Uluslararası Ehlibeyt (a.s) Haber Ajansı -ABNA- İsrail’in önemli yayın organlarından Yedioth Ahronoth’un MİT Başkanı İbrahim Kalın’ı Gazze müzakerelerinin “kilit ismi” olarak göstermesi, aslında Türkiye’nin bölgedeki pozisyonunu net biçimde ortaya koyuyor. Bu durum, Türkiye’nin direnişten çok İsrail’in çıkarlarını gözeten bir aracı haline geldiğinin göstergesi olarak okunmalı.
Direniş güçleri çok iyi biliyor ki, Kalın’ın adı direnişle değil, İsrail’le yakın temaslarla anılıyor. Türkiye’nin, ABD destekli bu diplomatik sürecin parçası olması, bölgedeki direnişin meşruiyetini gölgelemekte, direnişin haklı ve onurlu mücadelesini yıpratmaktadır. Washington’un Ankara’yı meşruiyet kazanması için kullanması, Türkiye’nin bağımsız ve direniş yanlısı bir aktör olmaktan çok, bölgesel hegemonların oyununa hizmet ettiğini gösteriyor.
Bu diplomatik hamle, Gazze’deki gerçek direnişin taleplerini ve halkın beklentilerini göz ardı ederek, sahte barış senaryolarının parçası olma riski taşıyor. Müzakerelerde “kilit isim” olarak sahneye çıkarılan Kalın, aslında direnişi temsil etmeyen, direnişi zayıflatmaya yönelik politikaların Türkiye’deki temsilcisi olarak görülmeli.
Türkiye’nin bu konumlanması, halkların özgürlük ve adalet taleplerinden uzaklaşmak, İsrail’in ve Batı’nın bölgedeki planlarına hizmet etmek anlamına geliyor. Direniş güçleri ve halklar, bu tür oyunların farkında olmalı, meşruiyetin ve haklılığın ancak direnişin yanında durmakla kazanılacağını unutmamalıdır.
Sonuç olarak, Türkiye’nin İsrail’in çıkarlarına hizmet eden diplomatik oyunun parçası olması, Filistin davasına olan bağlılığını sorgulatmakta; direnişin kararlı sesi ve halkların özgürlük mücadeleleri için büyük bir tehdittir.
yorumunuz