Ehlibeyt (a.s) Haber Ajansı ABNA- Gerçek kahraman, fiziki açıdan cesur olan değil, ruhsal açıdan da kahraman olandır. Gerçek kahraman İslam’ın maslahatına aykırı olan gövde gösterisinden kaçınan kimsedir. Peygamber (s.a.a) bir yerden geçerken bazı insanların ağırlık kaldırarak güçlerini sınadıklarını gördü. Onlara şöyle buyurdu: “En güçlü kişi nefsani arzusunu yenen kimsedir.”
İmam Ali (a.s), İslam tarihinde sergilemiş olduğu cesaret ve yiğitlik hiç kimsenin inkâr edemeyeceği bir konudur. Peygamberimiz (s.a.a) onun Hendek savaşında düşman peykerine indirdiği hayati darbeyi “tüm insanların ve cinlerin ibadetinden üstün” saymıştır. Fakat Resulullah’ın (s.a.a) vefatının ardından oluşan ortamda İslam’ın maslahatı, o hazretin sabretmesini gerekli kılmıştır. Zira Medine içindeki münafıklar iş başındaydı. Medine dışındaki Araplar İslam’dan çıkmış, mürtet olmuşlardı. Böyle bir ortamda Haşim oğullarıyla Teym ve Adiy kabileleri arasında çıkacak bir savaş, yeni filizlenmeye başlamış İslam ağacının kurutulmasına sebep olabilirdi. İmamın (a.s) kendisi bu konuda şöyle buyurmuştur:
Allah’a andolsun, Peygamberden (s.a.a) sonra Arabın bu işi Ehlibeytinden alıp başkasına bırakacakları, bana engel olacaklarını aklıma bile getirmedim. İnsanların filana biat etmesi beni sıkıntıya düşürdü! İnsanların dinden döndüklerini, halkı Muhammed'in dinini iptal etmeye çağırdıklarını görünceye dek elimi tuttum, sabrettim. Fakat bu olaylar olurken, İslam'a yardım etmezsem, onda bir gedik açılmasından veya yıkılmasından korktum. Çünkü bu musibet, benim için az bir zaman sürecek, sonra serap gibi yitecek, bulut gibi dağılıp gidecek olan hilafetten, size emir olmaktan daha büyüktü. Hemen işe koyuldum, batıl yok olup gidinceye, din bütünüyle istikrara kavuşuncaya kadar mücadele ettim. (Nehcül Belaga 62. Mektup)
