15 Mayıs 2014 - 09:12
Hüsnü Mahalli: Devre dışı

Bölgede çok ilginç ve bir o kadar önemli gelişme yaşanıyor. Türkiye devre dışı.

Ehlibeyt (a.s) Haber Ajansı ABNA- Bölgede çok ilginç ve bir o kadar önemli gelişme yaşanıyor. Türkiye devre dışı.

Her şey Mursi'nin devrilmesi ve Esad'ın direnmesi ile oldu.

Sonra 5+1'in İran ile uzlaşma süreci. Bu süreç bugün yarın olumlu sonlanacak ve Batı'nın İran ile yeni bir dönemi başlayacak.

Bu dönemin adı: 'Gel bölge sorunlarını birlikte çözelim'.

Örneğin geçen hafta silahlı grupların Hums'u terk etmesi İran-Suudi operasyonu ile gerçekleşti.

Yakında Lübnan'da yeni cumhurbaşkanı seçilirse bu da bir İran-Suudi uzlaşması ile olacak. Çünkü Suudiler Hariri, İranlılar ise Hizbullah üzerinde etkili. Belki de bu nedenle Suudi Dışişleri Bakanı Suud El-faysal önceki akşam aniden İranlı meslektaşı Zarif'i davet ederek:

'Gel birlikte tüm sorunlarımızı çözelim' dedi.

Tam da Ashton ve Zarif : 'Kesin anlaşmaya varmak üzereyiz' derken.

Tüm bu hesaplar doğru gelişirse Suriye'de çözümün yolu açılabilir.

Çünkü İran ve Suudilerin uzlaşacağı bir formül kesin ABD ve Batılı müttefiklerin onay ve desteğine nail olacaktır.

Çünkü Suudilerle İranlıların uzlaşması aynı zamanda Irak, Filistin, Yemen, Afganistan ve daha birçok sorunun çözümünü kolaylaştıracaktır.

Peki AKP yönetiminde Türkiye bu işin neresinde?

Hiçbir yerinde değil. Tam anlamı ile devre dışı.

Bunun böyle olacağını 2012 ortalarında yazdığım Ortadoğu'da Kanlı Bahar kitabımda detayı ile anlatmıştım. Diren Suriye kitabımda tekrar vurguladım. Ama anlaşılan Ankara'dakiler okumadı okuduysalar da ciddiye almadılar.

Sonuç ortada.

Ankara'dakiler Ortadoğu denilen bu coğrafyayı hiç bilmiyor, anlamıyor

Hayal ürünü teori ve planlar buralarda işe yaramaz.

Burada saf olanlar her zaman oyuna getirilir ve uyanık geçinenler her zaman kazık yer.

Acemi olanlarla ise her zaman dalga geçilir.

ABD her zaman buralarda kendine göre adam bulur.

Ama ABD'ye 'hayır' diyenler de olur.

ABD ile bir olanlar er ya da geç kaybeder.

'Hayır' diyenler bedelini ağır öder ama sonunda kazanır.

İşte İran, Suriye, Hizbullah ve dünyanın dört bir yanındaki onurlu insanlar.

İşte bu nedenle ABD ve müttefikleri Tahran ile anlaşma yolunu seçti.

ABD belki de tercihini Türkiye'den değil İran'dan yana kullanacak.

Çünkü AKP yönetiminde Türkiye, Arap ve İslam âlemi için artık bir model değil.

Onlara göre demokratik, özgür, laik, ılımlı, şeffaf ve temiz bir Türkiye yok artık.

Onlara göre Mübarek'i kaybeden ve her şeye rağmen Suriye'de başarısız olan bir Erdoğan heyecan vermiyor.

Onlara göre komşuları ile sıfır sorun politikası ile ünlenen bir Erdoğan-Davutoğlu'nın artık sıfır komşuları var.

Ortada kolu, kanadı kırık ve içi parçalanmış bir Türkiye var.

Böyle bir Türkiye'den taviz almak da çok kolay.

Batı'nın tarih boyunca hesabını yaptığı tüm konularda..

Kürtler, Rumlar, Ermeniler, Yahudiler(İsrail) ve Kıbrıs.

Zamanlama çok önemli :

Erdoğan cumhurbaşkanı olmak istiyor ve bunun için ABD desteği şart olmazsa da çok önemli.

Üstelik Erdoğan devre dışı kalmayı kabul edecek birine benzemiyor.

Bedeli ne olursa olsun devrede kalmak gerek.

Hele hele devrenin iki paralel köşesini iki tarihsel rakip ya da düşman İran ve Suudiler tutmuşsa.

Bir de bakarsınız Mısır'ın katılımı ile paralel olmuş üçgen.

Karşıda İsrail var!

Ya da ABD'nin işaret edeceği yeni müttefikler!

Lozan, öncesi ve sonrasına bakmak gerekiyor.

Cumhuriyet'in de 100. Yılı yaklaşıyor.

Belki yeni haritalar çizilir.

Nasıl olsa insanlar her şeyi unuttu.

Tıpkı Filistin, Afganistan, Irak, Suriye, Somali ve bu coğrafyanın tüm acılarını unuttuğu gibi.

Tıpkı Soma cinayetine kurban giden insanlarımızı unutacakları gibi.

Düzen böyle kurgulanmış.

Düzen denilen şey vicdandır.

O da yoksa hiçbir şey olmaz.

Ne din ne iman ne de insan.

yurtgazetesi

Ekler