Uluslararası Ehl-i Beyt (a.s) Haber Ajansı -ABNA- İran'ın Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Amir Saeed Iravani, oturumun ardından yaptığı açıklamada, Avrupa'nın snapback sürecini başlatmasını "reddetti" ve bunun, İran'ın nükleer anlaşmazlıklarının çözümü için belirlenen mekanizmayı hiçe saymak anlamına geldiğini belirtti. Iravani, İran'ın diplomasiyi desteklediğini ancak hiçbir zaman tehdit veya zorlamayla müzakere etmeyeceğini söyledi. Ayrıca, Avrupa'nın bu adımını sadece İran'dan fidye almak ve siyasi baskı uygulamak amacıyla attığını ifade etti. Iravani, Fransa ve İngiltere'nin Güvenlik Konseyi'nde kapalı oturum talep etmelerini, bu "hukuka aykırı" hareketi siyasi amaçlarla meşrulaştırma çabası olarak değerlendirdi.
İran, Avrupa'nın snapback mekanizmasını aktifleştirmesini reddetmek için birkaç gerekçe öne sürmüştür. İran, BM Güvenlik Konseyi'nin 2231 sayılı kararının, sadece anlaşmaya taraf olan ülkeler için geçerli olduğunu ve Avrupa'nın anlaşmayı koruma noktasında hiçbir somut adım atmadığını savunmaktadır. İran, Avrupa'nın, sadece belirli koşullar sağlandığında snapback kullanabileceğini ve bu koşulların henüz gerçekleşmediğini iddia ediyor. İran, nükleer taahhütlerini azaltmasının, diğer tarafların taahhütleri ihlal etmesine karşı bir yanıt olduğunu ve bunun anlaşmanın maddelerine dayandığını belirtiyor. Bu nedenle, snapback'ı aktive etmek için yasal bir zemin olmadığını söylüyor. Ayrıca, İran'a göre, Avrupa'nın snapback tehdidi ve aktif hale getirilmesi, bir uluslararası anlaşmayı siyasi baskı aracı olarak kullanmak anlamına gelmektedir. İran, bu tür adımların diplomasiyi ve müzakereleri zayıflattığını ve karşılıklı güveni yok ettiğini düşünüyor.
İlginç bir şekilde, Birleşmiş Milletler’deki İngiltere Temsilcisi, 29 Ağustos'ta, ülkesinin İran'a karşı attığı bu adımı savunarak, 30 günlük süre boyunca snapback'in aktif hale gelmesinin diplomasi için bir son olmadığını ve "önerilerinin masada olmaya devam ettiğini" belirtti. Ayrıca, İran'ı bu öneriye dayalı bir çözüme ulaşmaya teşvik ettiklerini ifade etti.
Avrupa'nın üç büyük ülkesi, Almanya, Fransa ve İngiltere (E3 Grubu), şimdiye kadar nükleer anlaşma kapsamında taahhütlerini yerine getirmemiş olmalarına rağmen, 28 Ağustos 2025 tarihinde BM Güvenlik Konseyi'ne, İran'a karşı yaptırımların yeniden uygulanması için snapback mekanizmasını başlatma bildirisi göndermiştir. Bu bildiride, 30 gün içinde İran ile müzakerelere yeniden başlama şartı öne sürülmüştür.
Dikkat çeken bir diğer husus ise, batılı güçler ile doğu güçleri arasında, Avrupa'nın snapback sürecini başlatma konusunda belirgin bir tutum farkının olmasıdır. ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Avrupa'nın bu eylemini memnuniyetle karşıladığını belirterek, önümüzdeki haftalarda bu ülkelere ve diğer BM Güvenlik Konseyi üyelerine katılarak, ABD Başkanı'nın güvenlik notu doğrultusunda İran'a karşı yaptırımların ve uluslararası sınırlamaların başarılı bir şekilde geri getirilmesini sağlayacaklarını söyledi.
Buna karşılık, Rusya ve Çin, Avrupa'nın bu adımını eleştirerek, hukuka aykırı olarak nitelendirdi. Rusya Dışişleri Bakanlığı, İran’ın yıllarca samimi bir şekilde nükleer anlaşmayı uyguladığını hatırlatarak, Avrupa'nın İran’a karşı yeniden yaptırımlar uygulamasını kınadı. Rusya'nın Viyana'daki Uluslararası Kuruluşlar Daimi Temsilcisi Mihail Ulyanov, Avrupa'nın snapback mekanizmasını aktive etme çabalarını "mantıksız" olarak değerlendirdi ve bu kararı geri almalarını istedi. Çin Dışişleri Bakanlığı da, Avrupa'nın snapback'ı aktive etmesinin "yapıcı olmayan" bir adım olduğunu vurgulayarak, İran’ın nükleer dosyasının kritik bir aşamaya geldiğini ve müzakerelerin yeniden başlaması gerektiğini ifade etti.
Batılı düşünce kuruluşları da, Avrupa'nın bu eyleminin etkili olup olmayacağı konusunda ciddi şüpheler dile getirmiştir. Amerikan düşünce tankı Quincy Institute, "Avrupa'nın Snapback Mekanizması Üzerine Kumar Oynaması: İran ile Diplomasi Tehdidi Altında" başlıklı bir makalede, Avrupa'nın baskı yolunu seçmesi durumunda fırsat penceresinin tamamen kapanabileceği uyarısında bulundu. Foreign Policy dergisi de, snapback mekanizmasının etkinliği konusunda şüphelerini dile getirerek, Güvenlik Konseyi yaptırımlarının daha çok sembolik bir anlam taşıdığını ve İran'ı hedef alabilecek bir güce sahip olmadığını belirtti. Ayrıca, Rusya ve Çin'in bu yaptırımların uygulanmasını engelleyebileceği ifade edildi.
Bu durum, Avrupa'nın snapback sürecini başlatarak aslında son kozunu oynadığını ve müzakereler için Amerika ile dolaylı görüşmelerde yer almak istese de, bu süreçte artık pek fazla etkinliğe sahip olamayacağını gösteriyor.
yorumunuz