22 Mayıs 2014 - 05:56
22 günlük savaşın ABD’nin Ortadoğu planları üzerindeki etkisi

Siyonist rejim İsrail’in Gazze şeridine dayattığı 22 günlük savaş, Filistin İslami direniş hareketi Hamas ve genelde Filistin’de direniş hareketi için bir dönüm noktası sayılır. Son yıllarda başta Amerika olmak üzere bazı Batılı devlet adamlarının siyasi edebiyatında Ortadoğu’dan sözde Büyük veya Yeni Ortadoğu tabiri ile söz ediliyor ki bu terimle bazen büyük Ortadoğu veya yeni Ortadoğu projesi kastediliyor.

Ehlibeyt (a.s) Haber Ajansı ABNA- Amerika dış ilişkileri konseyi Başkanı Richard Has 2006 yılında Foreign Affairs dergisinde yayınladığı yazısında yeni Ortadoğu’nun koordinatlarını şöyle çiziyor: Ortadoğu’nun yeni tarihinin beşinci dönemi ile ilgili planlar ve yapılar henüz şekillenmekte ve tamamlanmadı. Ancak önemli olan nokta şu ki bu planlar ve yapılar doğal olarak Amerika’nın bölge üzerindeki sultasının sonunda tamamlanmış olacak ve etkisini gösterecek.

Has’a göre Washington’un nüfuzu geçmişe kıyasla kesinlikle daha az ve daha zayıf olacak. Bu konu Amerika’nın içinde ve dışında bir dizi odakların artan etkisi, Amerika’nın gücünün zati kısıtlamaları ve Amerikalı devlet adamlarının seçimlerinin sonucuna yansıtır. Richard Has şöyle devam ediyor: AB Irak meselesinde bir nebze işin içine karışarak Amerika’ya yardım edecek ve muhtemelen Filistin meselesinde de yeni ve farklı bir çözüm bulmak için bastıracak. Çin ise İran’a yönelik baskılara karşı direnecek ve bölgede enerji kaynaklarına ulaşma şansını güvence altına alacak. 

Rusya da Washington’un İran’a dayattığı yaptırımlara karşı direnecek ve Amerika’dan bağımsızlığını ispat etmek için yeni fırsatlar ve yeni ortamlar kollayacak. Hem Rusya ve hem Çin ve yine bir çok AB ülkesi Amerika’nın Ortadoğu’nun demokratik olmayan irili ufaklı rejimlerinde bazı siyasi reformlar yapma çabalarına eşlik etmeyecek. Richard Has’a göre yeni Ortadoğu’da iki ülke başkalarından daha güçlü olacak, ki bunlardan biri İran devleti ve diğeri siyonist rejim İsrail olacak. Richard Has’ın İran’la ilgili açıklamaları üzerinde durulması gereken sözlerdir.

Has şöyle diyor: İlkin, şimdiye kadar İran’ı değişmekte olan ve içinde en ciddi ve en temel siyasi ve sosyal değişimlerin yaşandığını düşünenler kesinlikle yanlış düşünüyor. İran muazzam bir ekonomi ve insan gücünden yararlanıyor ve Irak üzerinde en güçlü ve en derin nüfuza sahip bulunuyor ve bunun yanında tabi ki Hamas ve Hizbullah üzerinde de nüfuzu vardır. İran tarihi imparatorluklardan biridir ve şimdi de bölgede kendine göre büyük hedefleri ve planları bulunuyor. 

Tabi unutmamak gerekir ki İran bu planlarını hayata geçirmek için gereken potansiyele de sahiptir. Richard Has’a göre gerçi korsan İsrail’in Ortadoğu bölgesinde nükleer silahları bulunuyor, ancak bu rejimin Lübnan Hizbullah hareketi ile giriştiği 33 günlük savaşta hezimete uğramasının ardından güç ve heybeti tamamen çökmüştür. Üstelik Tel aviv Filistin topraklarını işgal ettiği için çok yönlü güvenlik sorunu da yaşıyor. Gerçekte Amerika Ortadoğu bölgesinin siyasi coğrafyasını değiştirmek için bölgede uzun süre askeri varlığını sürdürmesi gerekiyordu. Amerika bu yüzden terörle mücadele bahanesiyle 2001 yılında Afganistan’ı ve ardından 2003 yılında Saddam’ın dikta rejimi ve kitle imha silahlarını bahane ederek Irak topraklarını işgal etti, ancak ne var ki ne Afganistan ve ne Irak savaşı, Amerika’nın istediği gibi ilerledi.

Öte yandan Amerika ve korsan İsrail’in Filistinli cihadi grupların mücadelelerini durdurma ve yine Lübnan Hizbullah hareketini silahsızlandırma çabaları sonuç vermeyince, bu kez Amerika ve müttefikleri yeni Ortadoğu projesini hayata geçirmek için yeni bir yönteme başvurdu ve Siyonist rejim İsrail’in Hizbullah hareketine ve Lübnan milletine dayattığı 33 günlük savaş bu yöntemi hayata geçirmek ve yeni Ortadoğu projesini başlatmak için atılan ilk adım oldu. 

Amerika’nın dönem dışişleri bakanı Condalisa Rice 33 günlük savaşı sırasında yaptığı net açıklamasında bu günlerde Ortadoğu doğum sancısı çektiğini söyledi, ancak savaş sona erdikten sonra bu sancıdan söz edemedi. Büyük Ortadoğu projesi ve Gazze şeridine dayatılan 22 günlük savaşın etkileri hakkında da öncelikli 2006 yılında 33 günlük savaşa, yani korsan İsrail’in Hizbullah hareketi ile savaşına bakmak gerekir. 33 günlük savaşın sonucunda pratikte Batı’nın büyük Ortadoğu projesi tamamen durma noktasına geldi. 

Öte yandan 22 günlük savaş sırasında da Hamas hareketi, Hizbullah hareketinin 33 günlük savaş sırasındaki kazanımlarını korumayı başardı ve Gazze şeridini koruyarak pratikte Ortadoğu uzlaşma müzakerelerinin Washington ve Tel aviv lehine sonuçlanmasına mani oldu. Bu durum Hamas hareketinin büyük Ortadoğu projesinin yavaşlamasında etkisini ortaya koyuyor. 

Mossad’ın eski başkanları ve korsan İsrail’in en önemli güvenlik yetkililerinden Afraim Halivi 2010 yılında Hamas hakkında yazdığı makalesinde şu itirafta bulunuyor: Bu günlerde Obama ve Netanyahu Filistin konusundaki oyun kurallarını ve dış politikalarının yeniden yazmaları gerekiyor. Filistinlilerle çatışmanın son bulması, ulaşılır bir hedef değildir. Filistin özerk teşkilatı Gazze şeridinde gücünü geri kazanabilecek imkânlardan yoksundur.

Ekler