Müslümanların Hayber Kalesini Fethettiği ve Hz. Cefer-i Tayyar’ın döndüğü haberi, aynı anda Hz. Peygamber Efendimize (s.a.a) ulaştı. Allah Resulü (s.a.a) şöyle buyurdular: "Hayber’in Fethinden dolayı mı, yoksa Cafer’in döndüğünden dolayı mı daha çok sevinçliyim bilemiyorum."
Gazeteci-yazar Ali Bulaç, bugünkü yazısında Müslümanlar arasındaki mezhebi ve etnik çatışmaların “yaratıcı kaos” denen bir doktrine göre planlanıp yürütülmekte olduğunu belirtti.
Ebu Bekir’in hilafet günleri Ehlibeyt (a.s) için farklı dönemlerin başlangıcıdır. Bu dönemde Ehlibeyt bir yandan Hz. Resulullah’ı (s.a.a) yeni kaybettiğinden üzüntü içinde yaşamakta, öte yandan hilafet konusunda yaşanan ihtilaflar Peygamber Ehlibeytini rencide etmekteydi.
Başka bir ifadeyle, maddenin saf ve berrak olması durumunda, “saf akla” ulaşma imkanı vardır, ancak manilerin oluşmasıyla “saf akla” ulaşmaması mümkündür. Nitekim birinci heyula insani dereceleri elde etme kabiliyetine sahiptir, ancak bu insani dereceye ulaşmak için sağlam amele, nefsani riyazete, ruhi kesbe ve “cenne’l leyl”e ihtiyacı vardır.
Meysem, Muaviye’nin ölümünü önceden bilmiş ve İmam Hüseyin’in (a.s) şehadet haberini de Cuble adında bir Mekkeli kadına haber vermiştir. Meysem ayrıca kendi taifesinin elebaşı tarafından tutuklanacağını, İbn Ziyad’ın emri ile şehit edileceğini ve Muhtar b. Ebu Ubeyde Sakafi’nin hapisten çıkacağını da önceden haber vermiştir.
Gadir bayramı, Şiaların Zilhicce ayının 18’inde kutladıkları büyük İslami bayramlardan biridir. Bugün Hz. Resulü Kibriya Efendimiz (s.a.a) ilahi emir gereği Hz. Ali’yi (a.s) hilafet ve imamet makamına atamıştır. Bu olay, hicretin onuncu yılında Zilhicce ayının on sekizinde Veda haccında Gadir-i Hum denen yerde gerçekleşmiştir.
İmam Muhammed Bakır (a.s), Kur’an’ı tanıma ve marifetin Ehlibeytin tekelinde olduğuna inanmaktaydı. Çünkü Ehlibeyt (a.s) Kur’an’ın muhkemlerini müteşabihlerinden, nasih ve mensuhlardan teşhis edebilir. Ehlibeyt dışında hiç kimsede böyle bir ilim yoktur. Bundan dolayı İmam şöyle buyurmuştur: Kur’an tefsiri kadar hiçbir şey insanların aklından uzak değildir. Çünkü yapışık bir cümle olan ayetin başı bir konuyla ilgili, sonu başka bir konuyla ilgilidir, ancak buna karşın cümlenin kendisi birkaç şekle döndürülebilmektedir.
Tevalla, Ehlibeyte (a.s) muhabbet ve sevgi beslemenin sonuçlarından biri ve onun kategorilerindendir. Aynı zamanda Şia kültürünün kilit ve temel kavramlarından biridir. Tevalla, Şia fıkıh, kelam ve ahlakında incelenmiş ve gündeme gelmiştir. Şia kültüründe “tevalla” ve “teberra” salih amellerin kabul edilme şartıdır ve bu ikisi olmadan hiçbir amel kabul edilmemektedir; örneğin kişi hiçbir amel yapmamış gibi sayılmaktadır. Bu konuda çok sayıda rivayet ve hadis İslami metinlerde yer almaktadır.