Ehlibeyt (a.s) Haber Ajansı ABNA- Alim ve basir olan Allah’ın adıyla…
Fransa’da gerçekleşen terör olayıyla ilgili farklı değerlendirmeler söz konusudur;
Birileri “oh olsun” dercesine Batılılara nefretini haykırmak isterken dolaylı olarak da olsa söyleme cesaretinde bulunamaz.
Ayrı birileri fırsat fırsattır düşüncesiyle İslam’a nefretini hiç çekinmeden ortaya koyarak tepkisini dile getirmekten çekinmez. Bunlar bu olaydan en güzel şekilde yararlanmalıyım” düşüncesiyle bulanık sudan balık avlama peşindedir.
Bazıları ise gerçekleri dile getirmek adına “kendiniz yaptınız kendiniz buldunuz” sözüyle Batılılara ihtarda bulunmayı ihmal etmiyor.
Evet! Üzücü bir terör olayı gerçekleşmiştir, ama kimse olayı analiz etmeye cesaret edemiyor ve herkes Batıya yaranmak için kınama yarışına girmiş bulunuyor. Suçluluk psikolojisiyle kendisini temize çıkarma yarışı başlamış sanki.
Bu olaydan kim zarar görür; en fazla zararı İslam görürmüş, İslam ne zaman fayda gördü ki şimdi de zarar görecek olsun. Zarar gören İslam mı, Müslümanlar mı, insanlık mı, yoksa Batı emperyal gücü mü?
İslam zarar görmediği gibi daha da güçlenmektedir. Dünyada çoğalan İslam düşmanlığı İslam’ın her geçen gün ne kadar güçlendiğini ve yükseldiğini gösteriyor. İslamı, şiddet dini, özgürlüklere karşı bir din, cihad dini olarak gösterme çabalarının altında yatan sebep bu yükselişi engellemeye yöneliktir.
Halkları birbirleriyle çarpıştırmak istiyorlar; halkların birbiriyle sorunu yok, dinleri, dilleri, kültürleri ayrı olsa da fıtratları gereği beraber yaşamakta bir sorun görmüyorlar. Siyasetçiler halkların duygu ve farklılıklarını kullanıyorlar ve tefrika çıkarıyorlar. Almanya’da Pegida’yı ortaya çıkarıyorlar, İsveç’te camilere saldırtıyorlar, Fransa’da kendi akıllarınca aydın saydıkları kimseleri terör ettiriyorlar. Başak bir bölgede de din adına terörist yetiştiriyorlar.
Batılı ülkeler kendi sorunlarını örtbas etmek için milletler arasına soktukları tefrikayı, terörizmi araç olarak kullanıyorlar; gündem değiştirmek, suni gündem oluşturup kendi sorunlarının unutulmasını sağlamak, dikkatleri başka yere çekmek isterler. Kendi halklarının inanç boşluğu, nihilizm, sosyolojik sorunlar; ekonomik kriz, ahlaki çöküntü, göçmenler sorunu, yanlış Suriye politikası ve teröristlerle siyasi hesaplaşma.
Ülkelerin iradesi üstündeki gizli bir gücün yönlendirmesi gözlerden kaçmıyor. Fransa, sanki 4 yıl önceden beri Suriye’de muhalefetin Suriye rejimini değiştirmek için kullanılmasına karışmamış, IŞİD’in devreye sokulmasına sıcak bakmamış, son sıralarda Filistin devletinin tanınmasına BM’de destek veriyormuş izlenimi oluşturularak, bunların bir bedelinin olduğu mesajı verilmek isteniyor.
Irak ve Suriye siyasetleri iflas edince IŞİD’i doğuran güç Irak ve Suriye’deki yenilgisini örtbas edecek ve kendi canavarını kendi eliyle yok edecektir. Çünkü IŞİD, Suriye ordusu tarafından yok edilirse bu ABD öncülüğünde kurulun koalisyonun yenilgisi demektir.
Şimdi teröristleri kınarken, peygambere hakaret edenler korunmalı mı? Peygambere hakaret karikatürlerini yayınlayan bir mizah dergisinin seçilmesi tesadüf değildir, teröristler özellikle buraya yönlendirilmişlerdir. Bu teröristler sizin labaratuarlarınızın ürünüdürler. Fransa’da doğmuş, Batı kültürünü almış, Fransız okullarında okumuş, Fransa toplumunda büyümüş ama sadece kimlikte dini Müslüman olarak kaydedilmiş; dini eğitimden yoksun, İslam’dan habersiz zavallılardır. Toplumsal sorunlar girdabında kimsesiz büyüyen bu insanlar kendilerine sahip çıkan radikal/marjinal grupların pençesine düşüyor ve terörist olmuşlardır.
Ölen de, öldüren de kendilerinden olmasına rağmen neden Müslümanlar suçlanıyor ve potansiyel suçlu görülüyorlar? Neden Müslümanlar düşman gösteriliyor? Neden Müslümanlara dikkatli olmaları uyarısında bulunuluyor? Neden Müslümanlar terörist olmadıklarını ispatlamak zorundalar?
Bu teröristler, tekfircirler desteği ile Suriye’ye giderken karşı gelmediniz, geri döndüklerinde gözaltına alıp sorgulamadınız, sizlere nasihat babından yapılan uyarıları umursamadınız. Müslüman öldürülürken sessiz kalacaksınız, sizi öldürdükleri zaman dünyayı ayağa kaldıracaksınız. Bunların yaptıklarının İslam ile yakından uzaktan hiçbir alakası olmadığını siz herkesten daha iyi biliyorsunuz.
Teröristlerin profili: Cezayir asıllı Fransa vatandaşı yüzbinlerce kişiden sadece iki kardeş. Paris’te dünyaya gelmiş Müslüman bir ailenin çocuğu. Fransa toplumunda Fransa kültürüyle büyümüş, Fransa okullarında eğitim almış. Kimlikte Müslüman yazmasına rağmen dini bir eğitimleri yok, dindar bir ailenin bireyi değiller, yetimhanede büyümüşler. Sahipsiz büyüyen bu insanlar birilerinin eline düşüyor; bunları alıp dini argümanlarla radikal/marjinal bir hale getiriyorlar. Zamanı geldiğinde kullanılacaklar; Irak ve Suriye’de ortaya çıkarılan tekfirci gruplar, bu insanlar için en uygun ve arzulanan bir yer olarak seçiliyor. Bir müddet savaştıktan ve teorik tekfirci inançlarını pratikte uyguladıktan sonra ölüm makineleri olarak Fransa’ya geri dönüyorlar.
Charlie Hebdo’nun profili; mizah dergisi, karikatürlede mizah dilini kullanıyor, liberal sol anarşist bir yayın organıdır. Mizah dilinde ve özgürlüklerde sınır tanımayan bir düşünceye sahipler. Mizah ve karikatür dilinde, toplumsal ve milli değer, inançlarda kutsal tanımayan bir ekolü benimsiyor. Dini kutsalları tabu olarak görüyor ve tabuların yıkılması gerektiğini savunuyorlar. Düşünce özgürlüğü ve ifade özgürlüğü gereği herşeyi yazıp çizebileceklerine inanıyorlar. Hiçbir konuda provokasyondan kaçınmama politikası izleyen dergi, karikatürler yoluyla her türlü inanç ve dogmaya ağır eleştirilerde bulunmuştur.
Allah, peygamberlerine bir kutsiyet vermiş ve onları koruması altına almıştır. Peygamberlerine ve kutsallarına dokunulmazlık vermiştir. Dini kutsallara dokunma izni vermemiştir. Her ilahi bir yasağın bir bedeli olduğu uyarısında bulunmuştur. Hırsızın eli kesilir, zina edene kırbaş vurulur, adam öldüren kısas edilir… v.s
Peygamber de dokunulmazlar arasındadır; kimse ona dokunamaz, aleyhinde bir şey diyemez, yazamaz, çizemez, hakaret edemez. Şu soruyu bütün dünyaya sormak gerekir; peygambere karikatür, yazı, kitap, konuşma gibi yollarla hakaret etmek size ne kazandırır? Peygamberle alay etmek insanlığa ne gibi bir hizmet sunmaktır? İnsanlar, bu ifade özgürlüğü adına yapılan yazım, çizimden ne elde etmiş oluyor?
Herkes aklını başına alsın ve duracağı yeri iyi belirlesin.
Sabahattin Türkyılmaz