15 Ekim 2025 - 19:10
Netanyahu’dan Tehdit Dolu Mesaj: “Silahsızlanma Olmazsa Kontrol Kaybolur”

İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, ABD merkezli CBS kanalına verdiği röportajda, Hamas’ın silahsızlandırılmasına yönelik taleplerin hem kendisi hem de eski ABD Başkanı Donald Trump tarafından “çok net” bir şekilde dile getirildiğini savundu. Netanyahu, aksi durumda “her şeyin kontrolden çıkabileceği” uyarısında bulundu. Bu açıklama, İsrail’in diplomasi değil, dikte yoluyla Filistin direnişini teslim alma politikasını sürdüreceğinin bir göstergesi olarak değerlendiriliyor.

Uluslararası Ehlibeyt (a.s) Haber Ajansı -ABNA- Ortadoğu’nun üzerine çöken savaş bulutları arasında, İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, CBS televizyonuna verdiği son röportajda yeni bir kriz sinyali daha verdi. Konuşmasında, Hamas’ın silahsızlanmasını hem İsrail’in hem de ABD’nin ortak koşulu olarak öne süren Netanyahu, bu gerçekleşmediği takdirde bölgenin “kontrolsüz” bir sürece gireceğini söyledi.

“Silahsızlanma çağrımız netti. Ben de söyledim, Başkan Trump da söyledi. Bunun dışındaki her seçenek kaosa sürükler,” diyen Netanyahu’nun bu çıkışı, Washington-Tel Aviv hattında hâlâ bir askeri çözüm modelinin esas alındığını ortaya koyuyor.

Netanyahu’nun açıklamaları, bir yandan ABD’nin geçmiş başkanlarıyla kurduğu stratejik bağları yeniden hatırlatma çabası, diğer yandan ise mevcut Biden yönetimini daha agresif tutum almaya zorlama girişimi olarak okunuyor. İsrail’in Gazze’deki son saldırılarda sivilleri hedef alması ve bunun Batı medyasında artan tepkilere yol açması, Netanyahu’yu uluslararası baskıdan kurtarmaya yetmiş değil. Ancak kullandığı dil, hâlâ siyasi çözümden çok, askeri ve güvenlik eksenli tehdit söylemi üzerine kurulu.

Direnişin tasfiyesi için siyasi değil, askeri ultimatomlar veriliyor. Ancak bu, İsrail’in son 20 yıldır defalarca denediği ama sonuç alamadığı bir yöntem. Silahsızlanma talepleri, işgalin sona erdirilmediği koşullarda Filistin halkı tarafından meşru görülmüyor. Dolayısıyla Netanyahu’nun sözleri, barışın değil, statükonun devamı adına kurulan tehdit cümleleri olarak kayda geçiyor.

Öte yandan, bu açıklamaların hemen ardından ABD’den gelen sessizlik dikkat çekici. Biden yönetimi, özellikle seçim yılına girilirken Ortadoğu’da doğrudan bir angajmana girmemeye çalışıyor. Ancak Netanyahu’nun Trump’ı sahneye sürmesi, seçim sonrası oluşabilecek yeni denklemde, daha saldırgan bir eksenin yeniden kurulabileceğine dair sinyaller taşıyor.

Uluslararası hukuk uzmanları, Netanyahu’nun kullandığı söylemin, işgalci bir devletin savaş hukuku dışına taşan baskı ve dikte araçlarını meşrulaştırma çabası olduğunu belirtiyor. Uzmanlara göre, “silahsızlanma” talebi, sadece Hamas’a değil, topyekûn Filistin direnişine yöneltilmiş bir teslimiyet çağrısıdır.


Netanyahu’nun CBS röportajı, barış değil, şantaj diliyle kurulan bir diplomasi anlayışının güncel örneği. Filistin halkı için bu tür söylemler ne yeni ne de şaşırtıcı. Ancak uluslararası kamuoyunun, “kontrolü kaybetmekle” tehdit eden bir işgalciye hâlâ siyasi alan açması, esasen bu kaosun sürdürülebilir kılındığını gösteriyor. Diplomasi ancak adaletle anlam kazanır; yoksa her “net” tehdit, direnişin daha da kökleşmesine yol açar.

Ekler

yorumunuz

You are replying to: .
captcha