Ehlibeyt (a.s) Haber Ajansı ABNA- ABD’nin, IŞİD’in varlığını gerekçe göstererek Suriye ve Irak topraklarına yönelik yeni bir emperyalist müdahale konsepti oluşturması, bu yeni konseptinde de Suudi Arabistan’ı baş taşeron olarak seçmesi, uzun bir zamandan bu yana IŞİD başta olmak üzere selefi cihatçı çetelere çeşitli biçimlerde destek sunan AKP’nin çelişkilerini de görünür kılmıştı.
AKP, bir yandan ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’nin Türkiye ziyareti sonrasında oluşturulacak uluslararası koalisyona sınırlı da olsa destek vermek zorunda kalırken, diğer yandan bizzat Tayyip Erdoğan eliyle İhvan kadrolarının ülkeyi terk etmesini istediği istediği Katar’a “zamanlaması manidar” bir ziyaret gerçekleştirdi.
İhvan kadrolarının yeni bir karargah arayışında gerçekleşen bu ziyareti ve Türkiye’nin karargah olmasının taşıdığı riskleri Radikal yazarı Murat Yetkin de bugünkü köşesine taşıdı.
Katar’dan peş peşe iki hamle
Tayyip Erdoğan’ın, Paris’te ikincisi yapılacak “IŞİD karşıtı koalisyon” toplantısı ile aynı gün Katar’a ziyarette bulunduğuna dikkat çeken Yetkin, Katar ile Türkiye’nin Batı basını ve siyasetçileri tarafından Esad rejimine karşı selefi vahhabi çetelere destek vermek ve Nusra Cephesi, IŞİD gibi “aşırılıkçı” örgütlerin boy atmasına meydan vermekle suçlandığını ifade etti.
Katar’ın Türkiye’den farklı olarak, 11 Eylül Cidde toplantısında koalisyona aktif biçimde katılma kararı aldığını hatırlatan Yetkin, bir başka gelişmenin altını çizdi: Katar’ın Erdoğan’ın ziyaretinden bir gün önce Mısır merkezli Müslüman Kardeşler (İhvan-ı Müslimin) örgütü liderliğinden ülkeyi terk etmelerini istemesi!
‘Türkiye İhvan’ın karargahı olmamalı’
Murat Yetkin yazısında ülkeyi terk etmesi istenen İhvan kadroları içerisinde en yetkili kişi olan Mahmud Hussein’in İhvan çizgisindeki Rassd Haber Ajansı’na verdiği demeçte gitme olasılıklarının olduğu ülkeler arasında Türkiye’yi de saydığını dile getirdi.
“Henüz bu konuda resmi açıklama yapılmadı ama AKP hükümetleri İhvan çizgisindeki HAP’a duygusal ve ideolojik olarak ne kadar yakınlık duyuyor olsalar da, böyle bir yanlışa düşmemeli” diyen Yetkin, verilecek bir iznin Türkiye’yi Mısır başta olmak üzere Arap ülkelerinin çoğu için tehdit olarak görülen İhvan’ın karargahına dönüştüreceği uyarısında bulundu.
Erdoğan-Davutoğlu çizgisinin yaşadığı krize dikkat çeken Yetkin, IŞİD karşıtı koalisyona katılmanın AKP’ye hem Batı hem de Arap ülkeleriyle ilişkilerde yeni bir sayfa açma olanağı tanıdığını ifade etti.
Yetkin, İhvan’a kapıları açmanın bu aşamada yeni bir risk barındırdığının da altını çizdi.
Katar boyun eğerken, istikamet Türkiye
Ortadoğu’da gerek İhvan’a gerekse cihatçı vahhabi çetelere verdikleri destek nedeniyle Türkiye ile birlikte “çizik yiyen” Katar; hem ABD’nin hem de Mısır, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi bölgedeki diğer aktörlerin baskısı altındaydı. İhvan’ı “istikrara tehdit” olarak nitelendiren üç Ortadoğu ülkesi Katar’ın başkenti Doha’daki büyükelçiliklerini kapatmıştı. İlerleyen haftalarda Mısır’daki Suudi Arabistan destekli darbe yönetimi Katar merkezli El Cezire kanalının muhabirlerine hapis cezası vermişti. Son olarak üç ülke de İhvan kadrolarının Katar’ı terk etmesi yönünde de baskı kurmuştu.
İhvan’ın siyasi kolu Hürriyet ve Adalet Partisi Yönetim Kurulu üyesi Amr Derraj, 13 Eylül günü yaptığı yazılı açıklamada Katar’ın 7 İhvan yöneticisinden ülkeyi terk etmeleri isteğinde bulunduğunu açıklamıştı. Bölgenin karşılaştığı durumlar göz önünde bulundurulduğunda Katar’ın talebini anladıklarını söyleyen Derrac, Katar’ın Mısır’daki darbeye karşı aldığı tutumu övmüş ve Katar yönetimini zor durumda bırakmamak için bu talebi karşılayacaklarını söylemişti. Katar’dan ise resmi bir açıklama yapılmamıştı.
AFP, bu gelişme sonrası İhvan lider kadrolarının Türkiye’ye yerleşebileceğine dikkat çekmişti. Katar’ın üzerindeki baskılar karşısında daha fazla direnemeyerek önce “koalisyona destek”, ardından “İhvan’a kapıyı göstermek” adımlarını attığına dikkat çeken ajans, İhvan kadroları için ise Türkiye’yi adres göstermişti.