Ehlibeyt (a.s) Haber Ajansı ABNA- Bahreynli Şii âlimler dün okudukları Cuma hutbelerinde ülkedeki kaotik durumun bir an evvel çözüme kavuşmasının herkesin lehine olacağına dikkat çektiler ve hükümet yetkililerini müzakereye çağırdılar.
Mename kentinin batısında bulunan ed-Deraz bölgesinde Cuma namazını kıldıran Ayetullah Şeyh İsa Kasım, ülkedeki Şiilerin yönetimle makûl bir müzakereye hazır olduklarını dile getirdi ve şöyle konuştu: Biz, ülkemizi seviyoruz ve bu ülkedeki kaynakların heba edilmesinden sadece rahatsızlık duyarız. Ülkede kriz olduğunu kimse inkâr edemez. Peki, bu durumdan bir çıkış yolu yok mu? Biz, vardır diyoruz. Yönetimi müzakereye çağırıyoruz. Elbette, müzakere tek başına bir şey ifade etmez; ancak etkili olacak ve Şiilerin taleplerini karşılayacak sonuçları beraberinde getirecek bir müzakere değerlidir. Bu da tarafların ülkedeki krizi çözüme kavuşturacak adımlar atmasıyla alakalıdır, yoksa gayri ciddi ve göstermelik bir müzakere derde deva olamaz.
El-Kuful bölgesinde bulunan İmam Sadık Camii imamı Şeyh Abdullah Ğureyki de dünkü Cuma namazı hutbesinde şöyle konuştu: Yönetimin ülkedeki krizi çözüme kavuşturma yolunda bugüne kadar tercih ettiği askeri seçenek hezimete uğramıştır. Dolayısıyla Bahreyn’in bu kaotik durumdan kurtuluşu için doğru kararlar alınmasına ihtiyacı vardır.
Şii muhalif gruplar lideri ve İslami el-Vifak Cemiyeti Başkanı Şeyh Ali Selman ise ülkedeki insan hakları gözlemcisinin hazırladığı raporun, Bahreyn yönetimi ile muhalif gruplar arasındaki gerginlikte kusurlu tarafın kim olduğunu ortaya koyduğunu belirtti.
Söz konusu kurum geçtiğimiz günlerde Bahreyn yargı sistemini, muhaliflerine sert davranan ve onlara şiddet uygulayan güvenlik güçlerini görmezden gelen “zalim bir sistem” olarak tanımladı.
Şeyh Ali Selman, faydalı sonuçları beraberinde getirecek bir müzakerenin ülkenin yararına olduğunu kaydetti ve Bahreyn’in bu kriz halinden kurtuluşunun müzakereye oturup muhalifleriyle görüşmesine bağlı olduğunu söyledi.
Devletle Şii gruplar arasında geçen yıl müzakere başlatıldı. Fakat bir süre sonra devlet müzakere şartlarından bir kısmını yerine getirmediği için pratikte müzakereler askıya alınmış oldu.
