3 Haziran 2014 - 16:17
Suriye’de gerçek barışı kimler istiyor?

Bugünlerde dördüncü yılına giren, 160 binden fazla Suriyelinin ölümüne neden olan kanlı Suriye vekalet savaşı; çözümsüzlük ve savaş isteyenlerle, çözüm için çabalayanların mücadelesine sahne oluyor.

Ehlibeyt (a.s) Haber Ajansı ABNA- Bugünlerde dördüncü yılına giren, 160 binden fazla Suriyelinin ölümüne neden olan kanlı Suriye vekalet savaşı; çözümsüzlük ve savaş isteyenlerle, çözüm için çabalayanların mücadelesine sahne oluyor. Suriye halkı 3 Haziran Salı günü sandık başına giderek, ülkenin yeni Cumhurbaşkanı’nı seçecek. Bu seçimi dış destekli isyanları durdurmak ve krizden çıkmak için büyük bir fırsat olarak görüyor. 

Oysa Batı, ABD, Suudi Arabistan, Katar ve maalesef Türkiye Suriye’de yapılacak bu seçimi engellemek içinde her türlü yola başvuruyor. Şu yalın gerçek ise unutturulmak ve karartılmak isteniyor.

Suriye halkının iradesini yansıtacak, Esad’ı isteyip istemediğini ortaya koyacak, dış destekli terör yuvalarının planlarını sekteye uğratacak bu seçimi istemiyorlar ve yalın gerçeklerle yüzleşeceklerini öngörüyorlar. 

Aslında dış destekli muhalefet ve BOP projesinin sahipleri bölge ve Suriye halkının geçek düşmanlarıdır. Bu güçler Suriye'de akan kanı durdurmaya katkı sağlayacak ve Suriye halkının iradesini yansıtacak bu seçimi kendilerine tehdit olarak görüyorlar. Bu nedenle engelleme çabası içine giriyorlar.

3 Haziran’da başlayacak olan bu seçim için yurt dışında yaşayan Suriye Vatandaşları, içerisinde Rusya’nın da bulunduğu 38 ayrı ülkedeki Suriye Büyükelçiliklerinde 28 Mayıs’ta kurulan sandıklarda oylarını kullandı.

Özellikle Suriyeli sığınmacıların en fazla yaşadığı Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta katılımın ve oy kullananların yoğunluğu dikkatlerden kaçmadı. Beyrut’un Suriye Büyükelçiliği önünde on binlerce sığınmacının oy kullanmak için beklemeleri ve izdihamı basına ve sosyal medyaya yansıdı. Maalesef Türkiye ise, bu seçimi tanımadığını açıklayarak, sığınmacıların İstanbul’da kurulacak oy sandıklarında oy kullanmasına izin vermedi.

Suriye'de yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimlerini izlemeleri amacıyla birçok ülkeden temsilciler bu seçimde gözlemci oldu. Rusya Merkezi Seçim Komitesi, seçimleri izlemek için temsilci göndereceğini açıkladı. Suriye’nin daveti üzerine bu ülkede gerçekleştirilecek olan seçimlerde Rusya Merkezi Seçim Komisyonu üyesi milletvekilleri ile Rusya Parlamentosu’nun alt ve üst kanatlarına mensup milletvekilleri de yer alacak. Suriye'de gözlemci gönderecek ülkeler arasında İran ve Çin de yer alıyor. 

Mevcut Cumhurbaşkanı Beşşar Esad’ın adaylığının yanında, Mahir Abdulhafız Hacer ve Hasan Abdullah El Nuri’nin de adaylığının onayladığı bu üçlü yarış, Suriye siyasi tarihindeki ilk çok adaylı Cumhurbaşkanlığı yarışı olması açısından önem taşıyor.

Suriye Cumhurbaşkanlığı seçimlerine 2’si kadın, biri Hıristiyan olmak üzere toplam 24 kişi aday olmuştu.

Suriye Anayasasına göre, Suriye'de en az 35 milletvekilinin desteğini alan, Suriye vatandaşı olan ve son 10 yıldır devamlı olarak ülkede yaşamış kişiler Cumhurbaşkanlığına aday olabiliyorlar.

Adaylığı onanan Mahir Abdulhafız Hacer 43 yaşında, Halep'in önde gelen ailelerinden birine mensup. Hasan Abdullah El Nuri ise 54 yaşında ve Şam'ın yerlisi bir aday…

Bu seçimin oy sandıkları kurulmasına izin verilen yurt dışı ayağındaki katılımın yüksekliği, terörden bıkmış Suriye halkının Beşşar Esad'a verdiği büyük desteği göstermesi açısından önemli.

Suriye halkı, sokak ve caddelerinde Esad’a desteğini dükkanlarının kepenklerini ve camlarını muhaliflerin kullandığı işgal dönemindeki bayrağı değil, Suriye bayrağının renklerine boyayarak gösteriyor.

Basına düşen görüntülerde, evlerin camlarında bile Esad'ın posterleri var. Şam caddelerinde, sokaklarında halk ülkenin kurtuluşunu, Esad'ın yeniden Cumhurbaşkanı olmasında gördüğünü bağımsız Arap ve uluslararası basın da, TV’lerde dile getiriyor.

Suriye’nin belki de iç barışı sağlayacak, bazı bölgelerde rejim ile muhalifler arasında gerçekleşen ateşkesi devam ettirecek böylesi adımlara ihtiyacı var.

Bunun için Türkiye ve bölgedeki diğer ülkeler hem kendi çıkarları, hem de Suriye halkının acılarına merhem olması için risk alarak barışa katkı sağlamalı.

AKP’nin izlediği politika ile, savaş çığırtkanlığı yapmak kimseye bir fayda sağlamaz. Suriye’de bir an önce normalleşmenin önünü açacak, demokrasiye geçişte bir adım olacak bu seçim desteklenmeli, ateşkesin sağlanması için çabalar artırılmalıdır.

Unutulmaması gerekir ki 8 yıl süren İran-Irak savaşı sonrasında bugün 2 ülke, düşmanlıkları bir kenara bırakmış, silahları yere gömmüş ve uzlaşı sağlamışlardır. Yakınımızdaki bu örnek bile düşmanlıkların bir yarar sağlamadığı gibi, barışın bölge için ne kadar elzem olduğunu bize anlatmaktadır.

Bölge halkları ile barışık bir şekilde yaşamak istiyorsak, AKP Hükümet temsilcilerinin kini, nefreti, mezhepçi söylemleri bir kenara bırakması gerekir.

AKP dış politika belirleyicileri, izleyecekleri yeni akılcı bir politika ile bölge ülkeleriyle barışık olmalı, başkalarının görüşlerine tahammül göstermeli, kutuplaşmaları ve savaşı teşvik edici değil, barışı ve diyaloğu destekleyici uygulamaları acilen devreye sokması gerekir.

Geçmişte yapılan hataları telafi etmek için, savaş hiç bir zaman çözüm olmamalı, komşularla karşılıklı çıkar çerçevesinde barış içinde diyalog ve işbirliği ön planda olmalıdır.

Unutulmamalıdır ki, bölge ve iç barışı gerçekten sağlamak istiyorsak, emperyalist ülkelerin acımasız politikalarını elimizin tersi ile itmeli, onların planlarına alet olmayarak ülkemizi ve bölgemizi bu ateş çemberinden uzaklaştırmalıyız. 

Bu çerçevede; hatalardan ders alarak ülke ve bölge çıkarları için barışı ve diyaloğu önceleyen politikalara destek vermeliyiz.

Dr.Mehmet Ali EDİBOĞLU / Hatay Miletvekili Dışişleri Komisyonu Üyesi

tahahaber

Ekler