Uluslararası Ehl-i Beyt (a.s) Haber Ajansı – ABNA:
Suriye'de DAEŞ ve Nusra Cephesi'nin varlığı, birçok faktörün bir
araya gelmesiyle mümkün olmuştur. DAEŞ, 2013 yılında Irak ve Suriye'de
İslam Devleti'ni kurma hedefiyle hareket etmeye başlamıştır. Hızla geniş
bir alanı kontrol altına alarak, Rakka ve Deyrizor gibi şehirleri ele
geçirmiştir.
DAEŞ'in Suriye'deki varlığı, bölgedeki istikrarsızlığın
artmasına neden olmuştur.
DAEŞ'in Oluşturduğu Vilayetler:
DAEŞ, Suriye'de birkaç vilayet (eyalet) oluşturmuştur.
Rakka, Deyrizor ve Halep gibi bölgeler, DAEŞ'in kontrolü altındaydı. Bu
vilayetler, yerel komutanlar tarafından yönetilmekteydi ve DAEŞ'in genel
politikalarına bağlı kalınarak idare edilmekteydi.
Nusra Cephesi:
Nusra Cephesi, El Kaide'nin Suriye'deki kolu olarak
faaliyet göstermektedir. Başlangıçta DAEŞ'e göre daha ılımlı bir
muhalefet grubu olarak tanımlanan Nusra Cephesi, zamanla en güçlü
muhalif gruplardan biri haline gelmiştir. Yeni savaşçıları çekerek ve
yerel ittifaklar kurarak etkisini artırmıştır.
Nusra Cephesi'nin İttifakları:
Nusra Cephesi, diğer İslamcı gruplarla işbirliği yaparak
güçlenmiştir. Örneğin, Ahrar Şam gibi gruplarla işbirliği yaparak Esad
rejimine karşı daha etkili bir mücadele yürütmüştür. Bu ittifaklar
genellikle ortak çıkarlar ve kısa vadeli hedefler doğrultusunda
şekillenmiştir.
Etkileri:
DAEŞ ve Nusra Cephesi'nin varlığı yalnızca Suriye'nin iç durumu
üzerinde değil, aynı zamanda bölgedeki genel istikrar üzerinde de derin
etkiler yaratmıştır. Savaşın getirdiği insani kriz, milyonlarca insanın
yerinden olmasına neden olmuş ve bölgedeki ülkelerin güvenliğini tehdit
etmiştir.
Bu iki terörist grup, aynı zamanda bölgedeki güvenlik
dinamiklerini de değiştirmiştir. Ülkeler, bu tehditlerle başa çıkmak
için yeni stratejiler geliştirmek zorunda kalmışlardır. Özellikle ABD ve
İsrail gibi büyük güçler, bu gruplara karşı mücadele etmek için çeşitli
askeri ve siyasi stratejiler geliştirmiştir.
Sonuç:
DAEŞ ve Nusra Cephesi'nin Suriye'deki rolleri, ülkenin iç
dinamiklerini derinden etkilemiş ve bölgedeki güvenlik durumunu karmaşık
hale getirmiştir. Bu grupların varlığı, hem Suriye'nin hem de
çevresindeki ülkelerin geleceği için ciddi tehditler oluşturmaktadır.
Dolayısıyla, bu sorunlarla başa çıkmak için kapsamlı stratejilere
ihtiyaç duyulmaktadır.