Uluslararası Ehlibeyt (a.s) Haber Ajansı -ABNA- Almanya Başbakanı Friedrich Merz, Avrupa’nın dünyadaki rolünden memnun olmadığını itiraf etti. ISNA'nın aktardığına göre, Merz kısa süre önce yaptığı açıklamada, "Avrupa, küresel meselelerde istediği rolü oynayacak bir konumda değil." dedi.
Merz şöyle devam etti: "İtiraf etmeliyim ki beni endişelendiren şey, biz Avrupalıların şu anda dünyada oynamak istediğimiz rolü ve çıkarlarımızı yeterince korumak için sahip olmamız gereken rolü oynayamıyor olmamızdır."
Bu röportajda, Avrupa'nın yeniden birleşmeye çalıştığını ve Almanya'nın bölgedeki en büyük ülke olarak bu çerçevede önemli bir rol oynadığını vurguladı. Ancak Ukrayna krizi örneğinde görüldüğü gibi, Avrupa’nın bağımsız hareket etme kapasitesi sınırlıdır. Avrupa ülkeleri, çıkarlarını karşılayacak sonuçlara ulaşmak için yeterli baskı araçlarına sahip değildir.
Siyasi uzmanlara göre, Avrupa'nın aktif olması, sömürgecilik geçmişi nedeniyle, çatışma ve savaşları çözmede olumlu bir etki yaratmıyor.
Avrupalılar, küresel düzeyde aktif olduklarında bunun sonucu, İsrail gibi bir rejimin güç kazanması oluyor. İsrail rejimi rahatça hareket ediyor, insanları öldürüyor, toprak işgal ediyor ve nihayetinde Batılı ülkeler tarafından destekleniyor.
Buradaki önemli nokta şu ki; Avrupa'nın şu anki pasif ve etkisiz durumda kalması daha iyidir. Çünkü şimdiye kadar Avrupa’nın küresel faaliyetleri; Filistinlilere yönelik soykırımların artması, Ukrayna’daki savaşın derinleşmesi, İslamofobi, şiddet ve ayrımcılığın yayılmasıgibi sonuçlar doğurmuştur.
Uluslararası insan hakları örgütleri (örneğin Uluslararası Af Örgütü) açıkça Gazze’de savaş suçları ve soykırım politikalarına dikkat çekerken, bazı Avrupa ülkelerinin İsrail’e askeri desteği, ABD ile ortaklık içinde hâlâ güçlü bir şekilde devam ediyor.
Bu destek, yalnızca siyasi veya diplomatik bir adım değil, doğrudan bir insani felakete katılım anlamına geliyor ve uyanık vicdanları sorgulamaya itiyor.
Avrupa Ülkeleri İsrail’e Silah Sağlayan Başlıca Oyuncular Arasında
ABD’nin ardından Avrupa ülkeleri de İsrail’e silah tedarik eden ülkeler arasında yer alıyor.
Almanya, İsrail’e en çok silah ihraç eden ikinci ülke konumundadır. Özellikle 7 Ekim 2023 sonrası, Almanya geleneksel politikalarını bir kenara bırakarak İsrail’e askeri ihracatını büyük ölçüde artırdı.
Almanya Ekonomi Bakanlığı’nın raporuna göre, 2023 yılında bu ülkenin İsrail’e silah ihracatı, bir önceki yıla kıyasla 10 kat artmıştır. Bu artış; tank mühimmatı ve savaş gemileri için kullanılan teçhizatları da kapsamaktadır. Bu silahlar, Gazze kuşatmasında ve saldırılarında kullanılmıştır.
İngiltere de İsrail’in başlıca askeri ortaklarından biridir. Her ne kadar ihracat miktarı ABD veya Almanya kadar olmasa da, İngiltere; savaş uçakları ve radar sistemleri gibi İsrail silahlarının temel parçalarını sağlamaktadır.
İngiliz firmaları, Gazze’ye yönelik hava saldırılarında kullanılan F-35 savaş uçakları için hayati öneme sahip parçalar üretmektedir. Raporlara göre, bu parçalar olmadan birçok savaş uçağı operasyonel kalamaz.
Fransa da İsrail’e askeri teçhizat sağlayan ülkelerden biridir. Fransız şirketleri, İsrail ordusu için elektronik parçalar ve askeri donanımlar temin etmektedir.
Kanada ve İtalya gibi ülkeler de doğrudan olmasa da, askeri parçaların ve sistemlerin ihracatı yoluyla İsrail’in silahlanmasına katkıda bulunmaktadır.
Avrupa’nın İkiyüzlü Politikası: Barış Çağrısı ve Eşzamanlı Silah Satışı
Siyasi uzmanlara göre, bu ülkeler genellikle uluslararası platformlarda ateşkes ve siyasi çözüm çağrısı yapıyor, ancak aynı anda silah ihracatına devam ederek İsrail’in saldırgan politikalarını sürdürebilmesine olanak sağlıyor.
Açıkça görülüyor ki, Avrupa ülkeleri, ABD’nin yeşil ışığıyla İsrail’in savaş makinesini silahlandırmaya devam ettikçe, bu rejim şiddet politikalarını sürdürecektir herhangi bir sonuçtan veya yaptırımdan korkmadan.
Çözüm: Uluslararası Silah Ambargosu ve BaskıBu şiddet döngüsünün sona erdirilmesi ancak küresel silah ambargosu ve uluslararası baskılarla mümkündür.Bu felaket karşısındaki sessizlik, doğrudan bir ortaklık anlamına gelir. Ve tarih, bu sessizliği unutmayacaktır.
Şimdi şu soruyu sormak gerekiyor:
Avrupa şimdiye kadar dünya genelinde nasıl insani bir rol üstlendi?
yorumunuz