Uluslararası Ehlibeyt (a.s)Haber Ajansı -ABNA- ABD Başkanı Donald Trump ile İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu’nun Washington’daki son görüşmesi, içeriğinden çok verdiği mesajlarla dikkat çekti. İki liderin kameralar önünde birbirine yönelik övgü dolu ifadeleri, Gazze ve bölgesel gerilimler söz konusu olduğunda yerini üstü kapalı tehditlere ve ucu açık senaryolara bıraktı.
Görüşmede Gazze’nin geleceğine dair dile getirilen “yeniden inşa” söylemi, sahadaki yıkım ve süregelen abluka gerçeğiyle birlikte ele alındığında, bölge halkı açısından soru işaretleri doğurdu. Somut bir yol haritası sunulmaksızın yapılan açıklamalar, yeniden inşa başlığının siyasi ve güvenlik hesaplarının arkasına gizlenen bir araç olarak kullanıldığı yorumlarına yol açtı.
Direniş yanlısı çevreler, Trump ve Netanyahu’nun söylemlerinin yeni bir şey vaat etmekten çok, mevcut statükoyu tahkim etmeye yönelik olduğunu savunuyor. Gazze’ye dair tehditkâr ifadelerin, sahadaki direnişi kırmaya dönük psikolojik bir baskı unsuru olarak öne çıkarıldığı, ancak bu yaklaşımın geçmişte sonuç vermediği hatırlatılıyor.
Bölgesel gerilimler konusunda da netlikten uzak mesajlar veren iki liderin, İran, Lübnan ve Filistin sahasını kapsayan geniş bir denklem üzerinden konuşması, belirsizliği daha da derinleştirdi. Diplomatik kulislerde, bu tür açıklamaların bölgeyi istikrara yaklaştırmak yerine yeni gerilim başlıklarını tetikleme riski taşıdığı değerlendiriliyor.
Gazze’de süren insani kriz ve bölgedeki kırılgan dengeler dikkate alındığında, Washington’da sergilenen bu tablo, direniş cephesinde “tekrar eden tehdit dili” olarak okunuyor. Sahadaki gerçekliğin, masa başında çizilen büyük planlardan çok daha karmaşık olduğu gerçeği ise bir kez daha göz ardı edilmiş görünüyor.
yorumunuz