Uluslararası Ehlibeyt (a.s) Haber Ajansı -ABNA- Amerikan Foreign Policy dergisi internet sitesinde Çarşamba günü yayımlanan yazıda şöyle denildi: 25 Haziran’da ABD eski Başkanı Donald Trump, Lahey’deki NATO zirvesi sırasında Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski ile görüştü. Parstoday’in haberine göre, görüşmenin olumlu geçtiği izlenimi oluştu. Görüşme sonrası Zelenski, Rusya’nın sivillere yönelik artan hava saldırılarına karşı savunma yardımı talep ettiğini açıkladı. Trump ise bu talepten memnuniyet duyduğunu belirterek, onların “Patriot” olarak adlandırdığı hava savunma füzelerini almak istediklerini ve ABD’nin bu füzeleri sağlayıp sağlayamayacağını göreceklerini söyledi.
Ancak dergi, Trump’ın vaatlerine ve Pentagon’un politikalarından habersizliğine dikkat çekerek, 1 Temmuz’da Pentagon’un, Ukrayna’ya gönderilecek Patriot füzeleri ile birlikte Stinger hava savunma füzeleri, topçu mühimmatı ve F-16 savaş uçaklarında kullanılan Sparrow hava-hava füzelerinin sevkiyatını durdurduğunu açıkladığını yazdı. Bu durum, Ukrayna ve ABD’nin müttefiklerini şaşkına çevirdi. Bu silahların çoğu zaten Polonya’ya teslim edilmiş ve sınırı geçmek üzere bekliyordu.
Trump yakın zamanda yeniden Ukrayna’ya bazı savunma silahları göndereceğini vaat etti. Peki, Ukrayna bu vaatlere güvenebilir mi? Medya raporlarına göre, Trump, Savunma Bakanlığı’nın yardımları durdurma kararından habersiz görünüyor. Trump, Amerika’nın Rusya ve Ukrayna politikalarını gerçekten bu şekilde mi yönetiyor?
Foreign Policy, raporunun bir bölümünde Washington’un Avrupalı müttefikleri arasındaki güven kaybına da dikkat çekerek şunları yazdı: Mevcut koşullarda, Amerika her fırsatta güvenilmezliğini sergiliyor.
Amerika’nın en sadık ortakları bile, ABD'nin desteğine dair verdiği sözlerin koşullu, anlık kararlarla şekillenen ve çoğu zaman istikrarsız olduğunu anlamış durumda.
Son yüzyılda Amerika’nın en sadık müttefiki olan Kanada bile, Beyaz Saray’ın agresif açıklamaları nedeniyle bağımsız bir ülke olarak varlığını kaybetme tehdidiyle karşı karşıya kaldı.
Terörizme karşı sözde küresel savaşta ABD’nin yanında yer alan Danimarka ise, şimdi ABD başkanının Grönland’ı geri almak için asker gönderebileceğini ima ettiği bir durumla karşı karşıya. Size saldırabileceğini ima eden bir ülkeyle aynı savunma ittifakında yer almak ne kadar garip bir durum.
Atlantik Konseyi düşünce kuruluşundan kıdemli üye Tori Tasic, “Trump’ın Beyaz Saray’a ikinci dönüşü, Avrupalılar için ABD’ye tamamen güvenilemeyecek yeni bir transatlantik dönemin başlangıcıdır.” ifadelerini kullandı.
Foreign Policy, ABD’nin dış güvenlik ortaklarıyla olan ilişkilerinin hiçbir zaman kolay olmadığını hatırlatarak, şu değerlendirmeyi yaptı: Irak savaşını hatırlamak yeterlidir o dönemde Başkan George W. Bush, NATO’yu ve diğer müttefiklerini siyasi gerekçelere dayanan bilgilerle kendi istediği savaşa sürüklemişti. Ancak, ABD tarihinde, Trump yönetimi kadar sözde dost ülkelerle bu kadar dikkatsiz ve küçümseyici bir şekilde davranan başka bir hükümeti hayal etmek zordur.
yorumunuz