18 Mart 2018 - 04:20
Rusya Suriye ordusunu uyardı

“Türkiye denetiminde bağımsız İdlib İslam Vilayeti”

Ehlibeyt (a.s) Haber Ajansı ABNA- Suriye savaşı kadim zamanlardan çağımıza kadar yaşanmış türlü savaşlar ile benzerlikler arz eden yönlere sahip. Ancak emsali olmayan bir özelliği de var. Zira nizami, gayri nizami savaş metotları ile dünyanın en muktedir ülkelerin içinde yer aldığı mini bir dünya savaşının içindeyiz. Zira resmi raporlara binaen Birinci Dünya Savaşı’nın maliyeti 334 milyar dolar. Atom bombaların kullanıldığı İkinci Dünya Savaşı’nın maliyeti ise 4,1 trilyon dolar.

Suriye savaşının şu lahza itibariyle maliyeti en az 1 trilyon dolar. Ve henüz savaşın başındayız. Tarihin en kirli ve en barbar savaşı bittiğinde Irak ve Suriye savaşı için harcanmış olan para 5 trilyon dolara ulaşmış olacak. Baştan ifade edelim; Bu savaş bölgeyi hatta Âlemi top yekûn ortadan kaldırmaz ve maddi hasarı tespit edecek kadar beşer hayatta kalırsa bu rakamla sınırlı kalırız. Zira tüm araçların mubah kabul edildiği ve devreye sokulduğu bir olmak veya olmamak kavgası yaşanmaktadır.

Suriye Silahlı Kuvvetleri ve müttefiklerinin Guta bölgesini mart ayının sonuna doğru kontrol altına alacağını paylaşmıştık. Askeri nedenlerini ve Guta’nın tüm kesimler için arz ettiği önemi yazılarımızda beyan etmiştik. Gerçek şudur ki, Guta bölgesindeki silahlı yapıların binlerce “mücahidin”, her nevi silahları ve medyası var. Başkenti kuşatacak ve en mahrem bölgelerine kadar girebilecek güce eriştiler. Başkenti yaşanmaz hale getirebilecek havan topu, füze, intihar saldırıları, bomba yüklü araçlar ve yüzlerce militanın katıldığı askeri saldırılar yaptılar. Milyonlarca dolar bütçeleri var. Kuzey bölgesini kontrol eden iki mücahit kardeşler İslam Ordusu ile güney bölgesinde bulunan Rahman Tugayı arasında yüzlerce mücahidin öldüğü şiddetli savaşın en büyük sebebi dışarıdan gönderilen 1 milyar doların yağmalanması ile ilgiliydi.

GUTA'DAN GELENLER

Cuma günü bu bölgelerden çıkıp gelen binlerce Gutalı sivilin haline baktığımızda açlık çektikleri, fare yedikleri, ağaç kabuklarıyla beslendiklerini gösteren bir fizyolojik görüntü yok. Gayet iyi beslendikleri ve iyi giyindikleri görülüyor. Malum medya haberlerine inanacak olsak Guta’da taş üstünde taş omuz üstünde baş kalmamış olmalıydı. Çocuklar ve kadınlar tükenmiş olmalıydı. Halbuki cuma günü güvenli bölgelere çıkabilen on binlerce sivilin çoğunluğu kadın, çocuk ve yaşlılar.

Guta sivilleri, açlık ve sefalet edebiyatı yapan harami, riyakar ve münafık bu din tüccarlarını deşifre eden en önemli şahit. Guta bölgesinde yaşayan yüzbinlerce sivilin tüm ihtiyaçlarını karşılayan ticaret ve yardım kafileleri o bölgelere düzenli mal taşıdığını söylüyor. Ticari veya yardım amaçlı ulaşan malların esas payını silahlı grupların aldığını ve karaborsadan halka sattıklarını ifade ediyorlar. Cahil cühela din kisvesine girmiş tüccarların katı tarikat şeriatını cahiller eliyle uyguladıklarını, işkencenin, öldürmelerin, cariye müessesinin yaygınlaştığını açıklıyorlar. Maaşlar, ödemeler ve yardımlar dolar ile yapılıyor. Silahlı gruplar her “mücahit” için 400 ile 1200 dolar arası maaş veriyor. Sadece İslam Ordusu grubunun 15 ile 20 bin “mücahidi” var. Diğer iki grubun Rahman Tugayı ve El-Nusra’nın en az 10 bin “mücahidi” var.

Her “mücahit” ortalama dört kişilik bir aileden geliyorsa toplam “mücahitlerin” sadece kendi ailelerinin sayısı 100 bine tekabül ediyor. Aile, aşiret, kabile ve taraftar olarak baktığımızda bu sayının en az bir fazlası bu örgütler ile iç içe, yan yana veya arkalarında oldukları tablosu ortaya çıkıyor. Silahlı grupların Rusya’nın, “ya kayıtsız şartsız teslim olacaksınız ya da top yekun öleceksiniz” teklifine halen sıcak bakmamalarının sosyolojik sebebi budur. Ayrıca kendilerini destekleyen devletlerin silah, para ve gerekirse ordularını göndererek müdahale edecekleri inancı var. Ayrıca Çavuşoğlu Moskova’da bunların İdlib’e getirilmemesi için çağrıda bulundu. Sayın Çavuşoğlu bunların “güvenli bölge” İdlib’e gelmelerini neden istemediğini izah etmiyor.

Buna rağmen İdlib’e gitmeyi ilk kabul eden El-Nusra oldu ve onları taşıyan yeşil otobüsler ilk grubu İdlib’e ulaştırdı. İdlib’e gitmeyecekler de ne yapacaklar? Guta’da kalırlarsa öleceklerini biliyorlar. Suriye ordusuna teslim olmayı kabul ederlerse kardeşleri diğer mücahitlere karşı savaşmak zorunda kalacaklar. En uygun teklif Türkiye’nin desteği ile 2015’te ele geçirilen “hür” ve “dini bütün” idlib vilayetine gitmeleri. Buradan kapağı ya Türkiye’ye atarlar yahut onlara vaat edilen “Türkiye denetiminde bağımsız İdlib İslam Vilayeti” vatandaşı olurlar. Veyahut ya bir müddet sonra oraya gelecek Suriye ordusu veya birbirleriyle savaşarak terk-i dünya (Dünyadan ayrılma) ederler. Bir başka ihtimal bunların Türkiye dostu mücahitlerle veya TSK’ya karşı kullanılabilme imkanının varit olması.

TÜNELLER DEPREM YARATIR

Peki, bütün bu anlattıklarımız çerçevesinde Rusya, Suriye ordusunu hangi konuda uyardı? İslam Ordusu örgütünün merkezi konumunda olan Duma beldesine girme konusunda aceleci davranmaması yönünde uyardı. Rus askeri istihbaratı Duma beldesinin altı ve çevresinin tünellerle dolu olduğunu ve bu tünellerin yüzlerce kilo patlayıcılarla döşendiğini iddia ediyor. İslam Ordusunun bunları patlatmakla görevlendirdiği intihar komandolarının olduğunu ifade ediyor. İslam Ordusu mensupları teslim olup İdlib’e çıkmayı kabul etseler bile ayrıldıktan sonra o tünellerin patlatılacağından çekiniyor. Bu patlamanın başta Duma, Haresta ve Ğuta’daki diğer beldeleri haritadan sileceğini ve başkent Şam’ın şiddetli bir deprem sarsıntısı geçireceğini söylüyor.

Bu iddia somut bilgi üzerine bina edilmişse Rusya, Suriye ordusunu olabilecek bir felaketten korumak istiyor. Ayrıca kimyasal silah gerekçesi misali toplu bir intihar senaryosu üzerinden Suriye’ye müdahalenin önünü açmayı planlıyorlarmış. Muhalif kaynaklar bu iddiaları kabul etmiyor. Rusya’nın bu iddiaları örtü olarak kullanığını ve esas hedefin Guta’da silahlı grupların son kaleleri olan bölgelerde kullanacağı silahı gizlemek olduğunu söylüyorlar. Rusya, İslam Ordusu ve müttefikleri Duma ve Haresta’dan çıkmaz, savaşa devam ederse her iki beldenin altındaki ve üstündekilerini yok edecek bir tür sınırlı atom silahını burada ilk kez deneyecekmiş. Suriye sahasında iddialar çok. Birçoğu hayal ürünüydü. Bu sefer için beklemek dışında gayri elden ne gelir?

Ekler