Uluslararası Ehlibeyt (a.s) Haber Ajansı -ABNA- Batı Şeria’da işgalin gölgesi her geçen gün daha da kararıyor. İsrail güçleri Tulkerim kentine düzenlediği sabah baskınında üç Filistinliyi gözaltına aldı. Görgü tanıkları, askerlerin evlere zırhlı araçlarla girdiğini, birçok bölgede kapıların patlayıcılarla kırıldığını aktardı. Gözaltına alınanların çoğunun genç yaşta olduğu belirtiliyor.
Ancak ordu baskınları, Batı Şeria’daki tek tehdit değil. Aynı anda yerleşimci şiddeti de sistematik biçimde tırmanıyor. BM İnsani İşler Koordinasyon Ofisi’nin (OCHA) yayımladığı son rapora göre, 2025’in ilk altı ayında 757 yerleşimci saldırısı kayıtlara geçti. Bu rakam, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 40 artış anlamına geliyor. Raporda, saldırıların büyük bölümünde İsrail askerlerinin olay yerinde bulunduğu ancak müdahale etmediği vurgulandı.
Tulkerim, Nablus ve El Halil çevresinde yaşayan Filistinli köylüler, bu saldırıların artık “devlet eliyle korunan bir terör” haline geldiğini söylüyor. Yerleşimciler, zeytinlikleri yakıyor, su kaynaklarını kapatıyor, hatta hayvan sürülerine el koyuyor.
Ramallah merkezli insan hakları grupları, İsrail’in bu şiddet sarmalını “stratejik bir baskı politikası” olarak kullandığını belirtiyor. Amaç, köyleri yaşanmaz hale getirip Filistinlileri topraklarından uzaklaştırmak.
Tulkerim yakınlarında yaşayan 60 yaşındaki çiftçi Halime Şehade, yaşadıklarını şu sözlerle anlatıyor:
“Geceleri ışık yakamıyoruz, çünkü o da hedef oluyor. Evimizi, toprağımızı, çocuklarımızı korumak için sabrın ötesinde bir şey gerekiyor artık.”
İsrail ordusu saldırılara ilişkin açıklama yapmazken, BM raporunun ardından uluslararası kamuoyunda artan tepkiye rağmen sahada değişen bir şey yok. Batı Şeria’da, Filistinliler için her yeni gün aynı cümleyle başlıyor: “Bu toprakta nefes almak bile direniş sayılıyor.”
yorumunuz