İsrail’in Gazze'ye yönelik yıkıcı saldırıları sürerken, gözlerden uzak tutulan en stratejik dosyalardan biri hâlâ Hamas ve İslami Cihad’ın kontrolünde: İsrailli esirler. Sahadaki tüm güvenlik ve operasyonel süreçleri yöneten direniş grupları, bu esir kartını masada tutmaya devam ediyor.
Siyonist rejim yetkililerinin 24 esirin bazılarının cesetlerinin teslim edileceğini açıklamasının ardından, Filistin direnişi 4 İsrailli rehinenin cesedini işgal güçlerine teslim etti. Gazze’deki bu gelişme, İsrail kamuoyunda büyük sarsıntı yaratırken, direniş kaynakları teslimatın “işgalin suçlarına yanıt niteliğinde” olduğunu vurguladı. Teslim edilen cesetlerin, Tel Aviv yönetiminin askeri ve istihbari başarısızlığını bir kez daha gözler önüne serdiği belirtiliyor.
Hamas, direnişin kararlılığı ve halkın desteğiyle İsrailli esirlerin tamamını serbest bırakarak insanlık onurunu savundu. Öte yandan soykırımcı İsrail, Filistin halkına yönelik saldırılarını sürdürürken, binlerce Filistinli tutsaklarını zorla hareket ettiriyor.
Hamas, ABD Başkanı Trump’ın İsrailli esirler hakkındaki sözlerini "Siyonist propaganda" olarak nitelendirdi. Hareket, esirlerin kaderinden tamamen "savaş suçlusu" olarak tanımladığı Başbakan Netanyahu hükümetini sorumlu tuttuğunu açıkladı.
Tel Aviv’de onlarca İsrailli doktor Ayalon otoyolunu kapatarak hükümete kapsamlı anlaşma çağrısı yaptı. Esir aileleri ise ABD Başkanı Donald Trump’tan tüm esirlerin iadesini ve savaşın sonlandırılmasını sağlayacak anlaşmaya öncülük etmesini istedi.
Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları Sözcüsü Ebu Ubeyde, Siyonist İsrail ordusunun Gazze'de İsrailli bir esirin hayatını tehlikeye attığını, ölmesi durumunda sorumlunun İsrail ordusu olduğunu duyurdu.
Gazze'deki Siyonist esirlerin aileleri, İsrail Başbakanı'nın siyasi amaçlarla savaşı uzatmaya çalıştığını, kaçırılanların geri getirilmesinin tek yolunun Netanyahu hükümetinin düşmesi olduğunu, bu amaçla herkesin sokağa çıkması gerektiğini vurguladı.
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri, Gazze'nin %70’inin işgalci İsrail rejimi tarafından verilen zorunlu tahliye emri altında olduğunu ya da bu rejimin ordusu tarafından belirlenen "yasak bölge" içinde yer aldığını açıkladı.