Uluslararası Ehl-i Beyt (a.s) Haber Ajansı -ABNA- Hamas üst düzey liderlerinden Üsame Hamdan, Filistin direnişi ile Lübnan merkezli Hizbullah örgütü arasındaki stratejik ortaklığın bölgedeki direniş hareketlerinin temel taşı olduğunu belirtti. Hamdan, son dönemde yaşanan çatışma ve politik gelişmeler ışığında yaptığı açıklamada, Şehit Hasan Nasrullah’ın mirasının direnişi asla zayıflatmadığını, tam aksine onu ileri taşıdığını vurgulayarak, iki grubun koordinasyon ve iş birliğinin derinleştiğini gösterdi.
Hasan Nasrullah, Hizbullah’ın uzun yıllara yayılan direniş stratejisinde sembolik bir figür olarak kabul ediliyor. Nasrullah’ın liderliğinde oluşan direniş geleneği, Filistin hareketleri için hem moral hem de operasyonel anlamda kritik bir ilham kaynağı olarak öne çıkıyor. Hamdan’ın açıklaması, bu mirasın yaşamaya devam ettiğinin ve bölgedeki güç dengelerinde belirleyici olmaya devam ettiğinin altını çiziyor.
Uzmanlar, direniş cepheleri arasındaki stratejik uyumun artmasının, İsrail’e karşı sürdürülen mücadelede yeni bir kuvvet dinamiği ortaya koyduğunu belirtiyor. Bu ortaklığın, askeri ve siyasi anlamda direniş hatlarının birbirini tamamlaması ve bölgesel dayanışmanın güçlenmesi anlamına geldiği değerlendirilmekte.
Hamdan’ın açıklamalarında ayrıca, Hizbullah-Filistin birlikteliğinin yalnızca askeri iş birliğiyle sınırlı kalmadığı; aynı zamanda diplomasi, bilgi paylaşımı ve bölgesel strateji geliştirme alanlarında da önemli etkiler yarattığına dikkat çekildi. Bu da bölgedeki direniş hareketlerinin daha koordineli, organize ve etkili bir yapıya kavuştuğunu ortaya koyuyor.
Bu birleşik stratejik tutumun, İsrail ve bölgesel iş birlikçileri tarafından zorlu bir sınav olarak algılandığı gözlemleniyor. Direnişin bu yeni seyri, barış ve güvenlik arayışlarını da karmaşıklaştırabilir ve gerilimlerin uzun süre devam etme ihtimalini güçlendirebilir.
Hamas liderinin vurgu yaptığı stratejik ortaklık, bölgedeki direnç odağının gücünü artırırken, unutulmaması gereken bir başka boyut da uluslararası aktörlerin bu gelişmeleri yakından takip etmesi gerekliliğidir. Bu dinamik, Ortadoğu’daki mevcut krizin çözümünü zorlaştıran ancak direniş cephesinin kararlılığını pekiştiren bir unsur olarak önümüzde duruyor.
yorumunuz