Ehlibeyt (a.s) Haber Ajansı ABNA- Yemen Ensarullah hareketi merkezlerine yönelik saldırıların sorumluluğunu gerçi terör örgütleri Ansaruş Şeria ve El-Kaide üstlenmiştir ama Yemen'de El- Kaide terör örgütünün Amerika ve Arabistan'dan aldıkları geniş destek ve yardımlar göz önüne alınarak bu saldırıların söz konusu ülkelerin onayı olmadan gerçekleşmesi imkânsız gibi gözüküyor. Özellikle son günlerde Sana tarafından Yemen'in federal idare sistemi veya 6 bölgeye bölünmesi planı gündeme getirtilmiş olup, bu plan başta Yemen Ensarullah hareketi olmak üzere diğer bir takım Yemenli teşkilatlar tarafından reddedilmiştir.
Yemen'le ilgili şu bir gerçektir ki Ensarullah hareketi ile Yemen hükümeti arasında anlaşma sağlanmasının ardından bu ülkede yeni bir dönem başlamış olup, bu durumun Yemen Husilerinin yararına tamamlandığı belirtilmektedir. Bu ise başta Amerika ve Arabistan olmak üzere hatta terör örgütlerinin de şiddetli rahatsızlığına yol açmış ve bu rahatsızlıklarını muhtelif şekillerde dile getirmişlerdir. Şimdi ise söz konusu üçgen açık bir işbirliği ve uyum içinde Yemen siyasi sahnesinde siyasi bir darbe indirmeye ve ülkeyi tekrar kaosa sürüklemeye çalışmaktadır.
Şu anda Yemen Ensarullah hareketi ülkenin siyasi merkezi Sana'nın önemli bazı kesimlerinin kontrolünü elinde bulundurmakta. Bu ise ilk başından beri Arabistan'ın hiç de hoşuna gitmemiş ve muhtelif yollarla bu ülkeyi karıştırarak Ensarullah hareketinin siyasi kariyerini zayıflatmaya çalışmış ve halen çalışmaktadır. Zira Arabistan, Ensarullah hareketinin her geçen gün Yemen'de kendi konumunu daha da güçlendirdiğini, ülkenin idaresinde daha fazla söz sahibi olduğunu istemeyerek de olsa görmektedir. Geçen yıl Eylül ayında Ensarullah hareketi ile Yemen hükümeti arasında imzalanan bir anlaşma, Ensarullah hareketinin yönetimde daha fazla söz sahibi olmasını beraberinde getirmiş ve Yemen'de kurulması gereken yeni hükümetin bizzat Ensarullah ve Husilerin onayı çerçevesinde olması kararlaştırılmıştı. Bu tek maddelik şart bile Arabistan'ı telaşa düşürmeye yetmiş ve artmıştı bile. Bunun için de söz konusu anlaşmanın imzalanmasından sonra geçen üç ay içinde Yemen'de terör saldırılarının ardı arkası kesilmemiş ve giderek Husilerin sürekli olarak saldırıya maruz kalmasına neden olmuştur. Bu ise bazı kirli ellerin Husiler ile hükümet cenahı arasındaki anlaşmaya darbe indirmeye, ülkeyi yeni bir terör, kargaşa ve kriz ortamına sürüklemeye çalıştığını gösteriyor.
Bu gerçeği bugün Ensarullah ve Husiler de fark etmiş ve Yemen'in toprak bütünlüğünün korunmasını, ülkede birlik ve beraberliğin sürdürülmesi konusunda kararlı olduklarını sürekli vurgulamalarına neden olmuştur. Zira yabancı kaynaklı kirli ellerin ülkenin muhtelif küçük parçacıklara bölünerek zayıflatılmasına çalıştıklarını ve bu grupların asıl hamilerinin ise Arabistan yönetimi olduğunu farkındadırlar.
Yemen Ensarullah hareketi hali hazırda Arabistan'ın desteklediği terör örgütlerine karşı mücadele içindedir, böyle bir durumda Yemen ordusu ise son aylarda ülke güvenliği ve istikrarını sağlama konusunda oldukça pasif hareket etmekte olup, bu durum bir takım varsayımları gündeme getirmektedir.
Bazı gözlemciler ordunun ülke içindeki kargaşa olayları karşısında pasif hareket etmesinin başlıca sebeplerinden birinin Fars Körfezi havzası Arap ülkelerinin programları çerçevesinde Yemen'de Husilerin sindirilmesi ve zayıflatılması ortamını beraberinde getirebileceğini belirtiyorlar.
Ama şunun farkında değiller ki Yemen'deki mevcut ortam oldukça kritik olup ufak bir kıvılcım bile ülkede büyük kargaşa ve kaosa yol açabilir. Ve böyle bir ortamda bu durumdan ne Yemenli siyasi gruplar bir menfaat elde edebilirler, ne Yemen hükümeti ve ne de dışardan Yemen'i karıştırmak isteyenler. Zira bu kıvılcım öteki bölge ülkeleri olaylarının da gösterdiği gibi Yemen'in dışında tüm bölgeyi de kapsayabilir.
