Ehlibeyt (a.s) Haber Ajansı ABNA - ABD ve YPG, 6 Kasım 2016’dan bu yana Rakka’yı DEAŞ’tan almak için ortak operasyon yürütüyor. Söz konusu operasyona bir gün bile ara verilmedi. Peki, devam eden operasyona rağmen ABD, Türkiye’den neden Rakka için destek istiyor?
Yüzde 90'ının terör örgütü PKK’nın Suriye uzantısı Halk Savunma Birlikleri’nin (YPG) oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri (SDG), 6 Kasım 2016'da yaklaşık 30 bin kişilik bir kuvvetle Rakka'ya yönelik Fırat'ın Gazabı Operasyonu'nun başlattı. Bu gücün 25 binden fazlasını YPG ve onun kadınlar kolu Kadın Koruma Birlikleri (YPJ) oluşturuyor.
Aynı tarihlerde Türkiye, ÖSO ile birlikte El Bab'a yöneldi, Irak güçleri de Peşmerge desteğiyle Musul'a almak için harekete geçti. SDG'nin, TSK ile ÖSO'nun ve Irak ordusunun Peşmerge ile beraber aynı dönemde DEAŞ'a karşı harekete geçmesi dikkat çekiyor.
ABD'nin başını çektiği koalisyon güçleri Irak ordusu ile YPG'ye İncirlik'ten kalkan savaş uçaklarıyla destek verirken, TSK ile ÖSO benzer bir destekten mahrum bırakıldı.
Rakka'ya 5 kilometre kadar ilerledi
Suriye Demokratik Güçleri, ilk başlarda Fırat nehri boyunca kuzeyden güneye doğru ilerledi ve Rakka şehir merkezini kuzeyden ve kısmen batıdan kuşattı. Rakka operasyonunun Aralık ayının ortasında geçilen ikinci aşamasıyla birlikte, SDG/YPG şehri doğudan kuşatmak için çabalarını yoğunlaştırdı.
Bu süreçte Rakka'ya 5 kilometre kadar sokulan SDG, 108 gündür devam eden harekâtta DEAŞ'ın elindeki 236 köy, mezra, stratejik tepe, iki barajı ele geçirdi. Gözlemciler harekâtta PKK'nın Suriye'deki uzantısı YPG'nin omurgasını teşkil ettiği SDG'nin harekâtın birinci ve ikinci aşamalarında 3 bin 200 kilometrekarelik alanı ele geçirdiğini öne sürüyor. YPG operasyonda 114 militanını kaybetti. Bir de Amerikan askeri öldü. DEAŞ'e göre ise YPG'nin kaybı 232...
Savaş meydanında neler oldu?
SDG'nin Rakka harekâtının ilk 2 aylık bölümünde DEAŞ ciddi kayıplar verdi. SDG, 6 Ocak 2017'de Anadolu Selçuklu Devleti'nin kurucusu Türkiye sınırına yakın bir noktaya taşınmadan önce Süleyman Şah'ın kabrinin bulunduğu Caber Kalesi'ni DEAŞ’ın elinden aldı. Ancak 10 Ocak'ta bu kez DEAŞ, karşı saldırıya geçerek Caber Kalesi'ni geri aldı.
DEAŞ'ın bu karşı saldırısında en az 70 SDG militanının öldürüldüğü öne sürüldü. SDG, tekrar harekete geçerek kaleyi bir kez daha DEAŞ'ın elinden aldı. Çatışmalar köy köy devam etti ve harekâtın ikinci aşaması sona erdi.
Üçüncü aşamaya hazırlık
ABD'de 20 Ocak'ta iş başına gelen Başkan Trump, selefi Obama'nın politikasını devam ettirerek 31 Ocak'ta çok sayıda zırhlı aracı YPG'ye verdi. Pentagon'un YPG’ye zırhlı araç vermesi Ankara ile Washington arasındaki ipleri daha da gerdi.
Ancak Pentagon araçların SDG'nin Suriye Arap Koalisyonu koluna gittiğini savunarak araçların verilmesi kararının eski Başkan Obama tarafından alındığını savundu. Bu arada SDG Sözcüsü, yeni ve etkili silahların gelmesinin akabinde Şubat ayı başında yaptığı açıklamada harekâtın 3. aşamasının hazırlıklarının devam ettiğine işaret ederek, operasyonun bir kaç gün içinde başlayacağını söyledi.
Hedefi Rakka ile Rakka'nın güneyinde IŞİD militanlarının yeni karargâhı olmaya aday Deyr ez-Zur arasındaki yolu kesmek olan üçüncü aşama 4 Şubat'ta resmen start aldı. Bu arada ABD Özel Kuvvetleri, 3 bin Arap savaşçıyı harekâta katmak için eğitime aldı. O tarihten bu yana operasyon SDG'nin saldırıları ve DEAŞ'ın karşı saldırıları şeklinde devam ediyor. 17 Şubat'ta ise SDG, operasyonun üçüncü aşamasının 2. safhasına başlattığını duyurdu.
Bu aşamada hedefin Rakka'nın doğusundaki kırsal kesimi ele geçirmek olduğu ilan edildi. Bu esnada Rus savaş uçakları da Rusya'nın Suriye'deki savaşa fiilen dahil olduğu 30 Eylül 2015'ten bu yana ikinci kez Rakka'yı bombaladı.
Peki neden Türkiye'nin kapısını çalıyorlar?
ABD, Rakka'yı DEAŞ'tan almak için PYD/YPG ile ortak operasyon yürütmesine rağmen neden ısrarla Türkiye'nin kapısını çalıyor? Bunun görünürde bir kaç gerekçesi var... TSK, Cerablus'un ardından DEAŞ'ın elindeki önemli şehirlerden biri olan El Bab'ı terör örgütünden arındırdı. Oysa PYD/YPG, Amerikan Özel Kuvvetlerinin yoğun destek vermesine rağmen 3.5 aydır Rakka'nın içine bir santim bile giremedi.
Kısaca PYD/YPG, Rakka'nın etrafında dolaşıyor. PYD/YPG neden Rakka'ya giremiyor? Birinci nedeni bunu başarabilecek yeteneği yok, ikincisi gelecek planlarının sekteye uğramaması için militanlarını kaybetmek istemiyor. Zannedersem ABD de Rakka uğruna çok sayıda PYD/YPG militanının telef olmasını istemiyor. Oysa Kobani'yi 2014'te Peşmergenin yardımıyla da olsa DEAŞ'tan arındırmışlardı. Bir başka sebep ise Türkiye'yi PYD/YPG ile ortak operasyon yürütmeye yönlendiriyor ve böylece Türkiye'nin bu örgütü kabul etmesini sağlamak istiyor. İşte bu noktada Türkiye'nin kapısını çaldılar.
Türkiye ise operasyonu ÖSO marifeti ile yürütmek istiyor. Nitekim Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, El Bab modelinin Rakka'da da kullanılması gerektiğine işaret ederek, "Rakka'da da bu çerçevede o şehrin ahalisinden oluşan muktedir yerel unsurlar desteklensin, uluslararası camia, Türkiye, ABD ve diğer unsurlar buraya lojistik destek versin, orası DEAŞ'tan temizlensin, temizlendikten sonra da bir başka terör örgütünün eline teslim edilmesin. Pozisyonumuz çok açık, nettir" dedi.
Başbakan Yıldırım ise 18 Şubat’ta Almanya'da yaptığı açıklamada, "El Bab'dan sonra Rakka'nın DEAŞ'tan kurtarılması konusunda bir teklifimiz oldu. PYD-YPG ile hareket etmelerinin doğru olmadığını, bir terör örgütünün başka bir terör örgütüne karşı kullanılamayacağını söyledik. Bu, dostluğa sığmaz. Amerika-Türkiye ile birlikte yerel güçlerle, sivil direnişçilerle, ÖSO ile ve diğer milislerle bir olarak, onlar önde, biz de arkada... ABD'nin de Türkiye'nin de askeri varlığı olacak. Doğrudan operasyona girmeyeceğiz, taktik destek vereceğiz, prensipte anlaşılırsa tabii. İmkân ve kabiliyetler gözden geçiriliyor" dedi. Bu iki açıklama fotoğrafı ortaya koyuyor.
Türkiye'nin Rakka politikası
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 7 Şubat'ta ABD Başkanı Trump ile yaptığı telefon görüşmesinde, ABD'nin PYD ve YPG'ye destek vermemesi gerektiğini söyledi. İki lider, El Bab ve Rakka'da birlikte hareket edilmesi konusunda mutabık kaldı. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da 8 Şubat'ta Rakka operasyonuna ilişkin olarak, "Biz bölgesel ülkeler ve koalisyonun içindeki ülkeler olarak özel kuvvetlerimizi devreye sokabiliriz, sokmamız gerekir" dedi. Yine Cumhurbaşkanı Erdoğan, Körfez ülkeleri gezisi dönüşünde Türkiye'nin hedefinin Münbiç ve Rakka olduğunu söyledi.
Uzmanlara göre Rakka şehir merkezi esasen Türkiye sınırına nispeten uzak bir bölgede yer alıyor ve Türkiye açısından acil bir tehdit oluşturmuyor. DEAŞ’ın buradan Türkiye’yi hedef alma şansı yok. Ancak yine de DEAŞ’ın Türkiye açısından tehdit olmaktan tam anlamıyla çıkarılabilmesi için, Rakka’nın örgütten temizlenmesi çok önemli.
Bu başarılabilirse, DEAŞ Türkiye sınırlarından çok uzakta, tamamen Suriye çöllerine hapsedilmiş bir örgüt konumuna düşecek ve bitirilemese dahi kontrol altına alınmış olacak. Rakka’nın Türkiye için asıl önemi ise DEAŞ sonrası şehri askeri olarak kimin kontrol edeceği ve nasıl bir sivil idare kurulacağı ile ilgili. Türkiye Rakka’nın DEAŞ’tan kurtarılması sürecinin içinde yer almadığı takdirde, şehrin YPG’nin ana bileşeni olduğu SDG tarafından kontrol edilmesi ve YPG kontrolü altındaki ABD nüfuz alanının genişlemesi muhtemel görünüyor.
Bu durum Türkiye açısından büyük bir tehdit… Zira Türkiye Rakka için ön almazsa, DEAŞ sonrası boşluğun farklı ve daha tehlikeli bir terör örgütü tarafından doldurulacağını düşünüyor. ABD ve Batı tarafından gündeme getirilen “Rakka operasyonu SDG ile yürütülüyor, Rakka kurtarıldıktan sonra YPG unsurları şehirden çekilecek” argümanları ise Türkiye açısından inandırıcı değil.
Arap karakteri ağır basan Münbiç ve Tel Abyad’da da aynı argümanlar dile getirilmiş, ancak YPG çekilmeyi reddetmişti. Hatta Tel Abyad ve çevresinde hem Araplar hem de Türkmenler zorunlu göçe maruz bırakılmıştı.
300 Amerikan askeri YPG için savaşıyor
10 Aralık 2016'da Obama yönetiminin Savunma Bakanı Ash Carter, YPG'nin Rakka operasyonuna destek vermek amacıyla özel kuvvetlere mensup 200 askerin daha Suriye'ye gönderileceğini ilan etti. Böylece SDG saflarında savaşan Amerikan askeri sayısı 300'e çıktı.
DEAŞ, Şii camilerini yıktı
DEAŞ, Rakka'yı 2013 yılında kuşattı ve kenti 13 Ocak 2014'te tümüyle ele geçirdi. Akabinde şehir Suriye, Rus, Amerikan ve diğer ülkelerin uçakları tarafından defalarca bombalandı. Bu arada DEAŞ, kentte Şiilere ait Veysel Karani Camii'ni yerle bir etti.