Uluslararası Ehlibeyt (a.s)Haber Ajansı -ABNA- İran’ın savunma ve roket programında yeni bir aşamaya geçtiği yönünde artan istihbarat ve analizler, “dördüncü nesil” nükleer silah geliştirme çabaları ve yeni nesil ağır kaldırma füzeleri testleri iddialarını gündeme taşıdı. Batılı istihbarat çevrelerinde, İran’ın geleneksel fisyona dayalı nükleer başlıklardan öte, tamamen nükleer füzyon prensibine dayalı, çok daha küçük, yüksek verimli ve düşük radyasyonlu silahlar üzerinde çalıştığı öne sürülüyor. Bu tür silahların, mevcut savunma sistemlerini aşma potansiyeli taşıdığı, aynı zamanda daha az uranyum zenginleştirme gerektirdiği belirtiliyor.
İddialara göre, İran’ın bu “dördüncü nesil” projesi, özellikle son yıllarda nükleer araştırmalarını derinleştirdiği yeraltı tesislerinde ve gizli laboratuvarlarda yürütülüyor. Aynı zamanda, İran’ın yeni nesil ağır kaldırma füzeleri üzerindeki testleri de dikkat çekiyor. Bu füzelerin, daha uzun menzilli, daha yüksek taşıma kapasiteli ve gizlilik odaklı bir yapıya sahip olduğu, İran’ın uzay ve stratejik savunma kapasitesini önemli ölçüde artırabileceği değerlendiriliyor.
İranlı yetkililer, bu iddiaları doğrulamak yerine, “barışçıl nükleer ve uzay teknolojileri” geliştirildiğini, “her türlü silahlanma” iddialarının Batı’nın İran’ı izole etme stratejisinin bir parçası olduğunu savunuyor. Ancak, İran’ın son dönemde artırdığı füze testleri, özellikle uzun menzilli balistik füzelerin menzilini ve taşıma kapasitesini yükseltme yönündeki hamleleri, bölgedeki müttefikler ve düşman devletler arasında endişeyi artırıyor.
Bölgesel analistler, İran’ın bu gelişmelerle “stratejik dengeyi kendi lehine kaydırma” hedefinde olduğunu, özellikle İsrail ve ABD’nin nükleer ve füze üstünlüğüne karşı bir “direnç kapasitesi” inşa etmeye çalıştığını değerlendiriyor. Aynı zamanda, bu tür gelişmelerin, İran’a yönelik yaptırımların ve diplomatik baskıların daha da sertleşmesine yol açabileceği, bölgede yeni bir silahlanma yarışının başlaması riski taşıdığı uyarısı yapılıyor.
yorumunuz