13 Ekim 2025 - 19:25
Esirler takası başladı: Diplomasi mi, kirli oyun mu?

Filistin direnişi, Gazze’de iki yıl süren soykırıma karşı diplomatik alanda önemli bir başarı elde etti. Hamas ve diğer direniş grupları, esir değişimi ve İsrail’in belirli topraklardan çekilmesi gibi koşullar üzerinden anlaşmaya vardı. Anlaşma, direnişin mücadelesinin uluslararası diplomasiye yansıması olarak öne çıkıyor, ancak çatışmaların tamamen sona ereceği bir durum henüz söz konusu değil.

Uluslararası Ehl-i Beyt (a.s) Haber Ajansı – ABNA: Filistin Direnişi, diplomatik sahada yürüttüğü savaşta son aşamada önemli bir başarı elde etti. Son varılan ateşkes anlaşması, Filistin direnişinin iki yıl süren soykırıma karşı gösterdiği direnişin ve kararlılığın bir ürünüdür.

Birinci aşama koşulları

Anlaşmanın birinci (ve muhtemelen tek) aşaması, çatışmaların durmasını öngörüyor. Bu sürede Hamas, direnişin elinde bulunan tüm canlı esirleri ve hayatını kaybedenlerin cesetlerini (toplam 48 kişi) serbest bırakacak; karşılığında ise İsrail’in zindanlarında tutulan 2.000 Filistinli “yaşayan şehit” serbest bırakılacak.

Yazının hazırlandığı sırada Hamas, Gazze’de Uluslararası Kızılhaç Komitesi’ne (ICRC) yedi esiri teslim etmiş ve 13 esirin daha serbest bırakılması bekleniyor. Karşı taraftan ise 2.000 Filistinlinin serbest bırakılması bekleniyor. Ancak anlaşmanın uygulanmasının ardından hâlâ en az 2.000 Filistinlinin İsrail işgali altında tutulma riski bulunuyor.

Anlaşmaya göre, İsrail’in Gazze topraklarının yüzde 47’sinden çekilmesi gerekiyor. Ancak Filistinli direniş yetkilileri, bu koşulun tam olarak yerine getirilip getirilmeyeceği konusunda şüpheli.

Kimse İsrail’in ateşkese sadık kalacağını düşünmüyor. Gazze Şehri ve Han Yunus’ta yükselen dumanlar, İsrail’in hava saldırılarıyla Filistinli aileleri hedef aldığını gösteriyor; bu saldırılarda sık sık Boeing üretimi Apache AH-64 helikopterleri kullanılıyor.

ABD eski Başkanı Donald Trump, anlaşmanın imza törenini bizzat gerçekleştireceğini duyururken, İsrail tarafında anlaşmanın detaylarını yöneten dört aşırı sağcı – Steve Witkoff, Jared Kushner, Benjamin Netanyahu ve danışmanı Ron Dermer – anlaşmayı ve öncesindeki soykırımı onayladı.

Filistin Direnişi için bir zafer

Tüm bu diplomatik gösterişli ortamın ötesinde, savaş devam edecek ve hatta genişleyebilir. Netanyahu, Kahire’deki anlaşma ile Filistin direnişi karşısında kapsamlı bir diplomatik yenilgiye uğradığı için iç siyasette ve Zionist varlık içinde baskılarla karşı karşıya kalacak.

Türk ve Mısır temsilcileri, BM Genel Kurulu zirvesi sonrası, Filistin direnişini teslim olmaya, silahsızlanmaya ve işgalci İsrail karşısında mücadelesini sonlandırmaya zorlamaya çalıştı. Ancak anlaşma, Gazze’deki Filistinlilerin “mucizevi direniş ve kararlılığı” sayesinde sağlandı. Yaşayan şehitlerin özgürlüğü, en büyük kazanım olarak öne çıkıyor; ancak serbest bırakılan Filistinlilerin hemen İsrail tarafından hedef alınması muhtemel.

Qatar, arabulucu olarak anlaşmada önemli bir başarı elde etti. Katar, İsrail’in soykırım talepleri ile Filistin halkının acısını hafifletme ihtiyacını dengelemeyi başardı. Filistin Direnişi, her zaman esirlerin serbest bırakılmasını öncelikli koşul olarak belirledi ve tüm diğer koşullar buna bağlı olarak şekillendirildi; anlaşmanın nihai sonucu, İsrail’in soykırımını yavaşlatmaktan öte bir anlam taşımıyor.

Direnişin uyumu

Filistin direnişi, serbest bırakılan esirlerin Filistin toplumunun geniş kesimlerinden seçilmesine de özen gösterdi. Hamas, Filistin’i temsil ettiği için masada Filistin adına müzakere yürütüyor; askeri, diplomatik ve sosyal temsiliyetiyle öne çıkıyor. Ancak yalnız değil:

Bu tur müzakerelere, Filistin İslami Cihadı (PIJ) ve Filistin Kurtuluş Cephesi’nin (PFLP) temsilcileri de katıldı. PIJ’nin Saraya el-Kuds savaşçıları, son iki yılda direnişin savaş çabalarında kritik rol oynadı; PFLP’nin Abu Ali Mustafa Tugayları da İsrail saldırılarına karşı mücadelede yer aldı.

Ekler

yorumunuz

You are replying to: .
captcha