25 Ağustos 2017 - 01:30
Netanyahu’nun Putin’le görüşmesinde İran karşıtı yaygaraları

Korsan İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu Sochi kentinde Rusya lideri Vladimir Putin ile görüşmesinde bir kez daha İran İslam Cumhuriyeti’nin bölgeye ve dünyaya yönelik tehlike arz eden bir devlet gibi tanıtmaya çalıştı, ama başarılı olamadı.

Ehlibeyt (a.s) Haber Ajansı ABNA – Korsan İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu Sochi kentinde Rusya lideri Vladimir Putin ile görüşmesinde bir kez daha İran İslam Cumhuriyeti’nin bölgeye ve dünyaya yönelik tehlike arz eden bir devlet gibi tanıtmaya çalıştı, ama başarılı olamadı.

Siyonist rejim İsrail başbakanı Benyamin Netanyahu Çarşamba günü Rusya devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüşmesinde elindeki kağıt üzerinden Rusya liderine hitaben okuduğu cümleleri ile İran İslam Cumhuriyeti’nin, Suriye, Yemen ve Lübnan gibi bölge ülkelerine nüfuz örneklerinden söz ederek, Tahran yönetiminin bu ülkelerde olumsuz rol ifa ettiğini telkin etti ve böylece Putin’i bu konuda kendi tarafına çekmeye çalıştı, ancak Rusya lideri Putin’in sadece Netanyahu’nun yaftalarını dinlemesi ve hiç bir tepki vermemesi dikkat çekti.

Öte yandan Rusya’nın BM temsilcisi Vasily Nebenzya ise siyonist rejimin başbakanına en doğru biçimde gereken cevabı verdi.

Rusya’nın BM temsilcisi Vasily Nebenzya gazetecilere Netanyahu ile Putin arasında gerçekleşen görüşmeyi ve siyonist başbakanın İran aleyhinde ileri sürdüğü suçlamaları değerlendirmesinde, Tahran yönetiminin Suriye krizinin çözümünde ifa ettiği rolünü yapıcı niteledi ve bu alanda İran ve Rusya arasında çok yakın ve çok iyi işbirliğinin söz konusu olduğunu vurguladı.

Gerçekte Netanyahu’nun Putin ile görüşmesi, Amerika ile İsrail arasında bir nevi iş paylaşımıdır. Amerika ve korsan İsrail aralarındaki işbirliği paylaşımı çerçevesinde, İran İslam Cumhuriyeti’ne yönelik çeşitli alanlarda baskıları attırmayı ve sonuçta kendilerince İran’ı bölgede kriz yaratan ülke şeklinde tanıtmayı amaçlıyor. Nitekim Amerika’nın BM daimi temsilcisi Nicky Hilly’nin Çarşamba günü Viyana’ya gitmesi ve İran’a Bercam nükleer anlaşması çerçevesinde daha fazla baskı uygulamak amacı ile UAEA genel müdürü Yokiya Amano ile görüşmesinin, siyonist Başbakan Netanyahu’nun Suchi’de Rusya lideri Putin ile görüşmesine denk gelmesi, bu iki görüşmenin Amerika ve İsrail’in eşzamanlı olarak İranofobia projesini ilerletmeyi amaçladığını açıkça ortaya koymaktadır.

Amerika ve İsrail’in İran İslam Cumhuriyeti’ni bölgede tehlike yaratan bir devlet gibi telkin etme çabaları, İran ve Rusya’nın Suriye’de stratejik işbirliği bu ülkede siyasi ve askeri dengeleri teröristlerin aleyhine değiştirdiği ve Amerika, İsrail ve müttefiklerinin desteklediği tekfirci terör örgütleri yok olma eşiğine geldiği bir sırada gündeme geliyor. Nitekim İran, Rusya ve Türkiye’nin Astana sürecini başlatmaları Suriye’de dört çatışmasız bölgesinin şekillenmesine ve bu ülkede nisbi huzurun sağlanmasına sebebiyet vermiştir. İran, Rusya ve Türkiye arasında başlayan bu stratejik işbirliği hiç kuşkusuz Suriye krizinin son bulmasına vesile olacaktır ki bu da İran İslam Cumhuriyeti’nin Suriye’de ve bölgede teröristlerle gerçek mücadele arenasında ve ayrıca siyasi arenada Suriye’de devam eden yedi yıllık krizin son bulmasında aktif ve müspet rol ifa ettiğinin en somut delilidir. Bu şartlarda siyonist rejim ise Amerika ile iş paylaşımı yaparak, Suriye’de yıkıcı rol ifa etmeye devam ediyor, nitekim Tel Aviv Suriye krizi başladığı günden beri şimdiye kadar bir çok kez ABD’nin yeşil ışık yakması ile birlikte Suriye topraklarına saldırmıştır.

Bu bağlamda korsan İsrail hava kuvvetleri eski komutanı General Amir Eşel, İsrail savaş uçakları son beş yılda Suriye topraklarına yaklaşık 100 hava akını düzenlediklerini itiraf etti.

Siyonist rejimin Suriye topraklarına sürekli hava akını düzenlemesi ve füze saldırısı yapması, bu rejimin Suriye’de devam eden savaşta yaralanan tekfirci teröristleri tedavi etmesi ile yan yana gelince, Tel Aviv’in teröristleri güdümlü bir şekilde desteklediğini ortaya koymakta ve Rusya liderleri de İsrail’in Suriye’deki yıkıcı rolünü çok iyi bilmektedir. Nitekim bu çerçevede geçen Nisan ayında korsan İsrail savaş uçaklarının Rusya’nın Suriye’deki birliklerinin konuşlandığı bölgeye yakın bölgeleri bombardıman etmesinin ardından Rusya Dışişleri Bakanlığı, İsrail’in Moskova büyükelçisi Gary Koren’i bakanlığa çağırarak Tel Aviv’in bu hareketini protesto etmiştir.

Ekler