Namazı Bozan Şüpheler
Namazı bozan şüpheler şunlardır:
1- Sabah namazı ve seferi olarak kılınan namaz gibi iki rekâtlı namazların rekâtlarının sayısında şüpheye düşmek namazı bozar.
2- Üç rekâtlı namazların (akşam namazının) rekât sayısında şüpheye düşmek.
3- Dört rekâtlı namazlarda bir rekât mı, yoksa daha fazla mı kılındığı hakkında şüpheye düşmek.
4- Dört rekâtlı namazlarda ikinci secde bitirilmeden önce, iki rekât mı yoksa daha çok mu kılındığında şüpheye düşmek.
5- Dört rekâtlı namazlarda iki ile beş veya iki ile beşten çok rekât arasında şüpheye düşmek.
6- Dört rekâtlı namazlarda üç ile altı veya üç ile altıdan çok rekât arasında şüpheye düşmek.
7- Kaç rekât kılındığını bilmemek.
8- İkinci secdeyi tamamlamadan önce dört ile altı veya dört ile altıdan fazla rekât arasında şüpheye düşmek; ama eğer ikinci secdeden sonra dört ile altı veya dört ile altıdan fazla rekat arasında şüpheye düşülürse, bu varsayımda da namazın batıl olması kuvvetten yoksun değildir. Ancak bu durumda dört rekât olduğuna karar verilerek namazın tamamlanması, namazdan sonra iki sehiv secdesi yapılıp daha sonra da namazın iade edilmesi ihtiyat gereğidir.
İnsan namazı bozan bir şüpheyle karşılaşınca, hemen namazı bozamaz; ihtiyat-i farz olarak namaz hali bozuluncaya veya bir tarafa yakin veya zan elde edeceğinden ümit kesinceye kadar düşünmelidir.
İtina Edilmemesi Gereken Şüpheler
1- Yapılma yeri geçen bir şeyde şüpheye düşmek; örneğin rüku yaptığı sırada Fatiha’nın okunup okunmadığında şüpheye düşülmesi gibi.
2- Namazın selamı verildikten (yani namaz bittikten) sonra şüpheye düşmek.
3- Namazın (eda) vakti geçtikten sonra şüpheye düşmek.
4- Çok şüpheye düşen kimsenin şüphesi.
5- Cemaat namazında imama uyanın rekâtların sayısını bildiği takdirde, imamın şüphesi yahut imamın rekâtların sayısını bildiği takdirde, imama uyanın rekâtların sayısı hakkında şüpheye düşmesi.
6- Müstehap ve ihtiyat namazlarda şüpheye düşmek.
1- Yeri Geçen Şeylerde Şüphe Etmek
Namazda farzlardan herhangi birinin yapılıp yapılmadığında, örneğin Fatiha'nın okunup okunmadığında şüpheye düşülürse, ondan sonra yapılması gereken işe (sure okumaya) başlanmadığı takdirde, üzerinde şüpheye düşülen şey yapılmalıdır (yani Fatiha suresi okunmalıdır). Ama eğer bir sonraki amele başlanmışsa yani sure okunmaya başlandığı takdirde ise, şüpheye itina edilmemelidir (yani Fatiha suresi okunmamalıdır).
a) Bir ayet okunurken önceki ayetin veya ayetin sonu okunurken ön kısmının okunup okunmadığında şüpheye düşülürse, şüpheye itina edilmemelidir.
b) Rüku ve secdelerden sonra, onun zikri ve vücudun sükunet bulması gibi farzlarının yapılıp yapılmadığında şüpheye düşülürse, şüpheye itina edilmemelidir.
c) Secdeye gidilirken rükuun yapılıp yapılmadığında veya rükudan sonra kıyamın yapılıp yapılmadığında, yani ayakta durulup durulmadığında şüpheye düşülürse, şüpheye itina edilmemelidir.
d) Ayağa kalkılırken teşehhüdün okunup okunmadığında şüpheye düşülürse, bu şüpheye itina edilmemelidir. Ama bu durumda teşehhüdü, teşehhüt niyetiyle değil de genel anlamda Allah rızası için yerine getirmek iyidir. Fakat secdenin yerine getirilip getirilmediğinde şüphe edilirse, oturulup secde yerine getirilmelidir.
e) Namazın rükünlerinden birinin yerine getirilip getirilmediği hakkında şüpheye düşülürse, ondan sonraki işe başlanmadığı takdirde, şüphe edilen rükün yerine getirilmelidir. Meselâ teşehhüt okunmadan önce iki secdenin yapılıp yapılmadığında şüphe edilirse, yerine getirilmelidir. Ama daha sonra rüknün yapılmış olduğu anlaşılırsa, rüknün fazla yapılmasından dolayı, namaz batıl olur.
2- Selamdan Sonra Şüphe Etmek
Selamdan sonra namazın sahih olarak kılınıp kılınmadığında, örneğin rükû’nun yapılıp yapılmadığında veya dört rekâtlı bir namazda selamdan sonra dört rekât mı beş rekât mı kılındığında şüpheye düşülürse, şüpheye itina etmemelidir. Fakat şüphenin her iki tarafı namazın batıl olmasını gerektirirse, örneğin dört rekâtlı namazda selamdan sonra üç rekât mı beş rekât mı kılındığına dair şüpheye düşülürse, namaz batıl olur.
3- Vakit Geçtikten Sonra Şüphe Etmek
a) Namazın vakti geçtikten sonra, namazın kılınıp kılınmadığında şüphe edilirse veya kılınmadığı sanılırsa, kılınması gerekmez. Ama vakit geçmeden önce namazın kılınıp kılınmadığında şüphe edilir veya kılındığı sanılırsa, söz konusu namazın kılınması gerekir. Hatta kılındığı sanılsa bile, yine kılınması gerekir.
b) Vakit geçtikten sonra namazın doğru kılınıp kılınmadığında şüphe edilirse, şüpheye itina edilmemelidir.
c) Öğle ve ikindi namazının vakti geçtikten sonra, dört rekât olarak bir namaz kılındığı bilinir; ama öğle mi, ikindi mi niyetiyle kılındığı bilinmezse, “üzerine farz olan namaz” niyetiyle dört rekât kaza namazı kılınmalıdır.
d) Akşam ve yatsı namazlarının vakti geçtikten sonra, bir namaz kılındığı bilinir; ama üç rekât mı, dört rekât mı kılındığı bilinmezse, hem akşam hem de yatsı namazının kaza edilmesi gerekir.
4- Çok Şüpheye Düşen Kimsenin Şüphesi
a) Bir namazda üç defa veya peş peşe gelen üç namazda, meselâ sabah, öğle ve ikindi namazlarında şüpheye düşen kimse çok şüphe eden kimse sayılır. Böyle bir şahsın şüphesinin fazlalığı sinir, korku veya duyguların perişanlığından kaynaklanmazsa, şüpheye itina etmemelidir.
b) Çok şüphe eden bir kişi, yapılması namazın batıl olmasını gerektirmeyen bir şeyi yerine getirip getirmediğinde şüphe ederse, onu yaptığını kabul etmemelidir. Örneğin rüku edip etmediğinden şüphe ederse, onu yaptığını kabul etmemelidir. Fakat yapılması namazın batıl olmasını gerektiren bir şey yapıp yapmadığında şüphe ederse, onu yapmadığını kabul etmelidir. Örneğin bir rekâtta, bir mi iki mi rüku yaptığında şüphe ederse, fazla rüku yapmak namazı bozduğundan, birden fazla rüku yapmadığını kabul etmelidir.
c) Namazın belli bir şeyinde çok şüphe eden bir kimse, diğer şeylerde de şüphe ederse, şüpheyle ilgili hükme uymalıdır. Örneğin secde konusunda çok şüphe eden bir kimse, rüku yapıp yapmadığında şüphe ederse, bu şüpheyle ilgili hükme uymalıdır. Yani ayakta ise, rükua gitmeli ve eğer secdeye gitmişse, şüphesine itina etmemelidir.
d) Belli bir namazda, örneğin öğle namazında çok şüphe eden bir kimse, başka bir namazda örneğin ikindi namazında şüphe ederse, şüphesiyle ilgili hükümlere uymalıdır.
e) Namaz hususunda çok şüpheli sayılıp sayılmadığında şüphe eden bir kimse, şüpheyle ilgili hükümlere uymalıdır. Çok şüphe eden kimse de, normal insanların durumuna döndüğünden emin olmayıncaya kadar, şüphesine itina etmemelidir.
6- Müstehap Namazlarda Şüphe Etmek
a) Müstehap namazlarda rekât sayısında şüphe edildiğinde, şüphenin çok tarafı namazın batıl olmasını gerektirir ise, az tarafa karar verilmelidir. Örneğin sabah namazının sünnetinde iki rekât mı üç rekât mı kılındığında şüphe ederse, iki rekât kılındığına karar vermelidir. Eğer şüphenin çok tarafı namazın batıl olmasını gerektirmiyor ise, örneğin bir rekât mı yoksa iki rekât mı kılındığında şüphe ederse, şüphenin hangi tarafına karar verip uyarsa namaz sahihtir.
b) Rüknün eksik yapılması müstehap namazı batıl eder; fazla yapılması ise batıl etmez. O halde nafile namazının gereklerinden biri unutulur ve sonraki rükne başladıktan sonra hatırlanırsa, o amelin yapılması ve rüknün de ikinci kez yerine getirilmesi gerekir. Örneğin rükuda surenin okunmadığı hatırlanırsa, kalkılıp sure okunmalı ve sonra rüku yapılmalıdır.
c) Nafile namazların amellerinden birinde şüpheye düşülürse, -şüphe edilen şey ister rükün olsun, ister rükün olmasın- yeri geçmediği takdirde yapılmalıdır. Eğer yeri geçmişse, şüpheye itina edilmemelidir.
d) Nafile bir namazda sehiv secdesini gerektiren bir iş yapılır yada bir secde veya teşehhüt unutulursa, namazdan sonra sehiv secdesi yapmak veya secde ve teşehhüdü kaza etmek gerekmez.
e) Müstehap bir namazın kılınıp kılınmadığında şüphe edilirse, bu namaz “Cafer-i Tayyar Namazı” gibi belli vakti olmayan bir namaz olursa, kılınmadığı kabul edilmelidir. Günlük namazların sünnetleri gibi belli vakitleri olur ve vakti geçmeden kılınıp kılınmadığında şüphe edilirse, yine kılınmadığına karar verilmelidir. Fakat vakti geçtikten sonra böyle bir şüpheye düşülürse, şüpheye itina edilmemelidir.
Dört rekâtlı namazların rekâtlarının sayısında şüphe edildiği dokuz halde düşünülmelidir; eğer şüphenin bir tarafına yakîn veya zan sağlanırsa, o tarafa karar verilip namazın tamamlanması gerekir. Aksi takdirde aşağıda açıklanan hükümlere göre hareket edilmelidir. O dokuz hal şunlardan ibarettir:
1- İkinci secdenin vacip zikri tamamlandıktan sonra iki rekât mı üç rekât mı kılındığında şüpheye düşmek. Bu durumda üç rekât kılındığına karar verilmeli ve bir rekât daha kılınarak namaz tamamlanmalıdır. Namazın peşi sıra ileride anlatılacağı üzere, bir rekât ayakta veya iki rekât oturularak ihtiyat namazı kılınmalıdır. Ama ayakta bir rekât kılmak daha iyidir.
2- İkinci secdenin vacip zikri tamamlandıktan sonra iki ve dört rekât arasında şüpheye düşmek. Bu durumda dört rekât kılındığı kabul edilerek, namaz tamamlanmalı ve namazdan sonra iki rekât ayakta ihtiyat namazı kılınmalıdır.
3- İkinci secdenin vacip zikri tamamlandıktan sonra iki, üç ve dört rekâtları arasında şüpheye düşmek. Bu durumda dört rekât kılındığı kabul edilerek, namaz bitirilmeli; namazdan sonra iki rekât ayakta, iki rekât da oturularak ihtiyat namazı kılınmalıdır.
4- İkinci secdenin vacip zikri tamamlandıktan sonra dört ve beş rekât arasında şüpheye düşmek. Bu durumda dört rekât olduğu kabul edilerek namaz tamamlanmalı ve namazdan sonra iki sehiv secdesi yapılmalıdır. Fakat birinci secdeden sonra veya ikinci secdenin vacip zikri tamamlanmadan önce bu dört şüpheden birisine düşülürse, namaz batıl olur. Ancak buna rağmen müstehap ihtiyat, şüphenin hükmünün uygulanarak namazın iade edilmesidir.
5- Üç ve dört rekât arasında şüpheye düşmek. Bu namazın neresinde gerçekleşirse gerçekleşsin, dört olduğu kabul edilmeli ve namaz tamamlanmalıdır. Namazdan sonra da bir rekât ayakta veya iki rekât oturarak ihtiyat namazı kılınmalıdır. Ama iki rekât oturarak namaz kılmayı seçmek daha iyidir.
6- Ayakta iken dört ve beş rekât arasında şüpheye düşmek. Bu durumda oturup teşehhüt okunmalı ve selam verilmelidir. Sonra bir rekât ayakta veya iki rekât oturarak ihtiyat namazı kılınmalıdır. İhtiyat gereği iki sehiv secdesi de yapmalıdır.
7- Ayakta iken üç ve beş rekât arasında şüpheye düşmek. Yine oturup teşehhüt okunmalı; selam verilmeli ve iki rekât ayakta ihtiyat namazı kılınmalıdır. Yersiz ayakta durmak için de ihtiyat olarak iki sehiv secdesi yapmalıdır.
8- Ayakta iken üç, dört ve beş rekât arasında şüpheye düşmek. Oturup teşehhüt okunmalı ve selamdan sonra iki rekât ayakta ve iki rekât da oturularak ihtiyat namazı kılınmalıdır. İhtiyat olarak iki sehiv secdesi de yapmalıdır.
9- Ayakta iken beş ve altı rekât arasında şüpheye düşmek. Bu durumda oturup teşehhüt okunmalı; selam verilmeli ve iki sehiv secdesi yapılmalıdır. İhtiyat gereği ayrıca yersiz ayakta durmak için de iki sehiv secdesi yapılmalıdır.
Sahih şüphelerden biriyle karşılaşıldığında namaz bozulmamalıdır. Eğer namaz bozulursa, günah işlenmiş olur. Bu yüzden yüzü kıbleden çevirmek gibi namazı batıl eden bir iş yapılmadan önce namaz baştan alınırsa, ikinci namaz da batıl olur. Eğer namazı batıl eden bir iş yapıldıktan sonra namaza başlanırsa, ikinci namaz sahihtir.
Namazda ihtiyat namazını gerektiren şüphelerden biriyle karşılaşan insan, namazını bu şekilde tamamlar ve ihtiyat namazı kılmadan önce namazı yeniden kılarsa, günah işlemiş olur. Bu durumda namazı batıl eden bir iş yapılmadan önce namaz baştan alınırsa, ikinci namaz da batıldır. Eğer namazı batıl eden bir iş yaptıktan sonra namaza başlanırsa, ikinci namaz sahihtir.
Önce zan bir tarafa galip olur ve sonra nazarda iki taraf da eşit olursa, şüpheyle ilgili hükümlere uyulmalıdır. Eğer önce iki taraf eşit olur ve mükellef de vazifesi olan tarafa karar verir; ancak sonra öbür tarafa zan bulursa, o tarafa karar verip namazı tamamlamalıdır.
Zannının bir tarafa galip geldiğini, yoksa iki tarafın da nazarında eşit olduğunu bilmeyen bir kimse şüphe hükümlerine göre amel etmelidir.
Oturarak namaz kılan bir kimse, bir rekât ayakta veya iki rekât oturarak ihtiyat namazı kılmasını gerektirecek bir şüphe ile karşılaşırsa, iki rekât oturarak (ihtiyat namazı) kılmalıdır. Bu namazını iade etmesi de ihtiyaten müstehaptır. İki rekât ayakta ihtiyat namazı kılmasını gerektiren bir şüpheyle karşılaşırsa da iki rekât oturarak (ihtiyat namazı) kılmalıdır.
Oturarak namaz kılan bir kimse, ihtiyat namazı kılacağı zaman ayakta durmaya gücü yeterse, ayakta namaz kılan kimselerle ilgili hükümleri uygulamalıdır.
İhtiyat Namazı Nasıl Kılınır?
Üzerine ihtiyat namazı farz olan bir kimse, namazın selamından sonra derhal ihtiyat namazına niyet etmeli; tekbir almalı; Fatiha’yı okuyup (sure okumamalıdır) rüku’ya gitmeli ve iki secde yapmalıdır. Eğer üzerine bir rekât ihtiyat namazı farz ise, iki secdeden sonra, teşehhüdü okuyup selam vermelidir. Üzerine iki rekât ihtiyat namazı farz ise, iki secdeden sonra, önceki rekât gibi bir rekât daha kılmalı ve teşehhütten sonra selam vermelidir.
a) İhtiyat namazında sure ve kunut yoktur ve niyeti de dille söylenilmemelidir. Farz ihtiyat gereği (Fatiha’sının sessiz okunduğu gibi) besmelesi de sessiz okunmalıdır.
b) İhtiyat namazı kılınmadan önce namazın doğru kılındığı anlaşılırsa, artık ihtiyat namazının kılınması gerekmez. Eğer bu husus ihtiyat namazı kılınırken anlaşılırsa, tamamlanması gerekmez.
c) Farz olan ihtiyat namazının kılınıp kılınmadığında şüphe edilirse, namaz vakti geçtiği takdirde şüpheye itina edilmez. Eğer vakit geçmemiş ise, başka bir işle uğraşmaya başlanmadığı, namaz kılınan yerden kalkılmadığı ve kıbleden dönmek gibi namazı batıl eden bir iş yapılmadığı takdirde, ihtiyat namazı kılınmalıdır. Ama eğer başka bir işe başlanır, namazı batıl eden bir iş yapılır veya namazla şüphe arasında uzun bir vakit geçmiş olursa, ihtiyaten farz olarak ihtiyat namazı kılınmalı ve namaz da iade edilmelidir.
d) İhtiyat namazında rükün fazla yapılır veya örneğin bir rekât yerine iki rekât kılınırsa, ihtiyat namazı batıl olur; ihtiyat namazı ve asıl yevmiye namazı yeniden kılınmalıdır.
e) İhtiyat namazında teşehhüt veya bir secde unutulur ve kendi yerinde telafi edilmesi mümkün olmazsa, selamdan sonra kaza edilmesi ihtiyaten farzdır.
f) Namaz rekâtlarında zan, yakîn hükmünü taşır. Örneğin, dört rekâtlı bir namazda dört rekât kıldığını zanneden bir kimse ihtiyat namazı kılmamalı; rüku ettiğini zanneden kimse, rüku etmemeli; Fatihayı okumadığını zanneden bir kimse de rükua gitmediği durumda onu okumalı; rükua gitmişse de, namazı sahihtir. Ancak bazı zan hallerinde namazı tekrarlamak müstehap ihtiyattır. Örneğin; namazda yeri geçmiş olan bir fiili yerine getirmediğini zanneden bir kimse dönüp o fiili yerine getirerek namazını tamamladıktan sonra o namazı tekrar kılar; rüku ettiğini zanneden bir kimse ise onu tekrar yerine getirmeden namazı tamamlar sonra da o namazı tekrar kılar.
g) Şüphe, yanılma ve zanla ilgili hükümler günlük farz namazlar ve diğer farz namazlarda aynıdır. Örneğin ayet namazında bir rekât mı, yoksa iki rekât mı kılındığında şüphe edilirse, iki rekâtlık bir namazda şüphe edildiğinden dolayı namaz batıl olur. Bir rekât veya iki rekât diye zannedilirse de, zan doğrultusunda namaz tamamlanmalıdır.
Sehiv (Yanılma) Secdesinin Yerleri
İnsan namazın selamını okuduktan sonra, (yani namazı bitirdikten sonra) beş şey için iki sehiv secdesi yapmalıdır:
1- Namaz arasında yanılarak konuşmak.
2- Namazın selamı verilmeyeceği yerde selam vermek; meselâ birinci rekâtta yanlışlıkla selam vermek.
3- Secdenin birini unutmak.
4- Teşehhüdü unutmak.
5- Dört rekâtlı namazda ikinci secdeden sonra dört rekât mı, beş rekât mı kılındığında şüpheye düşmek. Keza; eğer ayakta durmak gereken bir yerde, meselâ; Fatiha ve surenin okunacağı vakit yanlışlıkla oturmak veya oturulması gereken bir yerde, meselâ; teşehhüdün okunacağı vakit yanlışlıkla ayağa kalkmak. Bu üç yerde farz ihtiyat gereği iki sehiv secdesi yapılmalıdır. Aslında namazda yanlışlıkla eksik bırakılan veya fazla yapılan her şey için iki sehiv secdesi yapılması müstehap ihtiyattır.
a) Namazda yanlışlıkla veya namaz bitti zannıyla konuşulursa, iki sehiv secdesi yapılmalıdır.
b) Öksürme ve ah çekmeden dolayı çıkan ses için sehiv secdesi gerekmez. Fakat yanılarak, örneğin ah, oh demek sehiv secdesini gerektirir.
c) Yanlış okunan bir şeyin ikinci defa sahih olarak okunması için, sehiv secdesi gerekmez.
d) Namazda yanılarak bir müddet konuşulur ve bu konuşmanın hepsi halkın nazarında bir konuşma hesap edilirse, namazdan sonra iki sehiv secdesi yeterlidir.
e) Namazın selamının verilmemesi gereken bir yerde yanılarak “Es-selamu aleyna ve ela ibâdillah-is salihin” veya “Es-selamu aleykum ve rehmetullahi ve berekâtuh” denilirse, iki sehiv secdesi yapılmalıdır. Fakat yanılarak bu iki selamdan bir miktarı veya “Es-selamu eleyke eyyuhen-nebiyyu ve rehmetullahi ve berekâtuh” söylenirse, müstehap ihtiyat gereği, iki sehiv secdesi yapılmalıdır.
f) Selam verilmemesi gereken yerde yanılarak her üç selam da verilirse, iki sehiv secdesi yeterlidir.
g) Secdeden biri veya teşehhüt unutulur ve bir sonraki rekâtın rükusundan önce farkına varılırsa, geri dönülüp yerine getirilmeli; ayrıca farz ihtiyat olarak namazdan sonra yersiz olarak ayakta durması için de iki sehiv secdesi yapmalıdır.
h) Namazın selamından sonra sehiv secdesini bilerek yapmayan kimse, günah işlemiş olur ve onu en çabuk bir zamanda yapması gerekir. Yanılarak yapmazsa, hatırladığı an hemen yapmalıdır ve namazı iade etmesi gerekmez.
I) Üzerine sehiv secdesinin farz olup olmadığında şüphe edilirse, yapılması gerekmez.
Sehiv Secdesinin Kılınma Şekli
Sehiv secdesi şu şekilde yapılır: Namazın selamından hemen sonra sehiv secdesine niyet edilip, üzerine secde edilebilen bir şeye alın konularak şöyle denilir: “Bismillahi ve billahi ve sallallahu ‘ala Muhammedin ve alihi.” Veya şöyle denilir: “Bismillahi ve billahi. Allahumme salli ela Muhammedin ve al-i Muhammed”. Ya da şöyle denilir: “Bismillahi ve billâhi. Es-selamu aleyke eyyuhen-nebiyyu ve rehmetullahi ve berekâtuh.” Bu üçüncüsünü söylemek ihtiyata daha uygundur. Sonra secdeden kalkılarak oturulmalı ve ikinci kez secdeye gidilmeli ve ihtiyata uygun olan üçüncü zikir okunmalı; tekrar secdeden kalkılarak oturulmalı ve teşehhüt okunduktan sonra selam verilmelidir. (yani namazın son selamını okumalıdır. “Es-selamu Aleykum” ile de yetinebilir ve “Ve rehmetullahi ve berekâtuh”in da eklenmesi daha iyidir.
NAMAZLARDAKİ ŞÜPHELERE DAİR ŞEMA | ||||||
Şüpheler
| Rükudan önce
| Rüku Halinde
| Rükudan sonra
| Secde Halinde
| İkinci Secdeden Sonra
| Eğer Şüphe Sahih Şüphe Olursa Yapılması Gereken Amel
|
İkinci ve Üçüncü Rekat Arasında Şüphe | Batıl
| Batıl
| Batıl
| Batıl
| Sahih
| Namazın üç rekatı kılındığı farz edilerek namaza devam edilmeli ve sonra iki rekat yerde veya bir rekat ayakta ihtiyat namazı kılmalıdır. |
İkinci ve Dördüncü Rekat Arasında Şüphe | Batıl
| Batıl
| Batıl
| Batıl
| Sahih
| Namazı dört rekat olarak kıldığını farz etmeli ve o şekilde bitirmelidir. Sonra iki rekat ayakta ihtiyat namazı kılınmalıdır. |
İkinci, Üçüncü ve Dördüncü Rekatlar Arasında Şüphe | Batıl
| Batıl
| Batıl
| Batıl
| Sahih
| Namazı dört rekat olarak kıldığını farz etmeli ve o şekilde bitirmelidir. Sonra iki rekat ayakta ve iki rekatta oturarak ihtiyat namazı kılmalıdır.
|
Üçüncü ve Dördüncü Rekat Arasında Şüphe |
Sahih
| Sahih
| Sahih
| Sahih
| Sahih
| Namazı dört rekat olarak kıldığını farz etmeli ve o şekilde bitirmelidir. Sonra iki rekat yerde veya bir rekat ayakta ihtiyat namazı kılmalıdır. |
Dördüncü ve Beşinci Rekat Arasında Şüphe
| Sahih
|
Batıl
|
Batıl
|
Batıl
|
Sahih
| Rükudan önce şüphe ederse: oturmalı ve namazı bitirmeli. Sonra iki rekat yerde veya bir rekat ayakta ihtiyat namazı kılmalıdır. İkinci secdenin vacip zikri tamamlandıktan sonra şüpheye düşmek. Bu durumda dört rekât olduğu kabul edilerek namaz tamamlanmalı ve namazdan sonra iki sehiv secdesi yapılmalıdır. |
Birinci Rekatla, Birden daha Çok Rekatlar Arasında Şüphe | Batıl
| Batıl
| Batıl
| Batıl
| Batıl
| Bu durumda namaz batıldır ve namaz iade edilmelidir.
|
ABNA.İR