Ehlibeyt (a.s) Haber Ajansı ABNA - TRT ekranlarında yayınlanan skandal programa tepki gösteren Ehlibeyt Alimleri Derneği, savcıları da göreve çağırdı.
TRT1 kanalında "Pelin Çiftçi İle Gündem Ötesi" programında mezhepçilik yapılmasına ve tepki gösteren Ehlibeyt Alimleri Derneği,bir basın açıklaması yayınladı. Basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
إ نَّمَا الْمُؤْمِنُونَ إِخْوَةٌ فَأَصْلِحُوا بَيْنَ أَخَوَيْكُمْ وَاتَّقُوا اللَّهَ لَعَلَّكُمْ تُرْحَمُونَ
"Müminler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin. Allah’a karşı gelmekten sakının ki size merhamet edilsin." (Hucurat-10)
Ülkemizin geçtiği bu kırılgan ve hassas dönemde; din, dil, ırk, mezhep gözetmeksizin tüm fitne merkezlerine karşı toplumun her kesiminin birlik ve beraberliğe ihtiyacı vardır.
Fakat ne var ki birçok medya organı birlik ve beraberlik vurgusunu ön plana çıkartmak yerine, fitne ateşini körükleyecek ötekileştirici, ayrıştırıcı ve toplumda nefret yaratıcı söylemleri kullanmayı tercih ediyor.
21.12.2016 tarihinde 80 milyon Türkiyeli vatandaşa eşit şekilde yaklaşması ve tüm bireylerin vatandaşlık haklarına saygı duyması gereken TRT1 kanalında "Pelin Çiftçi İle Gündem Ötesi" programına davet edilen sözde uzman olan Prof. etiketli iki konuk kin ve nefret kustu.
"Ortadoğu’nun İnanç Denkleminde Suriye, İsrail ve İran’ın Yeri", "İslam Dünyası Neden Parçalara Ayrıldı" , "Şiiler Neye İnanıyor" gibi birçok başlıkla Şiilik İslam dışıymış gibi gösterilerek adeta Şii-Sünni çatışması çıkartmak isteyen Emperyalistlere hizmet edildi.
Söz konusu programda, mezhepsel hiçbir hassasiyeti olmayan sözde iki akademisyenin, ülkeler arası politik gerilimleri mezhepsel farklılıklara dayandırmasıyla şekillenen (gerçek dışı) hezeyan ve iftira dolu açıklamaları fitneden başka ne işe yarayabilir?
Sınıf ayrımı gözetmeksizin tüm halktan toplanan vergilerle yayın hayatını sürdürebilen TRT'nin sadece bir mezhebin görüşünü ekranlarına yansıtmaktan da öteye geçerek, savunduğu mezhep dışındaki bütün mezhepleri ötekileştirmesi, toplum vicdanını derinden yaralamıştır.
Unutulmamalıdır ki emperyalist güçlerin kıskacı altına alınmak istenen ülkemizde bu tarz programlar ve doğrudan bir mezhebi hedef gösteren söylemler, toplumsal çatışma çıkartmaktan öteye gidemez.
Tarih boyunca bu topraklarda sağ-sol, Türk-Kürt, Şii-Sünni adı altında kardeşi kardeşe kırdıranların envai çeşit oyununa düşmemek için yazılı ve görsel medyaya büyük görev düşmektedir.
Bilindiği gibi sosyal medya üzerinden yüzlerce provokatör bir çatışma ortamı oluşturabilmek için aralıksız çalışmaktadır. Politik gerilimleri malzeme ederek kimi zaman mezhep kimi zamansa etnik temelli söylemlerle toplumu kışkırtmaktadırlar.
Müslümanların birlik ve kardeşliğe her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyduğu bu günlerde bağnazlık ve yobazlık içinde olan bir kesimi küresel Siyonist ve Emperyalistlerin uşaklığını yaparak, her fırsatta mezhep üzerinden bu birlik ve kardeşliği yok etmeye, Müslümanlar arasına kin ve nefret tohumları ekmeye çalışıyorlar.
Yüce İslam Peygamberi'nin (s.a.a) kutlu doğumu ve Vahdet Haftası'nda İslam Ümmeti ve milletimizi birlik, beraberlik ve kardeşliğe davet etmesi gereken hocalar(!) maalesef ayrıştırıcı ve hatta tekfir edici ifadelerle tamda DAEŞ ve FETÖ'nün yapmak istediklerine hizmet ediyor.
Aslında köşe bucak hocaların böyle bir işe kalkışması bizi pek de şaşırtmadı. Bizi şaşırtan, derinden üzen ve hayal kırıklığına uğratan durum, TRT'nin böyle bir aymazlık içinde olması ve yetkililerin hiçbir şey yapmamasıdır.
Sahi; 15 Temmuz'da ülkemizi kana bulayan FETÖ'nün yapmak istediği Türkiye'de kardeş kavgası çıkarmak değil miydi?
Peki, DAEŞ ve FETÖ'nün kullandığı tüm argümanları kullanan TRT kime veya kimlere hizmet ediyor?
Acaba vatandaşın hak ve hukukunu korumakla yükümlü olan savcılar ve hâkimler bu konuda neler yapacaklar?
Peki ya Diyanet İşleri Başkanlığı?
Devlet televizyonu üzerinden bir inanca aslı ve astarı olmayan iftiralarla bu kadar aleni ve ağır bir dille hakaret edilmesine ve aşağılanmasına ülkenin din işleriyle sorumlu yetkili kurumu nasıl bir tepki verecektir acaba? Çünkü bu konuda en çok merak uyandıran konu ise Diyanet İşleri Başkanlığı'nın takınacağı tutumdur.
Ülkemizde yaşayan milyonlarca Caferi ve Ehlibeyt dostu vatandaşımızı ve bizleri derinden yaralayan bu ve benzeri programlar, hiç kimseye hizmet etmeyeceği gibi aksine milli birliğimize ve "Allah'ın ipine sımsıkı sarılın..." ayetine vurulan açık bir darbedir.
Bu tür sorumsuz beyanlar sonucu yaşanabilecek her hangi bir olumsuz hadisenin cevabını kim, nasıl verecek?
Biz, Türkiyeli Ehlibeyt âlimleri olarak tüm vatandaşlarımızı her şeye rağmen birlik ve kardeşliğe davet ederken yetkili makamların, yargının, Radyo Televizyon Üst Kurulu'nun ve Diyanet İşleri Başkanlığı'nın bu ve benzeri açıklamalarla ilgili kendilerine düşen vazifeyi bir an önce yerine getirmelerini bekliyoruz.
Ve yine TRT başta olmak üzere, mezhepçi yaklaşımlarla yayın politikalarını şekillendiren televizyon kanalarını özel de ise "Pelin Çiftçi İle Gündem Ötesi" programını şiddetle kınıyor, program sunucusunun ve konuklarının Türk halkından özür dilemesini ve bir an önce bu yanlıştan dönmelerini tavsiye ediyoruz.
Ayrıca vatandaşlarımızı duyarlı olmaya ve bu tür fitneci programları Radyo Televizyon Üst Kurulu'na şikâyet etmeye davet ediyoruz.
RÜK Şikayet Hattı: 444 1 178