12 Ekim 2014 - 18:51
Hizbullah Cemaati (Hüda-Par): Misli ile Karşılık Verilecek

'Hizbullah Cemaati, bir bildiri yayınlayarak, HDP lideri Selahattin Demirtaş'ın yaptığı çağrı üzerine hedef gözetmeksizin başta HÜDA PAR ve bileşenleri olmak üzere İslami kesime ateşli silahlarla saldıran HDP/PKK'lılara misli ile karşılık verileceği belirtildi.'

Ehlibeyt (a.s) Haber Ajansı ABNA- 'Hizbullah Cemaati, bir bildiri yayınlayarak, HDP lideri Selahattin Demirtaş'ın yaptığı çağrı üzerine hedef gözetmeksizin başta HÜDA PAR ve bileşenleri olmak üzere İslami kesime ateşli silahlarla saldıran HDP/PKK'lılara misli ile karşılık verileceği belirtildi.' 

Hürseda Sitesinde yayımlanan haber:

"PKK’nin 6 Ekim’den bu yana savunmasız halka saldırması sonucu yaşanan can kayıpları 40’a yükselirken, sadece kendi memur ve amirini koruma refleksiyle hareket eden devletin PKK saldırıları karşısında aciz kalıp halka yapılan saldırılara seyirci kalması, 14 yıl gibi uzun süredir hiçbir eylem yapmayan Hizbullah Cemaati’ni harekete geçirdi.

7 Ekim’de yayınladığı bildiriyle, “Müslüman halkımız ve mensuplarımız şunu bilsin ki; Hizbullah Cemaati, kendilerini korumak için Allah’ın izniyle ne gerekiyorsa yapacaktır. İslami değerlere ve Müslüman halkımıza yönelik yapılacak hiçbir saldırı, zulüm ve haksızlığı kabul etmeyeceğimizi ve buna karşı duracağımızı kamuoyuna bu vesileyle ilan ediyoruz.” diyerek saldırılara karşı harekete geçeceğinin sinyalini veren Hizbullah Cemaati, bugün resmi internet sitesinde yayınladığı basın bildirisiyle, bundan böyle PKK’nin savunmasız halka gerçekleştirdiği saldırılara karşı en azından misliyle karşılık verileceğini ilan etti:

huseynisevda.biz sitesinde Hizbullah Basın Bürosu imzasıyla yayınlanan bildiride şunlar kaydedildi:

"KAMUOYUNA
Allah’ın adıyla!

6 Ekim tarihinde başlayıp bölgenin tamamına ve batı illerine de yayılan sözde Kobanê’ye destek eylemleri; öldürmeye, yakmaya, yıkmaya, talan ve yağmalamaya, cana ve mala yönelik vahşice saldırılara sahne oldu. Bu eylemlerin Kürd halkına ve Kobanê’ye destek amacıyla yapılmadığı çok açıktır. Amaçları Kürd halkına hizmet olsaydı, Kürd halkının dinine, inancına ve inancından kaynaklanan örfüne savaş açmaz, canına ve malına saldırmaz, halkın tamamıyla yabancısı olduğu bir zihniyeti ona zorla dayatmazlardı. Şu ana kadarki icraatlarından canıyla, malıyla ve sahip olduğu değerleriyle en çok zarar gören Kürd halkıdır.

Saldırıya uğrayan Hüda Par ve İslami STK’lar sadece İslami kimliklerinden dolayı hedef alındılar. Hedef alınan bu Müslümanlar, IŞİD ile organik bir bağlarının olmadığını defalarca kamuoyuna deklare etmelerine rağmen PKK ve türevlerinin ısrarla onları IŞİD olarak lanse etmeleri tamamıyla bir iftira ve savaş taktiğidir.

Bu eylemler süresince Müslüman halkın evlerine, işyerlerine, araçlarına, camilere, medreselere, yurtlara, okuma salonlarına ve hatta hiçbir siyasi temayülü olmayan insanlara yönelik saldırılarda bulunuldu. Bunun neticesinde onlarca masum insan vahşice katledildi.

Bu durum çok açık ve net bir şekilde ortada iken ve karşılıklı çatışma değil, tek taraflı bir saldırı söz konusu iken, bir kısım medya ve bazı kesimler bunu ısrarla PKK–Hizbullah çatışması şeklinde göstermeye ve bu şekilde bilinçli olarak toplum zihninde yanlış bir algı oluşturmaya çalıştılar.

Bölgeyi, halkımızı ve saldırganları çok iyi tanıdığımız ve söz konusu saldırıların ne anlama geldiğini çok iyi bildiğimiz için bunun bir savaş ilanı olduğunu ve buna seyirci kalamayacağımızı kamuoyuna duyurduk.

Bu insanlık dışı saldırılar karşısında İslami duyarlılık sahibi Müslüman kardeşlerimizin gösterdikleri müspet tepki ve duyarlılıktan dolayı Allah razı olsun. Müslüman kardeşlerimiz şunu kesinlikle bilsinler ki; hiçbir zaman saldırgan taraf olmadık ve saldırıyı teşvik etmedik. Ancak; Müslüman kardeşlerimize bu güne kadar yapılan saldırılara karşılık verildiği gibi bundan sonra da yapılacak saldırılara en azından misli ile karşılık verileceği bilinmelidir.

Geçmişteki girişimlerden edindiğimiz tecrübeyle; bu arabuluculuk girişimlerinden de bir sonuç çıkmayacağını söyleyebiliriz. Ancak buna rağmen çatışma yaşanmaması ve olayların büyümemesi için arabuluculukta bulunan ve bu yönde çaba sarf edenlerin girişimlerini değerli buluyor ve çabalarından dolayı teşekkürlerimizi sunuyoruz.

Davamızın sonu, âlemlerin Rabbi olan Allah’a hamd etmektir.

HİZBULLAH BASIN BÜROSU"
(Hürseda Haber)
** * Türkiye'deki Hizbullah oluşumu hakkında kısa bir anekdot: Bu grup kendisine Hizbullah demektir. Ancak bu grubun İslam ve Müslümanların yüz akı olan Lübnan Hizbullah'ı ile hiç bir ilişkisi bulunmamaktadır. Güney doğudaki bu oluşumun Lübnan'daki Hizbullah örgütüyle gönül bağları olsa da Suriye olaylarında Kafirlerin vekalet savaşını yürüten ve ülkeyi tarumar eden silahlı katillerden oluşan MUHALİFLERE canla başla destek verdiklerinden artık Gerçek Hizbullah'la da bir gönül bağlarının kalmadığı düşünülmektedir. Suriye devlet ve milletine muhalif katiller çetesi, Lübnan Hizbullah'ına da kurşun sıkmış ve onlarca İslam Mücahidi Hizbullah üyesinin şehit olmasına neden olmuştur. Dolayısıyla Suriye'de karşı karşıya gelen bu oluşumun (ister düşünce ve isterse meydanda) artık gerçek Hizbullah'la gönül bağlarının da kalmadığı düşünülebilir. Ancak şu nokta unutulmamalıdır ki Güneydoğudaki oluşumun içinde gerçeklerin farkında olan, Kafir emperyalistlerin oyununa gelmeyen ve safını koruyan çok sayıda saf ve temiz Müslüman ve Mümin halen bulunmaktadır. Ancak selefi akımların etkisiyle (bilinçli veya bilinçsizce) selefileşmeye doğru giden örgütün içinde yeterince güçlerinin olmadığı sanılmaktadır.

Ekler