Suriye’de on yılı aşkın süredir devam eden savaş, sahada silahlarla, masada ise enerji kaynaklarıyla sürüyor. Şam yönetimini devirmeyi hedefleyen güçler, milyarlarca dolarlık petrol harcamalarının ardından şimdi aynı toprakların ganimeti üzerinde saf tutmuş durumda. Oyun değişmedi; yalnızca oyuncuların çıkar haritaları yeniden çiziliyor.

30 Ekim 2025 - 16:53

Uluslararası Ehlibeyt (a.s) Haber Ajansı -ABNA- Suriye toprakları bir kez daha küresel çıkarların sahnesine dönüştü. Savaşın ilk yıllarında “özgürlük” ve “demokrasi” söylemleriyle başlayan operasyonlar, bugün enerji koridorlarının ve petrol sahalarının kontrolü etrafında şekilleniyor. Ülkeyi yıkıma sürükleyen koalisyon güçleri, Şam’ı devirmeyi başaramasalar da, Suriye’nin kuzeydoğusundaki zengin petrol yataklarını kendi aralarında bölüşmenin hesabını yapıyor.

Saha kaynaklarına göre, ABD öncülüğündeki Batılı güçler, Deyrizor ve Haseke çevresinde oluşturulan “özel güvenlik bölgeleri” üzerinden enerji akışını kontrol altında tutuyor. Bu alanlarda faaliyet gösteren özel Amerikan şirketleri, yerel milislerle iş birliği içinde petrol üretimi ve ihracatını yönetiyor. Suriye hükümeti ise bu kaynakların “ülkenin kalbinden çalınan servet” olduğunu savunuyor.

Rusya ve İran destekli güçler ise, Suriye’nin batısında ve Akdeniz kıyısındaki Tartus limanı çevresinde ekonomik nüfuzlarını artırmaya çalışıyor. Böylece savaşın sahası yalnızca askeri değil, ekonomik bir bölünmenin de adresi haline gelmiş durumda. Şam yönetimi, bu paylaşımı “yeni bir işgal biçimi” olarak nitelendiriyor.

Analistler, bu tablonun aslında “21. yüzyılın klasik emperyal paylaşım politikalarının modern versiyonu” olduğunu söylüyor. Suriye’nin yıkımından sonra bile büyük güçlerin bölgeden çekilmemesi, savaşın asıl nedeninin rejim değişikliği değil, kaynak kontrolü olduğunu gözler önüne seriyor.

Washington yönetimi, “istikrarı koruma” gerekçesiyle bölgede varlığını sürdürürken, perde arkasında askeri üslerin çevresine kurulan enerji hatlarının güvenliğini garanti altına alıyor. Buna karşın, bölge halkı hem Batı’nın hem de yerel grupların yürüttüğü bu “enerji savaşının” gerçek bedelini ödemeye devam ediyor.

Şam’ın çevresinde dengeler hâlâ kırılgan. Her yeni diplomatik hamle, sahada bir petrol kuyusu kadar değerli hale gelmiş durumda. Bir dönem “rejimi devirmek” için birleşen güçler, şimdi Suriye’nin enkazı üzerinde yeni nüfuz alanları kurmanın telaşında.

Ancak sahadaki gerçek değişmiyor:
On yıldır süren bu savaş, Suriye halkının yıkımına, dış güçlerin ise çıkar haritalarını genişletmesine hizmet ediyor. Ve tıpkı geçmişte olduğu gibi bugün de, “Amerikan Babaları” diye adlandırılan küresel düzen kurucuları, sahadaki safları kendi çıkarları etrafında yeniden birleştiriyor.

Ekler

yorumunuz

You are replying to: .
captcha