Ehlibeyt (a.s) Haber Ajansı ABNA- Kum Cuma İmamı Hüccetül İslam Saidi, bugün Tahran camilerinin kültürel faaliyetler bölümü sorumlularını kabulünde yaptığı bir konuşmada Şaban ayı içindeki kutlu münasebetleri tebrik etti ve şöyle dedi: Şaban ayı Allah’ın, kulları önüne bıraktığı ilahi bir fırsattır. Eğer bu ayın sır ve hikmetini anlayacak olursak içindeki büyük nimetlerden ve fırsatlardan daha çok istifade etmiş olacağız.
Allah Kur’an’da ilahi evlere girmenin ancak onların kapısını kullanmakla hasıl olacağını ifade etmiştir. Recep Şehru’l-Velayet/ Veli’nin ayıdır. Şaban, Şehru’n-Nebi’dir, yani Peygamberin (s.a.a) ayıdır. Ramazan ayı ise Şehrullah, yani Allah’ın ayıdır. Peygamberin ilmi ve irfanına ulaşmak için onun kapısına (İmam Ali’ye) gelmek gerekir ve Allah’ın ziyafetine girebilmek için de onun kapısı olan Peygambere gelmek gerekir.
Hüccetül İslam Saidi, Ebu Lübabe kıssasına dikkat çekti ve şöyle konuştu: Ebu Lübabe, Peygamberin (s.a.a) planını düşmana anlatmıştı ve daha sonra bu hareketinden ciddi şekilde pişmanlık duymuştu. Bu yüzden kendisini Mescid-i Nebi’deki sütunlardan birine bağlamış, şöyle demişti: Yüce Allah beni affedinceye kadar hiçbir şey yemeyeceğim, hiçbir şey içmeyeceğim. Onun bu hareketi Peygambere intikal ettiğinde hazret şöyle buyurdu: Eğer benim yanıma gelseydi ve ikrar etseydi, ben Allah katında onun için mağfiret dilerdim. Fakat o direkt olarak Allah’a gitti. Allah bizzat onun hakkında hükmedecektir.
Saidi, sözlerini şöyle sürdürdü: Bizler de Ebu Lübabe gibi yapmamalıyız. Kültürel işlerde Ehlibeytin yöntemi güzel ve öğreticidir. Dolayısıyla kültürel bir işte iki bakış açısı olmalıdır: Öncelikle şunu düşünün ki, acaba Ramazan ayına girişte nasıl bir vazifeniz var? İkincisi ise bakın, acaba Peygamber (s.a.a) bu kültürü nasıl hayata geçirmiş, nasıl yaşamış? Ondan ders alalım. Kur’an-ı Kerim’de tebliğ yöntemleri konusunda birçok öğretici örnek gelmiştir. Bunlarda “insanları yormadan nasıl tebliğ edilir?” konusunda çok güzel mesajlar vardır. Kur’an-ı Kerim’den anladığımız bir husus da şudur: Bir âlim halk tarafından tanındığı zaman iyi bir tebliğci olabilir. Peygamberimiz (s.a.a) kıyamet gününde Kur’an’ın terk edildiği konusunda ümmetinden şikâyetçi olacak! Bugün ümmetin içinde bulunduğu sıkıntıların birçoğu Kur’an’ın öğretilerinin ve tek kelimeyle Kur’an kültürünün onların hayatından uzak oluşunun doğal sonucudur. Dolayısıyla hayatın her alanında olduğu gibi kültürel konularda Kur’an eksenli olmalıyız. Eğer bunu başarırsak sorunlarımızın birçoğu kendiliğinden çözüme kavuşacaktır.
shafaqna
