Batı Asya’da siyasi baskılar ve dış müdahale planları derinleşirken, bu kez Irak’ın petrol zengini Basra vilayetinde bir “bölge” kurulacağına dair iddialar, ülkenin birliğini hedef alan yeni bir parçalanma senaryosunu yeniden gündeme taşıdı.
Son yıllarda İran ile Çin arasındaki ilişkiler, İran’ın dış politikasında önemli bir yer tutuyor. Kimileri Çin’in İran’a uygulanan yaptırımlardan yararlanarak ucuz petrol aldığını ve düşük kaliteli ürünler sattığını öne sürerken, kimileri bu ilişkinin stratejik ve karşılıklı çıkarlara dayalı olduğunu savunuyor. Bu haberde, eski İran Dış Yatırım Kurumu Başkanı Dr. Ali Fekri ile yapılan bir söyleşiye dayanarak, bu ilişkinin boyutları, fırsatlar ve zorluklar detaylı bir şekilde analiz ediliyor.
Enerji, teknoloji ve savunma sanayi gibi alanlarda faaliyet gösteren Amerikan şirketleri, dünya genelinde olduğu gibi Batı Asya'da da krizlerin oluşmasında ve derinleşmesinde önemli bir rol oynamıştır.
"İsrail’in mücadeledeki ağırlık merkezi, askeri seçeneğe dayanmaktan çıkıp, İran’ı zayıflatmak ve kırılganlaştırmak için askeri güç kullanma tehditlerini ve imasını sürdürerek yumuşak güç (nüfuz artırma) seçeneklerine kaydı."
Siyonist rejim İsrail’in ABD desteğiyle Batı Asya’da yürüttüğü en yeni jeopolitik senaryo olan “Davud Koridoru”, yalnızca bir coğrafi güzergâh değil; bölgesel sınırların değiştirilmesi, su ve enerji kaynaklarının kontrolü ve Suriye ile Irak’ın parçalanması hedefini taşıyan uzun vadeli bir stratejidir.
ran Dışişleri Bakanı Seyyid Abbas Irakçi, Vatikan Başbakanı ile görüşmesinde, Filistin halkının temel haklarının özellikle de kendi kaderini tayin etme hakkının ciddi şekilde ihlal edilmesini, Batı Asya bölgesindeki güvensizlik ve sorunların temel kaynağı olarak değerlendirdi.
Pakistan Savunma Bakanı, canlı yayınlanan bir televizyon röportajında, ülkesinin otuz yıl boyunca bölge ülkelerinde aktif olan terörist grupları ve militanları Amerika ve diğer Batılı ülkeler adına desteklediğini itiraf etti.