olarak hatırlanıyor. Düşmanlar, bu büyük adamın kimliğini yanlış anlamışlardır. O yalnızca Hizbullah'ın genel sekreteri değildi, tüm Müslümanlar ve özgürlükseverler için bir liderdi.
Sonuç olarak, Şeyh Abdulmelik El-Housi'nin ifadeleriyle neticede şu var: Seyit Hasan Nasrallah, Allah yolunda fedakârlığını tamamladı ve bu yol boyunca yürek, can ve ruhunu Allah'a vakfederek İslam bayrağını yükseltti. Ve Allah, takva sahiplerinin yanındadır.