9 Aralık 2024 - 14:44
Suriye'de Faaliyet Gösteren Terörist Grupların Dinamikleri (2) + Foto

İlk bölümde, Suriye iç savaşındaki aktif terörist grupların dinamiklerine dair bir inceleme yapıldı ve bu gruplar selefi ve selefi olmayan olarak sınıflandırıldı. Selefi terörist gruplar da El Kaide’ye bağlı cihatçı gruplar ve IŞİD’e bağlı selefi tekfirci

Uluslararası Ehl-i Beyt (a.s) Haber Ajansı – ABNA: İlk bölümde, Suriye iç savaşındaki aktif terörist grupların dinamiklerine dair bir inceleme yapıldı ve bu gruplar selefi ve selefi olmayan olarak sınıflandırıldı. Selefi terörist gruplar da El Kaide’ye bağlı cihatçı gruplar ve IŞİD’e bağlı selefi tekfirci gruplar olarak iki cepheye ayrıldı. İlk yazıda, Suriye'deki en önemli El Kaide bağlantılı cihatçı grup olan Heyet Tahrir al-Sham incelendi. Bu nedenle, önümüzdeki notta, öncelikle El Kaide’ye bağlı diğer cihatçı gruplar olan Hurras al-Din, İslam Partisi Türkistanı ve diğer El Kaide’ye bağlı terörist grupların tanıtımına yer verilecek ve en sonunda Suriye krizinde IŞİD’e bağlı en önemli grup olan Ansar al-Tawhid incelenecektir.

El Kaide’yle Bağlantılı Cihatçı Selefi Gruplar

Bu bölümde Hurras al-Din, İslam Partisi Türkistanı, Cund al-Qafqaz ve İmam Bukhari Cemaati grupları incelenecektir.

Hurras al-Din Terörist Grubu

"Hurras al-Din Grubu", İdlib ve çevresinde El Kaide’ye bağlı olan diğer bir gruptur. Bu grubun 3500 ila 5000 arasında milisi bulunmaktadır ve bunların yarısından fazlasını Suudi Arabistan, Mısır, Ürdün, Fas ve Tunus gibi yabancı ülkelerden gelen teröristler oluşturmaktadır.

Hurras al-Din, "Semir Abdulatif Hicaz" (Ebu Hemam al-Shami) ve "Farik al-Suri" liderliğinde, 2018 yılında "Cund al-Malahim", "Ciş al-Sahil", "Ciş al-Badiye", "Saray al-Sahil", "Saray al-Kabil", "Cund al-Shari'a", "Ansar al-Furqan", "Saray al-Ghouta", "Tugay Abu Bekir Sadık", "Tugay Abu Ubeyde Al-Jarrah", "Saray al-Ghuraba", "Tugay Cund al-Sham", "Tugay Fursan al-Eman", "Kuvvet al-Nukhba", "Abdullah Azzam Grubu" ve "Tugay Asud al-Tawhid" gibi 16 daha küçük terörist grubun bir araya gelmesiyle oluşturulmuştur.

Hurras al-Din teröristleri, başlangıçta Heyet Tahrir al-Sham komutasındaydılar; ancak 2016 yılında Heyet Tahrir al-Sham, El Kaide’den ayrıldığını ilan ettiğinde, El Kaide’ye ve Eymen al-Zevahiri’ye bağlılıkları nedeniyle bu gruptan ayrıldılar. Bugün Hurras al-Din, Suriye'deki El Kaide’ye en yakın grup olarak kabul edilmektedir. Bu nedenle, diğer terörist muhalif gruplardan ziyade El Kaide’nin küresel hedeflerine daha bağlıdır. Bu çerçevede, Hurras al-Din, kendisini güçlendirmek için 2018 Ekim ayında, Suriye'deki El Kaide'ye bağlı küçük gruplardan "Cebhet al-Ansar al-Din" ve "Cema'at Ansar al-Islam" ile bir koalisyona girmiştir.

Hurras al-Din’i oluşturan gruplar, El Kaide’ye bağlılıklarında fikir birliği sağlamalarına rağmen, düşünsel olarak iki akıma ayrılmaktadır: ılımlı ve radikal. Ilımlı akımı, "Samer Hicazi", "Sami al-Aridi" (Ebu Mahmud al-Shami) ve "Cemal İbrahim Mısri" (Ateyye Allah Libya) temsil etmektedir. Karşı cephede ise, "Ebu Yahya el-Cezairi", "Ebu Zarr el-Mısri" ve "Ebu Ömer el-Tunisi" gibi birkaç radikal cihat lideri bulunmaktadır. Bu akımlar, 2018 yılında Hama ilinin banliyölerinde savaşlara katılma ya da katılmama konusunda anlaşmazlığa düştüler. Zira bazı Hurras al-Din güçleri, Türkiye’ye bağlı Özgür Suriye Ordusu ile işbirliği yapmayı kabul etmemekteydi ve Hama’da savaşmaya gönüllü olmayanlar bu örgütten ayrıldılar.

Hurras al-Din grubu, günümüzde İdlib ilinin batısında, Bşkınkol ile Jisr al-Shughur arasında bulunan ulaşım hatları üzerinde bulunmaktadır. Bu grup, kontrol altındaki bölgelerdeki askeri faaliyetlerinin yanı sıra, orada selefi cihat ideolojisini yayma konusunda da oldukça aktif bir şekilde çalışmaktadır. Bu amaçla, "Davet al-Tawhid Merkezi" adlı dini bir kurum kurmuşlardır. Bu merkez, "Ebu Osama al-Shoukani" ve grubun diğer dinî figürleri olan "Ebu Hureyre al-Shami", "Ebu al-Baraa al-Muhajir", "Ebu Adnan al-Shami", "Ebu Muhammed al-Shami" ve "Ebu Abdurrahman al-Maliki" ile iş birliği içinde yönetilmektedir. Bu merkezin faaliyetleri, Cuma hutbeleri, gençler için konuşmalar, toplumsal destek toplantıları, propaganda turları, kültürel dersler ve hastaneleri ziyaret etme üzerine yoğunlaşmaktadır. Merkezin üyeleri, ayrıca, otomobil kontrol noktalarında ideolojik broşürler dağıtmakta ve ideolojilerini ya da faaliyetlerini tanıtan afişler asmaktadırlar.

El Kaide’ye Bağlı Terörist Grupların Durumu

Hurras al-Din'in İdlib ilindeki askeri ve sosyal faaliyetlerinin artmasına rağmen, bu grup, İdlib’de etkili bir aktör olarak görülmemektedir. Hurras al-Din, henüz operasyonlarını yürütmek için Heyet Tahrir al-Sham’a bağımlı kalmaktadır ve kendisini güçlendirmeye çalıştığında, baskın grup olan Heyet Tahrir al-Sham ile karşılaştırılmaktadır. Bu açıdan, Hurras al-Din’in yerel büyüme potansiyeli bir ölçüde sınırlıdır.

İslam Partisi Türkistanı

"İslam Partisi Türkistanı", Suriye'de 2012'den bu yana, El Kaide'nin desteği ile Türkiye'nin yardımı ile İdlib’in batı banliyölerine ve Türkiye ile sınır olan bölgelere yerleşmiş olan Uygur Sunni Müslümanlardan oluşmaktadır. Bu grubun üyeleri, Suriye’ye geçtikten sonra bir selefi cihatçı grup olarak örgütlenimlerinden sonra, 2014 yılının sonlarında varlıklarını ilan etmişlerdir. 2015 yılının başlarında, "Abu al-Zuhur Hava Üssü"nün ele geçirilmesinde rol oynayarak, özellikle Jisr al-Shughur’da savaşta yer alarak Suriye iç savaşında kendilerine bir konum elde etmiştir.

İslam Partisi Türkistanı, "Doğu Türkistan Hareketi"nin bir dalıdır ve amacı, Çin’in Sincan eyaletindeki Müslümanları desteklemek ve orada bağımsız bir devlet kurmaktır. Bu grubun merkezi, Taliban’ın hakimiyeti altında olduğu dönemde Afganistan’ın Kabil şehriydi ve o zamandan beri El Kaide ile yakın ilişkiler geliştirmiştir.

İslam Partisi Türkistanı, Suriye krizine girdiğinde "Abu Reza al-Turkistani" liderliğinde, diğer terörist gruplar arasındaki iç çatışmalara karşı tarafsız bir tutum benimseyerek, Suriye iç savaşındaki konumunu tarafsız bir grup olarak pekiştirmeye çalıştı. Ancak, son birkaç yıl içinde bu yaklaşımın değiştiği görülmektedir ve bu grup, Hurras al-Din grubu ile iş birliği yaparak terör gruplarının yerel çatışmalarına katılmıştır. 2015 yılında, grup lideri Abu Reza al-Turkistani, Suriye Hava Kuvvetleri’nin hava saldırısında hayatını kaybetti ve ardından "İbrahim Mansur" grup liderliğini devraldı.

Tekfirci Olmayan Terörist Grupların Durumu

Yayımlanan raporlara göre, İslam Partisi Türkistanı'nın yaklaşık 3000 milisi bulunmaktadır ve bu milisler çoğunlukla Halep'in batı banliyölerinde, Cebel al-Sumaq, Jisr al-Shughur ve Lazkiye’nin kuzey banliyölerinde yoğunlaşmıştır. Ayrıca, son bir yıl içinde Türkiye’nin Halep’in kuzeyindeki tampon bölgesinde, özellikle Kobani ve Cebel al-Akrad’da grup ve liderlerinin faaliyetlerine dair raporlar da yayımlanmıştır. İslam Partisi Türkistanı, Suriye'de Suriye ordusunu ve İran destekli direniş güçlerini düşman olarak tanımlamaktadır ve onlarla savaşmayı hedef olarak belirlemektedir. Bununla birlikte, IŞİD’e karşı savaşa katılmanın Suriye'deki terörist gruplar arasında iç çatışmalara yol açacağı iddiasıyla, IŞİD'e karşıt diğer terörist gruplarıyla iş birliğinden kaçınmaktadır.

Diğer El Kaide’ye Bağlı Gruplar

“Cund al-Qafqaz” ve “İmam Bukhari Cemaati” gibi terörist grupları, Suriye’nin kuzeybatısındaki özellikle İdlib ilinde bulunmaktadır. Bu gruplar da Suriye iç savaşında El Kaide’ye bağlı ve yakın olarak tanımlanmaktadır; ancak grupların kendilerini El Kaide’den bağımsız olarak tanıtmaya çalıştığı görülmektedir. Bu grupların bir diğer ortak yanları ise, yalnızca Suriye ordusuyla mücadele etmeyi hedef almalarıdır. Bu nedenle, diğer selefi terörist gruplarla çatışmaya girmekten kaçınılmaktadır.

IŞİD’e Bağlı Selefi-Tekfirci Gruplar

2013 yılından sonra Suriye iç savaşının baş aktörü hâline gelen IŞİD, destekçilerinin yardımıyla Suriye ordusunun yeniden güçlenmesi sonucunda zaman içerisinde Suriye'de kontrolü altında bulundurduğu bölgeleri birer birer kaybetmeye başlamıştır. Günümüzde, bu grubun Suriye'deki varlığı, Rakka ilinin güneyi, Hama ilinin doğusu, Homs ilinin doğusu ve Deir ez-Zor ilinin güneybatısı gibi merkezi bölgelerde dağılmış ve gizli hücrelerle sınırlıdır. Ancak, Suriye'deki IŞİD dağınık hücrelerinin yanı sıra, IŞİD’e bağlı alt gruplar arasında yer alan Ansar al-Tawhid gibi terör grupları da bulunmaktadır.

Ansar al-Tawhid Terör Grubu

“Ansar al-Tawhid Terör Grubu”, Mart 2018'de, İdlib ilindeki feshedilmiş "Cund al-Aqsa" grubundan hayatta kalan teröristlerin liderliğinde "Khalid Khattab" tarafından kurulmuştur. Cund al-Aqsa, 9 Ekim 2016'da "Cebhet al-Fateh al-Sham" ile birleşmiştir; fakat IŞİD ile iş birliği yapmayı kabul eden Cund al-Aqsa'nın bazı alt grupları, "Liwa al-Aqsa" adında bir grup oluşturarak Cund al-Aqsa'dan ayrıldıklarını ve diğer gruplara, özellikle de Özgür Suriye Ordusu’nun hedeflerine saldırmayı hedeflediklerini ilan ettiler.

Bu durum, Cebhet al-Fateh al-Sham’ın Cund al-Aqsa güçlerinin taahhütlerini ihlal etmesi bahanesiyle bu grup ile olan birlikteliğini sona erdirmesine sebep oldu. Bu durumun devam etmesi sonucu, Heyet Tahrir al-Sham, Şubat 2017'de, Liwa al-Aqsa’ya karşı askeri operasyon başlattığını duyurdu. İdlib ve Hama ilinin banliyölerinde beş gün süren çatışmanın ardından, taraflar, Liwa al-Aqsa güçlerinin hafif silahlarıyla birlikte IŞİD'in kontrolündeki Rakka'ya gönderilmesi konusunda anlaşmaya varmıştır.

Liwa al-Aqsa güçlerinin Rakka’ya gönderilmesinin ardından, Mart 2018'de, Cund al-Aqsa’nın hayatta kalan bazı güçleri, "Sermin Şehri"nde Ansar al-Tawhid grubunun kuruluşunu ilan etti. Ansar al-Tawhid’in varlığını ilan etmesi, bu grup ile Heyet Tahrir al-Sham arasında çatışmalara yol açtı. Ansar al-Tawhid, kendisini IŞİD’den bağımsız bir grup olarak tanıtmaya çalıştı; ancak Heyet Tahrir al-Sham, onları İdlib’de IŞİD’in uyku hücresi olarak görüyordu.

Nisan 2018’in sonlarına doğru, Ansar al-Tawhid ve Hurras al-Din, "Nusra İslam İttifakı" adı altında birlik kurduklarını ilan ettiler. Daha sonra, Ekim 2018'de, Hurras al-Din, Cebhet al-Ansar al-Din ve "Cema'at Ansar al-Islam" gibi El Kaide'ye yakın gruplarla birlikte "Vahdetin Hakkını Koruyun" operasyon odasını kurdu. Ancak Mayıs 2020'de, bu operasyon odasından ve diğer gruplarla olan ittifaklardan ayrıldıklarını bildiren bir açıklama yaptılar. Birçok kişi, Ansar al-Tawhid’in "Vahdetin Hakkını Koruyun" operasyon odasından çıkma nedenini, Hurras al-Din ile olan bağlantılarını ve El Kaide bağlantılı bir grup olarak kendilerini ayırt etme isteği olarak değerlendirmiştir.

Bu grubun çoğu komutanı, güneydoğu İdlib’de bulunan Sermin şehrine ait Suriye teröristlerinden oluşmaktadır. Bu nedenle, yerel yönelimler, bu grubun en belirgin özelliklerinden biridir. Ayrıca, kendilerini Suriye'deki cihatçı hareketlerin mirasına, örneğin "Mücahitlerin İleri Cemaati" ile bağlamaya çalışmaları ve kendilerini küresel selefi-cihat ideolojisinden ayırmaya çalışmaları görülmektedir. Ancak bu konuda kuramsal olarak yapılan tüm girişimler sonuçsuz kalmaktadır. Bu nedenle, hala küresel selefi-cihat ideolojisinin etkisi altındadırlar. Ayrıca Ansar al-Tawhid, kendisini yerel toplum karşısında, insanların işlerine müdahale etmeyen bir muhalefet kanadı olarak tanıtmaya çalışmaktadır. Bugün Ansar al-Tawhid'in sayısı 600 ile 800 arasında değişmektedir. Çoğu terörist Suriye vatandaşıdır ve çeşitli nedenlerden dolayı Heyet Tahrir al-Sham'dan ayrılmışlardır.