5 Ekim 2017 - 04:13
Erdoğan'ın Tahran Ziyareti; Stratejik İşbirliği Amaçlı Bir Ziyaret

Uzmanlar bölgenin kritik bir dönemi geride bıraktığı bir ortamda Erdoğan'ın İran'ı ziyaretinin çok önemli ve stratejik olduğunu belirterek bu ziyaretle Ankara-Tahran ilişkilerinin yeni bir aşamaya gireceğini bildirmekteler.

Ehlibeyt (a.s) Haber Ajansı ABNA - Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan üst düzey siyasi, askeri ve iktisadi bir heyet başkanlığında bugün Tahran'a geldi.

Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehdi Eker de İran'a gelenler arasında bulunuyor. Erdoğan'dan önce Türkiye Genel Kurmay Başkanı Hulisi Akar da üst düzey askeri bir heyet başkanlığında İran'a gelmiş ve gerekli görüşmelerde bulunmuş ve daha sonra Erdoğan'ın beraberindeki heyete katılacağı açıklanmıştı.

Uzmanlar bölgenin kritik bir dönemi geride bıraktığı bir ortamda Erdoğan'ın İran'ı ziyaretinin çok önemli ve stratejik olduğunu belirterek bu ziyaretle Ankara-Tahran ilişkilerinin yeni bir aşamaya gireceğini bildirmekteler.

Bu ziyaret acaba iki ülke arasındaki ilişkilerin özellikle bölgesel boyutta güçlenmesini beraberinde getirecek mi? Bu ilişkilerin güçlenmesine nasıl faktörler sebep olmuştur? İki ülkenin ekonomik ortak çıkarları mı ön plandadır yoksa güvenlik kaygılarından dolayı mı iki ülke birbirine daha yakınlaşmıştır? gibi sorular bölge uzmanlarının cevap bulmaya çalıştıkları hususlardır.

Nitekim üst düzey siyasi uzmanlardan Sadık Meliki Erdoğan'ın Tahran ziyaretiyle ilgili şu görüşlere yer veriyor: Erdoğan'ın Tahran ziyaretini olumlu karşılamak ve tüm boyutlarıyla değerlendirmek gerekir.Ülkelerin yetkililerinin hem de en üst düzeyde ve başkanlar seviyesinde gerçekleştirdikleri ziyaretler bir takım anlaşmalar çerçevesinde yapılmasından öteye bir takım özel öneme de haizdir. Şimdi ise Erdoğan'ın Tahran ziyareti gerçi dönemlik ve daha önceden belirlenen takvim uyarınca yapılmaktadır ama bölgenin çok ciddi sorunlar yaşadığı bir ortamda bu ziyaretin gerçekleşmesi bu ziyaretin önemini katlayarak artırmıştır....

Türkiye ve İran bölgenin jeopolotik şartları, iki ülkenin içinde bulundukları tarihi ve saha rekabetleri, rakib iki devletin ilişkilerinin en iyi dönemi yaşadığı bir ortamda gerçekleşiyor. Fakat bazı açılardan rekabet meselesi de olumlu değerlendirilebilir ve akıllı siyasetlerin takip edilmesiyle bu rekabet ortamı da söz konusu ülkeler açısından çok hayırlı ve yararlı sonuçları beraberinde getirebilir ve bu ülkeler aralarındaki rekabeti kendi kalkınma ve gelişmeleri yönünde bir harekete dönüştürebilirler. Kaldı ki Türkiye'nin son dönemlerdeki siyasetinin daha önceye göre çok değiştiği, özellikle Suriye konusunda daha akıllıca davranışlar sergilediği gözden kaçmamakta. Bu arada Irak'ın kuzeyinde Kürt bölgesindeki son gelişmeler, Türkiye'nin artık bölgesel tehdit ve tehlikeyi kendi yanı başında ve kulağının dibinde hissetmesine ve bunun için de bu gibi bölgesel sorunların giderilmesi için bölgesel bir dayanışma ve diyaloğun şart olduğunu kavramasına yol açmıştır. Ankara böyle bir yaklaşımla en üst düzeyde İran'a bir ziyaret düzenlemekte ve İran'la birlikte alacağı kararların bölge güvenliği ve istikrarı açısından çok önemli olduğuna inanmaktadır.

Tüm bunlar göz önüne alınarak İran ve Türkiye arasındaki üst düzey siyasi ve askeri işbirliği ister istemez bölge olaylarını da etkileyebilir. Nitekim Ankara ve Tahran kendi ortak stratejilerini üç hedef üzerine kurmuşlardır:

1- IŞİD'e karşı ortak mücadele

2- Bölgede barış ve istikrar sağlamak

3- İki ülke arasındaki ekonomik ilişkileri güçlendirmek

İran ve Türkiye bu hedefler çerçevesinde bölgede bir çok hedeflere sahipler. Nitekim İran savunma bakanı General Hatemi, Türkiye Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ile Tahran’da yaptığı görüşmede, iki ülkenin eski ve tarihi dostluğuna ve tarihi, dini ve kültürel ortaklıklarına işaretle, ‘’Türkiye, İran Dış, savunma ve güvenlik politikasında özel yere sahiptir ve bölgedeki her türlü bölücü girişimlere karşı ortak hareket edecekler’’ dedi

Türkiye ve İran’ın işbirliğinin bölge ve dünya’da güvenlik ve kalıcı istikrara sebep olacağını ifade eden Türkiye Genel Kurmay Başkanı Hulusi Akar ise ‘’Biz Irak ve Suruiye’nin toprak bütünlüğünü destekliyoruz ve sınırlarda her hangi bir değişikliği resmiyete tanımıyoruz’’ dedi.

İran, Türkiye ve Irak’ın Irak Kürt bölgesi ile ilgili ortak tutumuna değinen General Akar, ‘’Biz bu bölge ile ilgili iyi askeri ve siyasi alanda anlaşmalar elde ettik ve mevcut şartların sürmesi durumunda Irak Kürt bölgesi bizim sert askeri, siyasi ve ekonomik ambargolarımızla karşı karşıya kalacaktır’’ dedi.

Kuşkusuz İran ve Türkiye bölgenin iki önemli ülkesi olarak düşmanların bölgedeki bölücü komplolarını etkisiz bırakacak güce ve imkana sahipler ve bunu mantıklı ortak bir strateji ile devreye sokmaları gerekir. Gerçi Amerika ve siyonist İsrail rejimi böyle bir işbirliğinin karşısında durarak muhtelif baskı ve şantajlarla onu engellemeye çalışacaklar.

Ekler