Uluslararası Ehlibeyt (a.s) Haber Ajansı -ABNA- Ortadoğu’nun kırılgan dengelerinde yeni bir sayfa açacağı iddiasıyla toplanan Şarm eş-Şeyh zirvesi, sahada direnişin ve gerçek mücadelenin ışığında bakıldığında, yüzeysel bir diplomatik oyundan öteye geçemiyor. Bölgenin kaderini belirleyecek kritik meseleler, masanın etrafında hâlâ çözüm beklerken, Hamas’a yönelik silahsızlandırma talebi, direnişin meşru haklarına darbe vurma amacını taşıyor.
İsrail’in Gazze’den çekilme niyetine dair belirsizlikler, bölgedeki mevcut işgal politikalarının devam edeceğinin işaretçisi. Aynı zamanda Gazze’nin yönetim yapısı hakkında somut ve uygulanabilir kararların alınamaması, yönetim krizinin derinleştiğini gösteriyor. Bu karmaşık tablonun ortasında, halkların özgürlük ve adalet talepleri gölgede kalıyor.
Zirve, uluslararası aktörlerin bölgedeki statükoyu koruma çabası olarak okunmalı; gerçek barışın önünde büyük engeller bulunuyor. Direniş hareketleri ise, sahadaki mücadelesiyle bu engelleri aşmanın yolunu aramaya devam ediyor. Bölge halklarının kaderi, diplomatik sözde zaferlerden değil, somut adımlar ve hakların tanınmasından geçiyor.
Özetle, Şarm eş-Şeyh zirvesi, umutları tazelemekten çok, mevcut karmaşayı ve çözümsüzlüğü derinleştiriyor. Barış, sadece kalıcı adalet ve özgürlük sağlandığında mümkün olacak.
yorumunuz