Uluslararası Ehlibeyt (a.s) Haber Ajansı -ABNA- Türkiye’nin İran’a yönelik mali yaptırımlarda sert adım atması, bölgesel güç dengelerinde dikkat çekici bir dönemin işaret fişeği oldu. BM Güvenlik Konseyi kararlarını gerekçe gösteren Ankara, hem bireylerin hem de kurumların mal varlıklarını dondurduğunu resmen duyurdu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla yürürlüğe giren bu karar, Irak’tan Suriye’ye, Körfez’den Doğu Akdeniz’e kadar uzanan karmaşık jeopolitik tablo içinde ayrı bir önem taşıyor.
ABD ve İsrail’in İran’a karşı artan tehdit ve savaş hazırlıkları sürerken Türkiye’nin bu hamlesi, ittifaklar ve dengelerde yeni bir sayfa açtı. Türkiye, uzun süredir gergin ilişkiler içinde olduğu Batı bloğunun yanında durarak İran’a karşı politikada tavrını sertleştirmiş oldu. Bu yeni pozisyon, Ankara’nın bölgedeki stratejik hedef ve hassasiyetlerine dair ortaya çıkan karmaşık dengelerin göstergesi olarak okunabilir.
Ancak bu gelişme, Türkiye’de ve bölgedeki diğer aktörler arasında önemli tartışmaları da beraberinde getirdi. İran’a karşı alınan bu sert karar, Türkiye’nin klasik bölgede denge politikası anlayışından önemli bir sapma olarak değerlendirilebilir. Bazı çevreler, Ankara’nın bu adımla kendi bağımsız dış politikasından uzaklaşarak Batı’nın oyununa dâhil olduğunu eleştirirken, diğerleri bunun bölgesel istikrarı destekleyen zorunlu bir savunma mekanizması olduğunu savunuyor.
Sonuç olarak, Türkiye’nin İran’a yönelik mal varlığı dondurma kararı, bölgesel jeopolitiği yeniden şekillendirmeye aday yeni bir dönemin başlangıcı niteliğinde. Bu kararla Ankara, önemli riskler alırken aynı zamanda hangi taraflarda ve nasıl bir güç oyunu içinde olacağını da netleştirmiş oldu. Bu hamlenin bölgedeki yankıları ise ilerleyen günlerde daha belirgin biçimde ortaya çıkacak.
yorumunuz