Uluslararası Ehl-i Beyt (a.s) Haber Ajansı -ABNA- The Guardian köşe yazarı Mehdi Hasan, ABD’nin İsrail’in Gazze’de işlediği insan hakları ihlallerine sessiz kalmadığını, doğrudan katıldığını ve Washington’un masum gösterilmesine izin verilmemesi gerektiğini vurguladı. Uluslararası Af Örgütü, İnsan Hakları İzleme Örgütü ve İsrailli B'Tselem gibi kuruluşların raporları, Gazze’deki yıkımın planlı bir yok etme projesi olduğunu doğruluyor. İsrail eski generali Yitzhak Brik’in, Amerikan mühimmatına bağımlılık itirafı bu ortaklığı somutlaştırıyor.
The Guardian’a göre, hem Cumhuriyetçi hem Demokrat ABD yönetimleri İsrail’e koşulsuz destek vererek Gazze’deki katliamlara göz yummakta, hatta destek olmaktadır. Kongrede bazı üyelerin nükleer saldırı çağrıları bile gündemde. ABD medyası ise genellikle Filistin mağdurlarını görmezden gelerek İsrail anlatısını hakim kılıyor. Avrupa Birliği eski dış politika sorumlusu Josep Borrell de İsrail’i soykırım suçlarıyla itham ederek AB’nin sessizliğinin suç ortaklığı olduğunu açıkladı. Borrell, AB’nin İsrail’e yönelik ticaret ve mali yaptırım araçlarını kullanmaktan kaçındığını kaydetti.
Batılı düşünce kuruluşları da ABD ve AB’nin İsrail’e verdiği destek nedeniyle uluslararası hukuk temelli sistemin aşındığını belirtiyor. Brookings Enstitüsü, Washington’un İsrail’in savaş suçlarına desteğinin ABD’nin küresel itibarını zedelediğini, Chatham House ise AB’nin rolünün meşruiyet krizine yol açtığını ifade ediyor.
Bugün ABD ve AB, İsrail’in Gazze’deki suçları karşısında verdikleri destekle insanlığa karşı işlenen suçların ortağı konumundalar. Bu dönemin gelecek nesillerce “terörle mücadele” değil, “suç ortaklığı” olarak anılması kaçınılmaz görünüyor.
yorumunuz