Uluslararası Ehl-i Beyt (a.s) Haber Ajansı – ABNA: Abna Haber Ajansı’na konuşan Türkiye’deki ON4 Haber Televizyonu’nun Başkanı Şeyh Musa Aydın, Gadir-i Hum Bayramı’nın anlamı ve Ehl-i Beyt’in (a.s) İslam’daki rolü üzerine önemli açıklamalarda bulundu. Şeyh Aydın, bu bayramın hadislerde en büyük bayram olarak nitelendirildiğini ve Ehl-i Beyt (a.s) dostları için birleştirici bir mesaj taşıdığını ifade etti. Röportajın detayları aşağıdaki gibi kategorize edilmiştir:
1. Gadir-i Hum’un Ehl-i Beyt Mektebi’ndeki Yeri
Şeyh Musa Aydın, Gadir-i Hum’un Ehl-i Beyt (a.s) Mektebi için merkezi bir öneme sahip olduğunu vurguladı. Şeyh Aydın, “Gadir-i Hum, imamet ve velayet meselesini merkeze alır. Bu olay, Ehl-i Beyt (a.s) Mektebi’ni diri tutmak için büyük bir gayretle anılır ve törenlerle bayram olarak kutlanır,” dedi. Ona göre, velayet sahipleri bu günü en büyük bayram olarak tanıtmıştır.
2. Gadir-i Hum’a Yöneltilen Eleştiriler ve Cevaplar
Bazı Müslümanların Gadir-i Hum’u “tarihi ve geçmiş bir olay” olarak gördüğünü ve sürekli gündeme getirilmesinin ihtilaf yarattığını savunduğunu belirten Şeyh Aydın, bu eleştirilere şu şekilde yanıt verdi: “Bu kardeşlerimiz, meseleyi sadece siyasi bir hilafet tartışması olarak görüyor. Oysa Ehl-i Beyt (a.s) Mektebi’nde Gadir-i Hum, sadece siyasi bir mesele değil, peygamberlik ve risaletin devamıdır.” Aydın, imamet ve velayetin, vahiy hariç peygamberin tüm görevlerini kapsadığını ve imamın vahyi koruma, tebliğ etme, açıklama ve örnek olma sorumluluğu taşıdığını ekledi.
3. İmamet ve Kur’an’ın Varisleri Olarak Ehl-i Beyt
Şeyh Aydın, Ehl-i Beyt’in (a.s) Kur’an’ın varisleri olduğunu Kur’an’dan delillerle açıkladı. “Fatır Suresi 32. ayetinde Allah, ‘Senden sonra bu kitabı seçtiklerimize miras bıraktık’ buyurur. Bu seçilmişler, Al-i İmran Suresi’nde belirtildiği üzere, Hz. İbrahim’in (a.s) neslinden gelenlerdir,” diyen Şeyh Aydın, Hz. Ali’nin (a.s) Resulullah’ın “Ben ilmin şehriyim, Ali (a.s) onun kapısıdır” hadisiyle sünnetin en güvenilir taşıyıcısı olarak tanıtıldığını vurguladı. Şeyh Aydın’a göre, Gadir-i Hum, Kur’an’ı açıklayan ve Peygamber’in sünnetine ulaştıran Ehl-i Beyt’i (a.s) tanıtan bir başlangıçtır.
4. Ehl-i Beyt’in Örnekliği ve Mazlumların Yanında Duruşu
Ehl-i Beyt’in (a.s) zulme karşı duruşunun altını çizen Şeyh Musa Aydın, “Hz. Ali (a.s), şehadetinden önceki günlerde oğulları Hasan ve Hüseyin’e (a.s) ‘Zalime düşman, mazluma yardımcı olun’ diye vasiyet etti. İmam Hüseyin, (a.s) Kerbela’da zulme karşı canını feda etti,” dedi. Şeyh Aydın, bugün Gadir-i Hum’u tanıyanların Gazze’deki mazlumların en büyük destekçileri olduğunu belirtti ve Yemen, Lübnan, Irak ve İran’daki velayet ehlinin bu mücadelede bedel ödediğini ifade etti. Ona göre, Gadir-i Hum tarihte kalmış bir olay olsaydı, bu direnç görülmezdi.
5. Müslümanlar Arasında Vahdet Çağrısı
Abna Haber Ajansı’na konuşan Şeyh Aydın, Gadir-i Hum’un bir vahdet çağrısı olduğunu vurguladı. “Biz Ehl-i Beyt (a.s) dostları, tevhid, nübüvvet ve ahirete inanan, aynı kıbleye namaz kılan herkesi Müslüman kardeşimiz görürüz,” diyen Şeyh Aydın, Müslümanları özellikle Filistin ve Gazze davasında birleşmeye çağırdı. İmam Humeyni’nin (a.s) “Her Müslüman bir kova su dökse, İsrail’i sel alır” sözünü hatırlatan Şeyh Aydın, Müslümanların zenginlik ve imkanlarının birleştiğinde düşmanları yenebileceğini, ancak emperyalistlerin uşağı yöneticilerin bu kaynakları sömürdüğünü belirtti.
6. Kur’an’ın Birliği Sağlama Mesajı
Şeyh Aydın, Kur’an’ın ehli kitaba bile “Aramızdaki ortak noktada birleşelim” (Al-i İmran, 64) dediğini hatırlatarak, Müslümanların birleşmesinin daha büyük bir zorunluluk olduğunu söyledi. “Farklılıklarımız kardeşliğimize engel olmamalı. Müslüman kardeşlerimizle, Kudüs’ü, Mescid-i Aksa’yı ve işgal altındaki toprakları özgürleştirip, bir gün Mescid-i Aksa’da vahdet namazı kılmayı umut ediyoruz,” diyerek sözlerini tamamladı.
yorumunuz